Çop translate Portuguese
5,188 parallel translation
Tamam o zaman şöyle yapacaksın bir tane beyzbol sopası alıyorsun, ahşap olanlardan metal değil bir de büyük bir çöp poşeti, siyah olacak içini gösterenlerden değil...
Está bem, então isto é o que tu tens que fazer. Tu agarras num taco de basebol, dos de madeira, não dos da porra em metal, e um saco do lixo dos grandes, dos pretos, não daqueles transparentes...
O çöp toplayıcı işinde iyi iş çıkardınız.
Belo trabalho policial na casa daquela colecionadora.
Çöp arabası, sokak grubu, bunların hepsini sen mi yaptın?
O camião do lixo, a banda filarmónica, foste tu que fizeste isso?
Ve o kızı, birisi çöp sanmış. Ama ben iyi anlarım.
E aquela rapariga... alguém achou que ela era lixo, mas... eu sabia que não era.
Bakın, bu o Çöp Adası ve diğer birçok şey hakkındaki gerçekleri göstermek için elime geçen bir fırsat.
Esta é a minha chance, de saber a verdade sobre A Ilha do Lixo e tantas outras coisas.
Ben Çöp Adası hakkındakileri herkese duyurmak istiyorum.
Eu quero fazer uma exposição, sobre a Ilha do Lixo.
Devasa bir çöp yığını, Pasifik Okyanusu'nun kirlenmesine sebep oluyor.
É massa gigante de lixo a poluír o Oceano Pacífico.
Asıl çöp olan ne biliyor musun?
Sabes o que é lixo?
Ama Çöp Adası, insanların duyması gereken bir hikâye.
Mas a Ilha do Lixo é uma história e as pessoas precisam ouvir.
Roger, istediği kayıp insan haberini alır ben de Çöp Adası'nı duyurmak için istediğim fırsatı.
O Roger consegue a história de desaparecimento e ai eu posso fazer a minha exposição sobre a ilha do lixo.
Dinle, o heyecan verici hikâyeni aldığına göre ben de Çöp Adası haberimi yapma hakkı kazandım, değil mi?
Ouve, agora que te dei a tua grande história, eu posso fazer a minha reportagem sobre a Ilha do Lixo, certo?
Çöp Adası.
A Ilha do Lixo.
Ayrıca, bu hikâye ne kadar popüler hâle gelirse senin şu içler acısı Çöp Adası için de o kadar çok seyircimiz olur.
Além disso, quanto mais popular esta história ficar mais espectadores vamos ter para a tua peça chata sobre a Ilha do Lixo.
Selami Genevieve. Çöp Adası haberim için tam anlamıyla hazırım.
Genevieve, estou preparada para fazer a minha história da Ilha do Lixo.
Kızgın olduğunu biliyorum ama bu kızgınlığını Çöp Adası haberini sunarken yansıtmamaya çalış ki o da şimdi oluyor.
Eu sei que estás zangada, mas tenta deixar isso de lado quando fizeres a tua reportagem da Ilha do Lixo. Que é agora.
Mecbur kalmam durumunda, elimde kendisi için hazırladığım bir çöp konteyneri var.
Tenho uma lixeira preparada para ela.
Bu gemiye aldığımız ve sürekli kullandığımız bu çöp gibi havadan çok daha iyi.
Muito melhor que este lixo que reciclamos nesta nave.
Ben çöp ve geri dönüşüm ayrılmış, Ben kompost Ampuller değişti, Kısa duş aldı Su off fırçalanmış, çıkarken ışıkları açık Ve benim bisiklet sürdü yerine her yerde sürüş.
Reciclei o lixo, fiz a compostagem, mudei as lâmpadas, tomei duches curtos, fechei a água quando lavei os dentes, desliguei as luzes ao sair de uma divisão, e desloquei-me de bicicleta para todo o lado.
Çoğunlukla ne buldum kampanyaları vardı plastik torbalar ve çöp ile ilgili Ama hayvan tarım hakkında hiçbir şey.
Vi, sobretudo, campanhas sobre sacos de plástico e lixo, mas nada sobre produção animal. FUNDAÇÃO SURFRIDER Director Ambiental
Çöp öğütücüsünde bir kaza oldu.
Houve um acidente com o triturador do lixo.
