Ödeyeceksin translate Portuguese
1,211 parallel translation
Mezun olduğun gün geri ödeyeceksin.
Pagas-me no dia em que acabares o liceu.
Masum insanların hayatını hiçe sayarak tehlikeye atmaktan. Ve bunu ödeyeceksin.
Pôs em perigo a vida de muita gente.
Bu iğrenç yalanın bedelini ödeyeceksin.
Vais pagar por essa mentira.
Bunu ödeyeceksin, Springfield.
Vão pagar por isso, Springfield.
- Sen mi ödeyeceksin?
- Tu pagas?
Ama bunu gerçekten ödeyeceksin.
Mas vais pagar por isso.
Herhalde biletin parasını sen ödeyeceksin.
Que porra é essa? espero que vás pagar por isso.
- Bunun bedelini ödeyeceksin.
Vais pagar por esse crime.
Bu küstahlığının bedelini ödeyeceksin.
Vais pagar a tua insolência!
Ödeyeceksin. Biliyorum. Biliyorum.
Eu sei.
Bunu nasıI ödeyeceksin?
Como é que vais pagar isso?
Ne kadar ödeyeceksin?
Quanto paga?
Ödeyeceksin tabii.
- Vais pagar, sim.
Onu sen yaraladın, parasını da sen ödeyeceksin.
Foi por tua culpa que ele se feriu e tu irás pagar a conta.
Bak, hatanı yaşamınla ödeyeceksin, ibnetor!
Você vai pagar pelo seu erro com a sua vida, seu merda!
- Bunu ödeyeceksin. - Senden korktuğumu mu sanıyorsun?
Olha que ainda levas...
Sen ödeyeceksin. Ama...
Mas...
Bunu ödeyeceksin, Bob!
Vais pagar por isso Bub!
Şartlı salı verilirsem ya da bir seneden fazla yersem yüz bin daha ödeyeceksin.
Isto para um ano de prisão e liberdade condicional. Se apanhar mais de um ano, pagarás mais 100.000.
Bunun bedelini kötü ödeyeceksin.
Por isto vai pagar um preço terrível.
Bunu ödeyeceksin!
Vai pagar por isto!
Bunu ödeyeceksin.
- Vai pagar por isto.
Atlantik City'de kaybettiğin parayı... -... nasıl ödeyeceksin?
Todo o dinheiro que perdeste em Atlantic City, como o ias pagar?
Bunu ödeyeceksin.
Vais pagar-me por isso.
ve şimdi bana tüm kuruşuna kadar ödeyeceksin!
E me pagará cada centavo.
0,1 daha fazla ve hesabı da ödeyeceksin.
- Um porcento sobre os juros e pagas.
Temizlemeleri için para mı ödeyeceksin?
Pagar para mantê-la limpa?
Bu gece, sen ödeyeceksin.
Esta noite, você paga.
Hey, bunun çaresine bakmalısın. - Bunu ödeyeceksin.
- Vão ter de se responsabilizar.
Bunu ödeyeceksin.
Vai pagar-mas.
Sana gelince, küçüğüm, başın büyük dertte! Bunların hepsini ödeyeceksin!
E quanto a ti, hás-de pagar isto tudo bem caro.
Şimdi yaptığın pisliği ödeyeceksin!
E vais pagar pelo que me fizeram!
- O parayı geri ödeyeceksin.
- Vais ter de devoIvê-Io.
Bunun bedelini ödeyeceksin!
Não sei quem mas vais pagar por tudo.
Borcunu ödeyeceksin, değil mi?
Vais-me pagar de volta certo?
Evet Lauren, gittiğin yerde yaptıklarını ödeyeceksin.
Lauren, vai pagar bem caro.
Kazanırsam da borcunu bana benim paramla mı ödeyeceksin?
E se eu ganhar, pagas-me com o meu próprio dinheiro? Descontrai-te.
Bunu ödeyeceksin ahmak.
Vais pagá-las, cabrão.
Bir dakika dur bakalım. Bir adamı baştan çıkartmam için... bir milyon dolar ödeyeceksin ve sonra...
Pagam-me 1 milhão de dólares para seduzir um homem?
Bir dakika dur bakalım. Bir adamı baştan çıkartmam için... bir milyon dolar ödeyeceksin ve sonra...
Quer dizer que me pagam 1 milhão de dólares... para fazer o quê?
Bir adamı baştan çıkartmam için... bir milyon dolar ödeyeceksin ve sonra...
Dizes que me pagam 1 milhão para seduzir um homem?
Odanın parasını ne zaman ödeyeceksin?
- Quando é que vai pagar pelo quarto? - Eh...
Bunu ödeyeceksin.
Nós mostramos-te!
Bu yaranın acısını aynı şekilde ödeyeceksin Bana yaptığın şekilde
Pagarás por esta ferida, pela forma como me marcaste.
Babamızı sen öldürdün Bunu ödeyeceksin
Pagarás por isso!
Bunu ödeyeceksin.
Garanto-lhes que vão arrepender-se.
Bunu ödeyeceksin.
- Vais pagar por isto.
- Evet, nasıl ödeyeceksin?
- Sim, como o ias pagar, hum?
Faturalarını nasıl ödeyeceksin?
- Como vais pagar a faculdade?
- Ayrıca, bunu sen ödeyeceksin.
Na realidade, vais pagar por isto.
Bana o elli doları ödeyeceksin.
- Pagas-me 50 dólares.