English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ Ç ] / Çıta

Çıta translate Portuguese

1,349 parallel translation
İlk yarışına geçen ay Belmont'ta çıktı.
- Este é o Pie-O-My Acabou de quebrar o seu recorde pessoal em belmont no mês passado.
Crazy Horse'ta bir sürü sorun çıktı.
Tive problemas no Crazy Horse e...
Bak, eğer onunla çıkmak istiyorsa, sorun yok.
Se ela quer sair com ele, pronto, tá-se bem.
Ta ki bu kara noktalar çıkana dek.
À excepção de quando tem essas "brancas".
Ta ki annem onu da dolandırana kadar.
Para onde é que vocês, Kate Leopold, estão a olhar, c * * * * * *.
Orlando öne çıkan adam ama amcam paranın ta kendisi.
O Orlando é o testa-de-ferro. O meu tio é o tipo do dinheiro.
Silahlar kanalizasyonda, Bey etrafta yok, her şey iyi şimdilik. Ama kancık ta polis çıktı işte.
As armas estão no esgoto, o Bey é forte, mas é uma cabra de uma polícia.
Onu böyle bir yerden çıkartıp, özel bakımevine koymam için annen benimle durmaksızın kavga ediyor.
A tua mãe tá-me sempre a chatear... Para tirá-lo daqui e pô-lo num lar.
Teksas'ta bir yargıç vuruldu ve şimdi bu.
No Texas alvejaram um juiz, agora isto.
Syd, New York'ta sokakta birden karşıma çıktı.
A Syd encontrou-me em Nova Iorque na rua naquele sítio.
Sakın dışarıya çıkma. Biz hemen geleceğiz, tamam mı?
Não saias Nós já voltamos, tá bem?
Bir süreliğine evden çıksan... ve Starbucks'ta falan yazsan nasıl olur?
Então e se tu saísses de casa e fosses escrever para o Starbucks, ou coisa parecida?
Bütün insani duyguları ve merhameti bastırmak yoluna kim çıkarsa öldürmektir. Bu, Tanrı'nın ta kendisi olsa bile.
Suprimir todas as emoções humanas e compaixão matar quem ficar em vosso caminho, mesmo que seja o Senhor Deus, ou o próprio Buda.
TA, Belediye Başkanı'nın yaptığı bütün konuşmaların kaydını çıkarmış.
A assistente copiou os comentários de rádio e tevê do governador.
Kuş gibi süzülüyor her yere girip çıkıyorlardı ta ki bu büyük arıza baş gösterip sistem çökene kadar.
Avançavam em pleno até ao momento em que aconteceu um bloqueio total do sistema.
Ve böylelikle, pek çok kez buluşacak en güzel yerlere, popüler şovlara gidecektik, ta ki sonunda bir gece beni, başka birinin eviymiş süsü verdiğin kendi evine götürüp makaleni yazmak için gereken delili elde edene kadar yani beni baştan çıkarıp, sana "seni seviyorum" diyene kadar.
Como tal, teríamos imensos encontros, nos melhores sítios e eventos, até que finalmente, uma noite, me levarias para a tua casa, fingindo que era a casa de outra pessoa, para obter as provas que precisavas para escrever o artigo, seduzindo-me até que eu dissesse : "Amo-te".
Bu yüzden Sıfır kıçına sokmadan o küçük bıçağı kaldır.
Por isso guarda lá a navalha antes que o Zero ta enfie no cú!
Kanuna göre, para tutuklayan bölümün gözetimi altındadır. Ta ki nihai karar verilene kadar. Scarcetti'nin bu parayı almak için çıkmasına yıllar var.
O dinheiro fica em poder do departamento que fez a detenção até ao despacho final do recurso, o que levará anos.
Senden Perşembeye kadar haber alamazsam Star Dust'ta sahneye çıkacağım.
Larry escute-me, se eu não te ouvir até Terça, renovo o contrato com eles, Ok?
Aylar geçtikçe tamir edecek daha fazla şey buldu ta ki kulübe kulübelikten çıkana kadar.
Com o passar dos meses, ele achava mais coisas para consertar... até que a cabana não tivesse mais nenhuma semelhança com a original.
"Saat sabah 4 sularında Başbakan'ın evini korumakla görevlendirilen polisler burası çok komik, Downing Sokak'ta taksilerden çıkan egzotik kostümlü gençleri görünce şaşkınlığa uğradılar."
"Por volta das 4h, os polícias de guarda à residência... do Primeiro-ministro ficaram surpreendidos ao testemunhar..." Isto não é o máximo? "... a chegada de vários táxis à Downing Street, de onde emergiu uma multidão alegre mascarada. "
Bayanlar, biliyor musunuz, ta ki kaşınana çıkana kadar erkekler bir kıçları olduğu gerçeğinin farkında bile değildir pek çok erkek topluluk içinde onu kaşımamanın ayıp olduğunun farkında bile değildir.
Senhoras, por acaso sabem que os homens não têm consciência..... que têm rabo, até este ter comichão? Muitos não têm noção que coçá-lo em público pode ser ofensivo.
Bu sadece başlangıcı yavrum, yazın Los Angeles'ta her şey olabilir.
Isto é só o começo, baby. LA no Verão... tudo pode acontecer, não é?
John Holmes'ün cinayetlerdeki rolü henüz bilinmiyor. Yarın Los Angeles'ta mahkemeye çıkınca öğrenebiliriz. Holmes'ün özel hayatıyla ilgili bilgiler geliyor.
