Ölürdüm translate Portuguese
176 parallel translation
Scarlett olmasa, Atlanta'da ölürdüm.
Se não fosse a Scarlett, eu teria morrido em Atlanta.
Bana yardım eden birkaç arkadaşım olmasaydı eğer, açlıktan ölürdüm.
Se não fossem alguns amigos que me ajudam morreria de fome!
İskoçya'da açıktan ölürdüm.
Eu morreria de fome na Escócia.
Hayır desen ölürdüm.
Teria morrido se me dissesses que não.
Geri gelmeseydin ölürdüm.
Teria morrido se não tivesses regressado.
Dursaydım, kesin donarak ölürdüm.
Se parasse, congelaria até a morte, com certeza.
Sivil hayatta açlıktan ölürdüm...
Teria morrido à fome se exerce-se medicina civil.
O olmasaydı sıkıntıdan ölürdüm.
Se näo fosse por ele teria morrido de tédio.
"-" Onun için ölürdüm. "
- "que depois até me sinto vazia."
Ölürdüm.
Teria morrido.
Senin için ölürdüm, Sledge.
Teria morrido por voce, Sledge.
ölürdüm.
Eu teria.
Her gece koynuma girmesen ölürdüm ben.
Não consigo. Acho que morreria se não viésseis à minha cama todas as noites.
Senin için ölürdüm.
Eu morreria por si!
Senin için ölürdüm.
Morreria por ti.
Ölürdüm.
Morreria de vergonha.
Bu bebeğe herhangi birşey olsaydı ölürdüm,... ya da öldürürdüm.
Se acontecesse alguma coisa a esta menina, eu morria ou matava.
Ben olsam ölürdüm.
Isso matar-me-ia a mim.
Kakao kaplı, muz parçalı... çilekli dondurma için ölürdüm.
Morreria por um Sundae de morango... com smarties de chocolate, e um "banana split".
Küçükken böyle bir oda için ölürdüm.
Em miúda, teria matado por um quarto destes.
Cesedi bulamayabilirdik, o zaman da ölürdüm.
Se não achássemos o corpo, eu estaria morto.
Muhtemelen bir köşede kıvrılıp, ölürdüm.
Eu sozinho e morreria.
Ölürdüm seve seve. "
'Feliz eu morreria'
Ayrıca ölümden önce gördüğüm son şey olsaydın mutlu bir adam olarak ölürdüm.
Além disso... se você fosse a última coisa que eu visse antes de morrer... morreria um homem feliz.
Riggs, o kadar yakından geçse ölürdüm.
Se tivesse sido mais perto tinha morrido.
Eğer senin kocan olsaydım kıskançlıktan ölürdüm.
Se fosse teu marido, morria de vaidade. Pois é.
- Buraya gelmeden ölürdüm.
- Morreria antes de chegar aqui.
Eğer senin pişirmeni beklersem açlıktan ölürdüm herhalde.
Se ficasse à espera que cozinhasses, morria à fome. Onde arranjaste isso?
Bunu yapan kişi sen olsaydın, gurur içinde ölürdüm.
Se o tivesses feito tinha morrido orgulhosamente.
Bir zamanlar senin için ölürdüm. Ama o eskidendi.
Em tempos teria levado um tiro por ti, mas isso já lá vai.
Haklısın. O pijamaları giysem utancımdan ölürdüm.
Tens razão, morria de vergonha se usasse esse pijama.
Dünyayı şu şeyden kurtarmak için seve seve ölürdüm.
Morreria com gosto para liberar o mundo desta coisa.
Dünyayı şu şeyden kurtarmak için seve seve ölürdüm.
Morreria de livre vontade para livrar o mundo dessa coisa.
Ama sizinle ölürdüm, bu çelişkiden dolayı.
Mas eu também morria, daí o meu conflito.
Gitsem iyi olur. - Eğer ölseydin, ölürdüm.
- Será melhor eu ir embora.
En azından, polis olarak ölürdüm.
Ao menos, aí, morria como um polícia.
Gülmekten ölürdüm.
Eu fartava-me de rir.
- Ölürsem ölürdüm.
- Teria morrido, então.
Kan kaybından ölürdüm.
Esvaía-me em sangue até à morte.
Düşünüyorum da, ben sivil haklar için ölürdüm.
Apraz-me pensar que seria capaz de morrer pelos direitos civis.
Senin iş konuşmalarının beş dakika sürdüğünü duysam, düşüp ölürdüm herhalde.
Que morra, se alguma vez te vi a falar de negócios só por cinco minutos.
Her şeyin beni endişelendirmesine izin verseydim endişeden ölürdüm.
Se me deixasse preocupar por tudo o que me devia preocupar, já estaria morto de preocupação.
Korkudan titredim. Eğer tek bir atoma değseydi ölürdüm.
Se um único átomo se tivesse desprendido, eu teria morrido.
Ve bir erkek gibi ölürdüm.
E eu morro como um homem.
İyi ki benim bir hastalığım yok. Yoksa burada kan kaybından ölürdüm.
Ainda bem que não estou ferido, senão sangrava até morrer!
Yoksa heyecandan ölürdüm.
Isso poderia ter-me atrapalhado.
Sanırım sen ortadan kaybolursan ölürdüm.
Não sei, acho que morria se desaparecesses.
Senin için ölürdüm Ben.
- Quase morri por você!
Yerinde olsaydım korkudan ölürdüm.
Nervosa?
Açıkçası ben bu ülke için ölürdüm.
Por este país, é claro.
Sadece ben olsam, senin için ölürdüm.
Se fosse só eu, morreria por ti.