Ödedim translate Portuguese
1,468 parallel translation
Dinle, buna benzer yaptığım tek şey o zaman yaptığımdı. Adama istediğini ödedim.
Foi só aquela vez que isso aconteceu, acabei por lhe pagar o que ele queria.
Sonra geri döndüm ve D.B.'nin parasıyla bütün borçlarımı ödedim.
Depois regressei e paguei todas as minhas dívidas, com o dinheiro do D.B...
Arkadaşın Bonny'yi hapisten çıkarmak için sabah kefalet ödedim.
Tive de pagar a fiança do teu amigo Bonny esta noite.
Ama kitap mükemmel oldu. Borcumu ödedim.
Também não sou grande fã tua.
Bir haftalık ücreti ödedim.
Já a paguei ao estalajadeiro.
Bunun için para bile ödedim.
Tive de pagar pelo souvenir e pela verdadeira :
- Odanın parasını ödedim.
- Paguei este quarto.
Sizin evinize peşinatı ödedim. İpoteği ödedim. Tüm bağlantılarıma yakışıklıyı tanıttım.
Eu paguei a entrada da casa... paguei a hipoteca, apresentei o bonitão aos meus contactos... e ele não consegue financiar nem uma casa para cachorros!
Ondan talep ettiğim bir kilo etin parasını ödedim. O benim!
A libra de carne que exijo dele... custou-me caro... e é minha.
Şimdi, sana olan bütün borcumu ödedim.
Agora que paguei toda dívida que poderia ter com vocês.
Bu Dambılların hepsini sattım ve borçlarımı ödedim.
Liquidaremos as nossas dividas assim que vendermos estes escravos.
- Az ödedim.
- Paguei um pouco.
Zamanında yığınla okul taksidi ödedim.
Paguei tantos empréstimos escolares ao longo da vida...
Ama kira borcumu ödedim.
Mas já paguei a renda atrasada.
Onlara neden sahip olduğumu, açıklamak zorunda değilim. Bedelleri neyse ödedim.
Não tenho de justificar porque possuo certas coisas.
Babanın kan borcunu ödedim, o da bana sadık kalmaya yemin etti.
Salve o grande Beowulf!
Bugün katılım parasını ödedim. - Gerçekten mi?
Eu paguei as taxas de entrada hoje.
Avans olarak evi yaptırana ödedim.
E, tive que entrar ao construtor, com um avanço.
Hadi ama dostum para ödedim!
Vamos, pá! Eu paguei!
Adamım, zaten ödedim.
Meu, já paguei.
Bak, hatalarımın bedelini ödedim. Hem de fazlasıyla.
Ouça, já paguei pelos meus erros.
Bu sabuna 50 sent ödedim... kağıdında 5 dolarlık bir ödül var.
Paguei 50 cêntimos por esta barra de sabão, há um prémio de $ 5 na embalagem.
Ödediğimiz bütün rüşvetlerin üstüne... bir de 5.000 dolar ödedim. Çünkü cinayet suçuyla arandığı için kaçan ve sonra... Kızılderili bölgesinde kasaba kurmak için... didinen bir adamı anlatan bir masala konu olmak istemem.
Além de todos os subornos que arrecadamos... paguei US $ 5.000... para evitar ser o objeto de cantigas ao redor do fogo... sobre alguém que evitou a prisão por assassinato... deu duro para anexar seu garimpo ao território indígena... somente para que enfiassem a ordem de prisão e de enforcamento... no bolso do cachorro do magistrado.
Gecesine fazladan 2 dolar ödedim.
Paguei $ 2 extra por dia.
- Evet, 2,400 dolar ödedim.
- Sim, $ 2400 cada.
Fiyatının yarısını ödedim, yine de pahalı geldi.
Paguei metade do preço e, mesmo assim, foram caros.
Hipnozcuya gittim, 500 dolar ödedim.
Fui a um hipnotizador. Paguei $ 500.
Bir araba kadar para ödedim.
Custaram-me tanto como um carro.
Ben çoktan ücreti ödedim.
- Eu já acertei a minha conta.
Daha da mı beleş? Yo bunu ödedim.
Não, eu paguei por isto.
İIk ve son ayın kirasını ödedim.
Paguei dois meses de renda.
Ben de hastane faturasını ödedim. Ben sadece...
Paguei as contas médicas.
Üç tanesi yıllığa o suratla poz vermişlerdi, yıllarca bunu ödedim.
3 deles posaram assim no livro de curso.
Hayır, ahbap. Borcumu ödedim.
- Não, meu, já paguei o que devia.
Kefaletini ödedim, gidebiliriz.
Paguei a tua fiança, podes ir-te embora. - Nem acredito que guiei bêbeda.
Yeterince ödedim, John.
Já paguei o suficiente, John.
Çok ödedim.
Já paguei muito.
Siktir et adamım, Bu şeyler için 20 dolar ödedim!
Vá se ferrar, eu paguei vinte paus por elas!
Ama nasıl bir bedel ödedim diye sorarsan. Kötü Alan'ı dizginleyebilmek için kendimi ne kadar kastığımı bir bilsen.
Fazes ideia de como tive de me conter para manter o "Alan Cruel" trancado?
Çok üzgünüm, Bart. Ama yeni bisiklet parasını ödedim.
Lamento muito, Bart. Eu pago-te uma bicicleta nova.
O zamandan beri büyüdüm ve bedel ödedim
Fiquei mais velho desde então e paguei por isso.
- Çoktan ödedim onu.
- Eu paguei-te.
Hiçbir Amerikan kanununu bilmem ama bu araziye bir servet ödedim.
Eu paguei uma fortuna por esta terra.
Ama ben bu bataklığa bir servet ödedim.
Mas, xerife, fui eu que paguei pelo pântano!
Ben borcumu ödedim.
Já paguei pelos meus erros.
Suçlarımın cezasını ödedim.
Eu já paguei pelo meu crime.
Internet'teki bu şey için 100 papel ödedim.
Paguei 100 dólares por isso na Internet.
O kadar umutsuzdum ki herkes beni mutlu sansın diye 6000 dolar ödedim.
Tens razão. Tens razão. Estava tão desesperada para fazer com que todos pensassem que eu era feliz que paguei 6 mil dólares por uma mentira.
- Çoktan ödedim!
- Já te paguei!
Hatamı ödedim.
Ouve... Tive o que mereci.
Geri dönün! Dostum, sana 2 bin ödedim. Geri dön lanet herif.
Ontem, depois do tremor de terra... a minha ex disse que nunca iria voltar para mim... e então apercebi-me que estava a mentir a mim próprio... e às pessoas do trabalho... e a todos na minha vida.