English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ Ç ] / Çok nazikti

Çok nazikti translate Portuguese

139 parallel translation
İkinci adamın vardır üç gemisi rıhtımda üçüncüsü ise deli olurdu bana ve vardı çokça paraları ve hepsi de çok nazikti ve hepsinin de yakası kar gibi beyaz idi ve bir bayana davranmayı hepsi de biliyordu.
O segundo tinha três navios No cais E o terceiro era louco por mim E todos tinham dinheiro E eram asseados
Bu konuda çok nazikti, fakat yine de kendimi üçüncü sınıf büyücü hekim gibi hissetmeme yol açtı.
Foi bastante simpático, mas fez-me sentir como um curandeiro de 3ª classe.
Çok nazikti.
Era simpático.
Çok nazikti.
Era bondoso.
Gösterimi beğendiğinizi söylemeniz çok nazikti.
Foi um amor em dizer como admira o meu trabalho.
Şu doktor vardı, Dr. Lennox. Bana karşı çok nazikti.
O médico que me tratava, o Dr. Lennox, era muito bom comigo.
Herkesi susturman çok nazikti.
Foi simpático tê-los mandado calar.
Çok nazikti, çok düşünceli idi.
Ele foi muito gentil, muito atencioso.
Ama biz eğlenemedik. Herkes birbirine karşı çok nazikti.
Divertimo-nos muito... e todos eram gentis uns com os outros.
Helene hep çok nazikti.
A Hélen foi sempre tão gentil.
Çok nazikti, fakat öyle düşündüğünü söyleyebilirim.
Ele é fixe, mas sei que ele acha que sou.
Çok sert bir eli vardı, oh, çok nazikti.
Uma mão tão áspera, mesmo assim, delicada.
Özellikle bana karşı çok nazikti... sanki bir şey için benden... özür dilermiş gibiydi.
Estava comigo... como se já quisesse ser perdoada de algo
- Evinize almanız çok nazikti.
Foi generoso da sua parte darem-nos abrigo.
Gangster olduğunu söylüyorlardı ama bana karşı çok nazikti.
Dizem que era um criminoso, mas sempre me tratou muito bem.
Bana karşı çok nazikti, her zamanki gibi.
Foi muito simpático comigo, como de costume.
Hostesler çok nazikti.
As hospedeiras eram simpáticas.
Çok nazikti.
Era generoso.
Kocamı daha önce hiç bir kadınla işi pişirirken görmemiştim. Düşüncen çok nazikti. Oscar beni bir şişe şampanyayla uyandırdı.
Foi muito amável da sua parte, nunca tinha visto o meu marido a atirar-se a outra mulher.
Herkes çok nazikti ve beni gördüklerine sevinmişe benziyorlardı.
Todos pareciam tão simpáticos e contentes por me ver.
Çok nazikti.
Ela era simpática.
Yani, herkes çok nazikti.
Quero dizer, todos têm sido tão legais.
Çok nazikti.
Foi muito educado.
Bilemiyorum. Belki şaşırabilirsiniz ama bir seferinde montumu giymeme yardım etmişti ve gerçekten çok nazikti.
Uma vez ajudou-me a vestir o casaco... e foi muito carinhoso.
Çok nazikti.
Foi delicadissima.
Evet. Bana karşı çok nazikti.
Sim, foi muito gentil comigo.
Şahane bir kıvırcık, sarışın saçı vardı, ve çok nazikti.
Tinha um cabelo ondulado louro lindo e era tão educado.
Rachel konusunda üzgündüm ve tekilayı fazla kaçırmışım, ve Nora Bayan Anne, senin Bing çok nazikti.
Estava danado com a Rachel e o Paolo e bebi demasiada tequilla e a Nora Mrs. Mãe, a tua Bing, estava só a ser simpática.
Çok nazikti.
Foi muito simpático.
Çok nazikti.
Ela era tão boa.
Oh, evet, çok nazikti.
Sim, muito atento.
- Senin sinirlerini bozmuş. - Hayır, çok nazikti.
Não, foi muito simpático.
Çok nazikti.
Foi delicado.
Çok sıcak bir görüşmeydi. Çok, çok nazikti. Ama insan kendini Sezar'ın karşısında gibi hissediyordu.
Strasberg era proponente principal e professor de métodos de atuar... e quem desafiou Marilyn a tornar-se uma verdadeira atriz dramática.
Hayır, aslında çok nazikti. Tam bir profesyonel.
Não, foi muito simpático, muito profissional.
Biliyorum, çok nazikti.
Foi tão bem-educado...
Hepsi çok nazikti.
Foram tão queridos...
Bunu yapman çok nazikti.
- Foi muito amável da sua parte.
O çok nazikti, değil mi?
Ele foi muito cordial, não foi?
- Çok nazikti.
- Muito cordial.
Baban çok nazikti.
O tio é porreiro. Porreiro?
Çok nazikti, ona inandım.
Acreditei nele.
Bir de sevimli bir Meksikalι kιz vardι, çok iyi ve nazikti, çok da gençti.
Também havia uma rapariga mexicana encantadora, simpática, gentil e jovem.
O çok daha nazikti.
Prontificou-se a ajudar-me.
- Evet çok nazikti.
Pois foi.
Anladım. Demek çok klas bir adamdı, her zaman nazikti. - Çok çalışkan...
Então ele era um tipo com classe, um senhor, um homem trabalhador...
- Ve şimdi tüm Paris yanıyor... senin yüzünden! - Ama ben.. Bana karşı çok nazikti, efendim.
Ela foi boa para mim, meu amo.
- Bana karşı çok nazikti.
- Ele foi tão bom para mim.
Evet çok. Ve çok da nazikti.
Sim, muito.
Bu cok nazikti!
Que simpático que és!
Çok tatlı ve nazikti.
Ele foi muito querido e galante.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]