O envolvimento de John Holmes nos crimes permanece pouco claro mas amanhã já devemos saber quando for acusado publicamente em Los Angeles.
Ronnie çılgındır, sağı solu belli olmaz. Ama bana hep iyi davranırdı. Ta ki en aşağılık serserilerden biri olaya dahil olana dek.
O Ronnie é louco e imprevisível, mas foi sempre bom para mim até que ele começou a trabalhar com o mais desprezíveis dos canalhas que já vi à face da terra.
Bu solgun kıçınla Kansas'ta ne işin var senin?
O que vais fazer com a tua pele escura em Kansas?
Çünkü dışarı yeni çıktım.
É que... acabei de me levantar,'tá a ver?
Çıkartmalımıyım?
Estás a aleijar-me! Tá, sai!
Baban dışarı cıktı bile Bir dakika bekle
Não, o papá já saiu... tá, espera.
Peki tamam cıkartıyorum
Tá bem, então, eu tiro.
Samuel hastaneden çıktığında bunu sana vermemi istedi.
Tenho algo para ti. O Samuel pediu-me que ta entregasse assim que saísses do hospital.
Çünkü zevkini çıkardığımız özgürlük, her gün kazandığımız özgürlük, düşmanlarımızı yenip bizi güçlü tutacak şeyin ta kendisidir.
Porque a liberdade de que gozamos, a liberdade que conquistamos diariamente, é que derrotará os nossos inimigos e manterá a nossa força.
Görünüşe göre Los Angeles'ta oldukça bulaşıcı ve ölümcül bir virüs bulaşmış bir ceset bulmuşlar.
Encontraram um corpo em Los Angeles que foi infectado por um vírus letal.
Doğu Los Angeles'ta uyuşturucu satıcısı, ayrıca bilgi veren birisi. Görünüşe göre DEA onunla çalışmayı bıraktıktan bir sene sonra birçok kez taraf değiştirmiş.
Um traficante de LA, era também um informador que mudou de posição tantas vezes que a DEA deixou de trabalhar com ele.
Üçüncü yüzyıldan beri bu kılıcın burnumuzun dibinde Los Angeles'ta olduğunu?
Como é que uma espada do séc. três está localizada... aqui em Los Angeles?
Son birkaç saat içerisinde Doğu Los Angeles'ta üç kişi kalpleri çıkarılmış halde bulundu.
Três pessoas encontradas sem os corações em East Los Angeles... todos nas últimas duas horas.
Eskiden Orpheus'ta kapıcıymış.
Antigo concierge do Orpheus.
- Basıncı ve göğüs tüpü çıktısını izle.
- Vigia a TA e o volume do tubo torácico.
ÇıIgın yıllarında bunu Kraliçe Elizabeth sarmış ve George Burns'le gömülmüş. Ta ki mezar soyguncusu uzay mantarları...
Foi enrolado pela Rainha Isabel II nos seus anos de loucura, e sepultado com Geoge Burns até os assaltantes de campas...
Wal-Mart'ta çalışıyorsun. Rory ile çıkıyorsun. Okula gidiyorsun.
Trabalhas aqui e no Wal-Mart, sais com a Rory, vais às aulas, parece muita coisa junta.
Tabakları sürekli geri göndeririz. Ta ki o sinirlenip de dışarı çıkıncaya kadar.
Vamos recusar prato após prato até ele se zangar tanto que venha cá fora.
Hampton Roads'ta donanma eğitim subayı olan Yarbay Farrel bu sabah Kuzey Virginia Plajı'nda ölü bulundu. Yanında, uyuşturucu satıcıları olduğu sanılan iki ceset daha vardı.
O Comandante Farrell, um instrutor da Marinha em Hampton Roads, foi encontrado hoje de manhã na praia de North Virginia junto aos cadáveres de dois alegados traficantes de droga.
Bir keresinde Beyrut'ta bir radyatöre zincirlenip esir olmuş bir adamı çıkarmıştı.
Eu vi um com um sujeito que foi feito refém em Beirute, acorrentado a um radiador.
Bu arada, çarşamba günü Bracknell'deki Malibus'ta çıkıyorsun.
Enquanto isso, vais ao Malibu ´ s em Bracknell de quarta-feira a uma semana.
Ve seni içinden çıkartamamıştım.
E eu não ta conseguia tirar.
New York'ta her gün farklı türde çılgınlara rastlayabilirsiniz.
Diariamente, há muitas versões de loucos, aqui, em Nova Iorque.
New York'ta istatistiklere göre, her yedi dakikada bir, hiçbir şeyden kuşkulanmayan bir kadın... bir aktörle çıkar.
Em Nova Iorque, é um facto estatístico que, uma vez em cada sete vezes, uma mulher insuspeita... sai com um actor.
Lydell Crouch'ta sorun çıktı mı?
Têm algum problema com o Lydell Crouch?
"Özel Sezonlar, canlandırıcı havuzlar ve jakuzi ; lezzetli yemekler ve farklı aktiviteler müşterilerimizi romantik bir kaçamak yeri olan Los Lomos'ta bekliyor."
"... varandas privadas, piscina e jacuzzi revigorantes, "cozinha de alto nível e várias actividades " são alguns dos prazeres que esperam os nossos hóspedes
Onu Starbucks'ta maliyet hesaplayıcımla kahve içerken görene kadar benden daha iyi bir iş adamı olduğu için iyi fiyat verdiğini düşünmüştüm.
Pensei que era porque tinha mais jeito para o negócio, até o ver a tomar café com o meu orçamentista.
4 : 30'ta oradan çıkmış olurum. Sonra tamamen seninim.
Devo estar livre por volta das 16 : 30h.
çita 122

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]