Çünkü bu translate Portuguese
24,143 parallel translation
Eğlenceli bir müzik dinliyorum çünkü bu testi yapmak küvet kılı yemekle eşdeğer.
Música alegre, porque fazer o teste é como comer o cabelo dos ralos.
Çünkü bu daha önce gördüğüm bir kalıp.
- É um padrão que já vi antes.
Bu yüzden sakın ona yakalanma Sam ve... Çünkü bu seni yok eder.
Por isso não te deixes engolir por ele, Sam... porque vai-te destruir.
Çünkü bu bebek kapıyı çalıyor da.
Porque este bebé está a bater à porta. Vá.
Çünkü bu, saçmalık.
Porque é uma treta.
Çünkü bu şey basit bir şey değil.
Porque não é uma mera bugiganga.
Şu an bu sıranın arkasında sizin gibi bir hayran var. İçeri giremeyecek çünkü bu şahsın umurunda değil.
Agora, no fim desta fila, está um fã do filme igual a vocês que não poderá entrar porque esta pessoa simplesmente não se importa.
Birincisi, araştırma ödevini çok ciddiye aldığını görüyorum. İkincisi, buradayım çünkü bu oda bilinmeyen gerçeklerle dolu.
Ainda estou à espera que leves a sério a investigação e estou aqui porque isto está cheio de informação intacta.
Çünkü bu üçlü sarmal yapı, hayvanlarla DNA bazında paylaştığı tek şey değil.
Porque esta estrutura em tripla hélice não é a única coisa que este ADN partilha com estes animais.
Çünkü bu aslında ikinizle alakalı!
Porque na verdade tudo isto tem a ver é com vocês dois!
Çünkü bu- -
Porque isso...
Çünkü bu tür bir enfeksiyon sizi öldürebilir.
Porque esse tipo de infeção... Pode matar-nos.
Çünkü bu noktaya bu sayede geldik.
Porque foi assim que aconteceu connosco.
Tabiki durduramadı, Çünkü bu kitap bi erkek tarafından yazıldı.
Claro que não conseguiam, foi escrito por um homem.
Çünkü bu dünyada o sadece bir ruh.
Porque neste mundo ela é apenas uma alma.
Çünkü bu ona politik olarak kazanç sağlayacak ve aşırı milliyetçi faaliyetlerinde başarılı olacak.
Era oriundo de terroristas. Daí o ter desviado antes de ser constituído como prova. Não, eu desviei-o porque...
Çünkü bu gereksiz, Stefan.
Porque não vale a pena, Stefan.
- Güzel çünkü bu çok garip olurdu.
- Óptimo, porque isso seria estranho.
Çünkü bu...
Porque...
Çünkü bu çok eğlenceli.
Porque é divertido.
Eğer öyle gidersen birine fotoğraf çektirdiğinden emin ol çünkü bu ilk olur.
Estás bem? Ela partiu-me o telemóvel. Lamento imenso.
Eğer Laura birine yardım etmesi gerektiğini hissediyorsa..... o zaman benim için sorun yok, çünkü bu onun ta kendisi.
Se a Laura sente que tem de ajudar alguém, então alinho. Porque... ela é assim.
Gerçekten mi? Çünkü bu gelmiş geçmiş, en aptal ve en delice şey.
Porque esta é a coisa mais estúpida e doida de sempre.
Bütün bunlar çok uygun gibi geliyor çünkü bu karnaval bir şakadan ibaret.
Isto tudo parece tão apropriado, porque esta feira é uma piada!
Kesinlikle, bu yüzden sinsice internette dolaşıp karanlık sırları olan insanları arıyor ve onları itirafa zorluyor çünkü adam Tanrı kompleksi olan bir polis özentisi.
Exactamente, é isso que ele faz, ele vagueia pela Internet à procura de vítimas com segredos obscuros e obriga-as a confessar porque... O quê? Ele é um vigilante com um complexo de Deus.
Shioma'nın teşkilattaki adamı her kimse iletişimi engelliyor bu yüzden destek çağıramıyoruz çünkü kime güveneceğimizi bilmiyoruz.
Seja quem for que a Shioma tem na Polícia, está a bloquear as comunicações. Não podemos pedir reforços, porque não sabemos em quem podemos confiar.
Ben ve Attilio çocukken ve ilk hırsızlığımızı yapıyorken buraya gelir ve bu mekana bakardık ama içeri giremezdik, dışarıda kalırdık, çünkü bizde üç beş kuruş vardı.
Quando eu e o Attilio éramos putos a fazer os nossos primeiros roubos, vínhamos cá. E olha bem para este sítio... Mas não podíamos entrar, ficávamos lá fora, tínhamos apenas uns cêntimos.
Bu yardımcı oluyor çünkü, biliyorsun çabaladım. Çabalıyorum da.
Isso ajuda, porque tenho tentado, estou a tentar.
- Çünkü saçmalık bu.
Porque é um disparate.