Küçükken evimizin arkasındaki... çöp bidonunda bulduğumuz oyuncak bebek evini... hatırlıyor musun?
Lembras-te da casa de bonecas que encontramos no lixo atrás da nossa casa, quando éramos pequenas?
- Kimine göre çöp olan...
- O desperdício de uma pessoa...
Sonra çabucak çöp yakma fırınına gideceğiz.
Depois, corremos para a incineradora.
Evde çöp kutusu olduğunu biliyorsunuz, değil mi?
Temos caixote de lixo, sabiam?
Bunu çöp konteynerinde bulduk.
Encontrei isto na lixeira.
Küçücük bir tac uğruna beni bir çöp gibi kenara attın.
Meteste-me de lado como um bocado de lixo, tudo pela tua coroazita vermelha.
Çöp bu, havuz filan değil.
Não é uma piscina, é uma porcaria.
Bu tam bir çöp.
Arthur : Isto é lixo.
Kursky tren istasyonu. Hat dört. Dokuzuncu çöp kutusunun içinde.
Estação de comboios de Kursky, linha quatro, nôno caixote de lixo a contar do fim.
Baksana şunlara şimdiden çöp gibiler, sağlıksızlar.
Olha para os rapazes, já estão tão magros, tão fracos.
Çöp torbasının ağzına atılan bağ.
O laço de um saco de lixo.
Mariana, bugün çöp günü.
Mariana.
Çöp kutularını çıkarma sırası sende, lütfen.
É a tua vez de levar o lixo lá para fora, se faz favor.
Ama daha sonra çöp kutularını çıkarmalısın.
- Vai. Mas depois, tens de ir levar o lixo para a rua.
Bir dahaki sefere, başıma bir çöp torbası geçir ve bir tabutun içine koy.
Na próxima, ponha um saco de lixo na minha cabeça e enfie-me num caixão.
Çöp toplayıcılarının devam eden grevi yetkilileri çöpleri petrol krizinin çıkması tehlikesiyle araba parklarında toplamasına olağanüstü hâl konuşmasına ve İşçi Partisi'nde güvensizlik oylaması istenmesine sebep oldu.
A greve contínua da recolha de lixo levou as autoridades locais a armazenar o lixo em parques de estacionamento. Com a ameaça de uma crise no petróleo, fala-se num estado de emergência.. Foi apresentada uma moção de censura ao governo trabalhista.
Leicester Meydanı çöp sahası.
O aterro de Leicester Square.
- Yarın da çöp günü, bu yüzden tüm tenekeleri dışarı çıkarmayı unutma.
- Sim. Amanhã é dia de recolha, então leva o lixo para fora.
En ucuz yemekleri yiyip çöp karistirma dönemine geri döndük.
Está bem? Estamos de volta ao mais barato e o que encontrarmos.
Dinle ; yerini bildigini biliyorum, çöp agizli herif.
Sei que sabes onde ele está, bafo de rola.
Gelecek seneki çöp toplamayı kaçırmayın.
Não perca a coleta de lixo ano que vem.
Çöp tenekelerinin orada saatlerce bir arada kaldık.
Ficámos ali, juntinhos durante horas, junto aos caixotes do lixo...
İspanya'da tanışmanız, domates serası... hatta çöp tenekeleri.
O vosso encontro em Espanha, as estufas de tomate... Até me falou dos caixotes do lixo...
Önce gelenler kutundan sonra çöp kutundan sonra da gönderilenlerden sileceksin.
Tens de apagar a caixa de entrada, o lixo e os enviados.
Bölüm "Ve Çöp Kutusunda Seks"
Série 03 Episódio 14 "And the Dumpster Sex"
Bir tek çöp kutusu görüyorum.
Só vejo um contentor.
Çöp kutusunda yaşıyorsun.
Tu vives num contentor?
Süper havalı çöp kutusuna girmem lazım.
Tenho que ir para dentro desse contentor bué de altamente.
Çöp kutum büyütenlerden, sadece gösterenlerden değil.
O meu contentor é do tipo que cresce e aparece.
Bana anlatmana gerek yok. "Çöp Kutusunda Yaşam" dergisinde burayı okumuştum.
Não precisavas me dizer. Eu li tudo sobre este lugar na revista "Vivendo na Lixeira."
Sadece çöp kutusunda yaşadığın için değil ama...
Não é porque moras num contentor, mas eu aceito um...