English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ Ç ] / Çok tatlılar

Çok tatlılar translate Portuguese

203 parallel translation
Çok tatlılar, ama bu imkânsız. Aklı yerinde olanları Mutluluklar Vadisi'ne almıyoruz.
É muito simpático da parte delas, mas não aceitamos pessoas normais.
- Çok tatlılar.
- Que queridas.
Çok tatlılar.
eles são adoráveis.
Ama çok tatlılar.
Mas são adoráveis.
Çok tatlılar.
Estão quentinhos.
- Çok tatlılar.
- Muito graciosos.
- Çok tatlılar.
- Eles são queridos.
Çok tatlılar.
Era porreiro.
- Tamam alıyorum. - Çok tatlılar değil mi?
Eles são giros, não são?
Anne ve baban gerçekten çok tatlılar.
Os teus pais são mesmo porreiros.
- Çok tatlılar!
- São tão queridos!
Çok tatlılar.
É encantador.
Ama çok tatlılar.
Mas são tão doces.
- Evet, çok tatlılar.
- Pois são.
Çok tatlılar!
Que giros!
Çok tatlılar.
São ambas muito bonitas.
Ve çok tatlılar.
Que doce!
Çok tatlılar.
São tão engraçados.
Benim çocuklarım. Tanrım çok tatlılar.
Sim, são minhas crianças.
Çok tatlılar.
É tão apetitoso...
- Çok tatlılar.
- São tão giros.
Çok tatlılar.
São muito fixes. - Vamos?
Şekerin bir faydası olmaz, zaten çok tatlılar.
Bem, tenho a certeza que não vai funcionar, pois elas já são umas queridas.
Çok tatlılar.
São mesmo doces.
- Çok tatlılar bence.
É amoroso, sabes?
- Çok tatlılar.
- Eles são fofos.
- Beraber çok tatlılar.
- Ficam tão fofos juntos.
- Çok tatlılar.
- São giros.
Baş belası olabilirler ama çok tatlılar.
Podem ser muito trabalhosos... -... mas são tão giros. - São.
- Korktukları zaman çok tatlılar.
São tão queridos quando estão assustados.
Çok tatlılar. Merhaba çocuklar.
São bem giras.
Bence çok tatlılar.
Acho que são queridos.
En sevdiğin tatlıları ve çok özel bir şarap ısmarladım.
E pedi a sua sobremesa favorita e um vinho muito especial. E sabe que mais?
Çok tatlılar.
- São uns queridos, não são?
Ah, çok sevimli olmalılar, tatlım.
- Que bonito, minha vida.
Baksanıza, bazılarınızın popoları çok tatlıymış.
Alguns de vocês até têm rabos jeitosos.
Çok tatlılar.
Os nativos adoram.
Stallone'nin annesi ve onun çok güzel tatlıları vardı.
Ela fazia uns pudins, muito bons. O que estás a fazer aqui, E tu?
Yaşlılar çok tatlı olabiliyor.
As pessoas velhas podem ser queridas.
Çok tatlılar.
Posso?
Çok tatlılar.
Que graça!
Çok tatlılar, değil mi?
São tão giros.
Robin çok tatlı, biraz nörotik ama hayatımı bir öğretmenin kocası olarak, gezi yazıları yazarak ve Monroe Gordon ile evli olan muhteşem sarışınla sevişmenin nasıl bir şey olacağını bilmeden geçiremem.
Robin é adorável. É meio neurótica, mas... não quero ser o eterno marido da professora... escrever artigos sobre viagens... e nunca saber o que é fazer amor... com uma loira boazona como a esposa de Monroe Gordon.
Anneannem, 86 yaşındaydı. Tatlıları gerçekten çok severdi.
A minha avó, de 86 anos adorava doces.
Çok tatlı iblisler. Çevrelerine karşı çok duyarlılar.
Eles são demónios simpáticos, muito numa de boas vibrações para todos.
Shih tzus ev hayvanları için iyidir. Çok sevimli ve tatlılar.
Meramente por acaso Eu tenho um belo cão
Californialılar çok sevimli, tatlı arabalarının dışındayken.
Os californianos são simpáticos, amistosos e educados até entrarem nos carros. Depois ficam doidos varridos.
Çok tatlılar.
Quer dizer, parecem ser bons rapazes.
Çok tatlılar, deil mi?
Não são giras?
Bu tatlı, çok zekice ve gece kahkahalarını takdir ediyorum ama gerçek yazıları görmem gerek.
Isto é engraçado, muito inteligente, e eu até gostei da piada da noite, mas preciso de ver as verdadeiras páginas.
Sen çok tatlıydın dane demek, seni öptüm vehepsi bukadar dane demek.Amerikalılar birbirlerinihep öperlermi?
'O que quer ele dizer, com "engraçada?" 'O que ele quer dizer, " Eu beijei-te, só isso? Os americanos beijam-se uns aos outros a toda a hora?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]