Çünkü biz bedava şeyler için bu işi yapmıyoruz grupiyeler için bu işteyiz.
Não trabalhamos por brindes. Trabalhamos pelas fãs.
Umarım hemen affedersin çünkü aşağıda Uber aracı bekliyor ve bu özür dileme saçmalığını sürücüm Ganesh'le yinelemek istemiyorum.
E espero que seja agora, porque tenho um Uber à minha espera, e não quero repetir este disparate ao meu motorista Ganesh.
- Çünkü cehennemin başından beri olayımız bu.
- E porquê? - Porque desde o fogo e o enxofre, que as coisas entre nós tem sido assim.
Bana geldin çünkü, karanlık olduğumu ve bu işlerden anladığımı söyledin.
Vieste ter comigo porque sou escura e entendo sobre estes tipos de coisas.
Çünkü öyle, bu yüzden de zamana ihtiyacım var.
Porque é. Por isso preciso de mais tempo.
Ne yazık ki bu sabahtan itibaren böyle bir şey düşünmüyorum. sana artık itaat etmeyecek çünkü ona her şeyi anlattım.
Infelizmente, penso que depois desta manhã, ela não vá submeter-se a ti mais alguma vez porque, contei-lhe tudo.
Bu yüzden sırlarımızı saklarız. Çünkü gerçek, her şeyi değiştirir.
É por isso que nós mantemos o segredo porque a verdade muda tudo.
Bu şirketi alma fikrimiz çılgıncaydı çünkü maaş harcamalarımız bir gecede iki katına çıktı. Ki bu iyi bir şey.
E depois comprámos a empresa, o que foi uma loucura, porque passámos a ter o dobro dos funcionários, assim de repente.
Bu arada gerçekten sinirlendim çünkü dün o Superman'i 100 DB'ye satabiliyordum. Bugün yoktan yere fazladan 5 dolar ödüyorum. Yoktan yere değil.
Entretanto estou furiosa, porque ontem, podia ter pago 100 dólares em dinheiro pela mesma BD e hoje estou a ter de pagar mais 5 dólares por nada.
Bence neşe dolu ve eğlenceli bir kadınsın ve o seni baya seviyor olmalı çünkü başka kimseye bu ayrıcalığı tanıyacağını sanmıyorum.
Eu acho-a divertida e esperta e ela deve gostar muito de si, porque ela não convida ninguém para vir até cá.
Bana dediğin gibi hiç bir şey söylemedim. Bu kolay oldu çünkü hiç bir şey bilmiyordum. İyi.
Fiz o que me mandou, ou seja, não disse nada, o que foi fácil, pois não sei nada.
Çok talihsiz olmuş çünkü hizmet sektöründeyiz ve bu sektöre hizmet edecek en iyi adam tabii ki Spencer Strasmore'dur.
É uma pena, porque estamos no ramo dos serviços e o melhor a prestar este serviço é, claro, o Spencer Strasmore.
Bu yeterdi zaten çünkü yalnızlığa dayanamadığımı biliyordu.
Isso foi algo que ele fez... Porque sabia que eu não conseguiria ficar só.
Bu çok komik çünkü son baktığımda "herkes" in içinde ben de vardım.
Que engraçado, pois da última vez que ví, eu era parte do "pessoal".
- İşte bu da tam olarak buraya gelmemeni istememim sebebiydi çünkü halledemezsin.
Era por isso que eu não queria que tu viesses, - porque tu não aguentas.
Evet, çünkü işimiz bu.
Sim, porque é isso que fazemos.
Seni nasıl kurtaracağımı demezsen, kaybederim.. ... çünkü seni bu bok çukurundan kurtarmak için tüm yollarım tükeniyor
Se não podes dizer-me como te salvar, estou feito, porque fiquei sem ideias para te puxar do precipício.
Yani tam olarak bunu değil, çünkü örüntüler asla bu kadar kesin olmuyor ama senin sonunu gururun getirecekti. Sonuçta, ne kadar büyükse...
Digo, não exactamente assim porque os padrões nunca são assim tão precisos, mas o teu orgulho iria ser sempre o teu fim.
Görüşmeyi kabul ettim çünkü resimlerde yakışıklı görünüyordunuz ama bu iş olmaz.
Vim a esta reunião porque vocês estavam bem nas fotos, mas não estou a sentir isto.
Şanslısınız, çünkü sizi ondan önce bulduk. Ama diğerleri, bu kadar şanslı olmayabilir.
Vocês têm sorte, porque vos apanhámos antes dele, mas os outros podem não ter a mesma sorte.
- Bu akşam olacakları biliyoruz çünkü bize göre, bunlar zaten oldu.
Conhecemos os eventos desta noite porque, para nós, já aconteceram.
Sol işaret parmağıyla eşleşme yakaladım ki bu talihsizlikti çünkü sağ eli bileğinden kesilmiş.
Tenho um resultado que coincide com o seu dedo indicador esquerdo, que foi sorte porque a mão direita dele foi decepada pelo pulso.