Öldüm translate Portuguese
1,403 parallel translation
Onunla öldüm.
Eu morri com ela.
Düzgün anlamış mıyım? Hastanede öldüm ve yardımını istedim?
Deixa ver se entendi : morri, no hospital, e pedi-te ajuda?
Ben öldüm!
Percebes?
- O bilgiyi sana verirsem, ben öldüm demektir.
Se te der essa informação sou um homem morto.
Öldüm ve cehenneme geldim!
Eu teria morrido e ido para o inferno!
Yorgunluktan öldüm.
Estou exausto.
Bir kez öldüm.
Já morri, uma vez.
Yani nasıl öldüm?
Isto é, como foi que eu morri?
Kafamdan vurulduğum için öldüm.
Morri de uma pancada na cabeça.
- Ben bir kez öldüm.
- Morri uma vez.
Keskin bir acı hissettim. Öldüm sandım.
Senti uma dor aguçada, assim como se fosse morrer.
Açlıktan öldüm.
Estou cheio de fome.
Bir kere öldüm zaten.
Foi quase.
Hatırlanıyorsam, öldüm demektir.
Se sou lembrado, quer dizer que estou morto.
Öldüm mü, Roger?
Estou, Roger?
- Senin için öldüm!
Eu morri por ti.
O zamandan beri yedi kere öldüm ve dirildim.
Vivi e morri sete vezes desde então.
Kardeşlerin öldüğünde, ben de onlarla öldüm.
Quando cada um dos teus irmãos morreu, eu também morri.
Yemin ederim, bir an öldüm ve cennete gittim sandım.
Asseguro-te que estava no paraíso.
O kamyonetin arkasında öldüm.
Morri naquela carrinha.
Sen beni öldüm sanırsın ama ölmemişimdir.
Então, tu pensas que eu estou morta, mas não estou.
Ben senin için öldüm, Allison... Bu yüzden benim cenaze törenimi, onlardan kaçmak için kullanabilirsin.
Eu morri por ti, Allison... para que pudesses usar o meu funeral para fugir deles.
Sana söylüyorum, ben zaten öldüm.
Estou a dizer, já morri.
Ben çoktan öldüm.
Eu já estou morto.
Öldüm bittim.
Estou exausto.
23 yaşındayken rahim kanserinden öldüm.
Morri com um tumor nos ovários quando tinha 23.
- Ben öldüm mü?
- Estou morto?
Hatta bir ara yaşıyor muyum öldüm mü anlamıyordum.
Houve uma altura em que não sabia se estava viva ou morta.
Yine öldüm!
Estou morta outra vez?
Sen Ben öldüm bir anlamına gelir.
Aquele no qual vou estar morta.
O bu psişik sarsıntı hissetmez ne olur ve ben sadece öldüm?
O que é que acontece quando ele não sentir a sacudidela psíquica, e eu morrer?
Kaçma şansım olmadığı için öldüm yada her an ölebilirim.
Eu estou morto ou estarei em breve sem forma de escapar. - Não!
Öldüm mü?
Morri?
Ben öldüm, Natalie'yi akıl hastanesine kapattılar, o da Keggers'a gidiyor, yeni fıstıklarla şansını deneyecek.
Estou morta, a Natalie está presa numa casa de loucos, e ele vai para Keggers, tentar marcar pontos com as raparigas do clube.
Oh, ben öldüm mü?
Oh! Estou morto?
Yorgunluktan öldüm.
Estou exausta.
Tam 15 sene önce öldüm. Şimdi yaylan.
Morri há 15 anos, gosto dessa frase de engate.
Kasırga Gecesi öldüm, ama Tanrı beni kurtarmayı seçti.
Na noite do furacão eu estava morto, mas Deus decidiu salvar-me.
Çünkü ben öldüm. Benim için önemli olan tek şey artık neler olduğunu görebilmem.
Porque eu estou morto, e tudo o que importa... importa para mim pelo menos... eu posso ver.
O ölmedi. Ama ben öldüm.
Bem, ele não está... mas eu estou.
Neden senin yerine ben öldüm?
Porque é que tive de morrer ao invés de si?
Öldüm ve rezil oldum.
Estou morta e estou envergonhada.
Öldüm ben Ducky.
Agora estou morta, Ducky.
Tony, yeni öldüm ve sen cinsel fanteziler mi kuruyorsun?
Tony! Eu acabei de morrer e estás a ter uma fantasia sexual?
Belki de öldüm.
Talvez eu tenha morrido.
Öldüm.
Estou morto.
Ben dün öldüm.
Morri ontem.
- Öldüm.
- Vou morrer!
- Sizi pis şeytanlar, ben öldüm.
Que chatice, estou morto!
Öldüm ben Ducky.
Ele não recolheu as cápsulas.
Öldüm ben.
- Morri.