Ürünü translate Portuguese
1,563 parallel translation
Olanlar benim hayal gücümün ürünü değildi. Ya buda değilse?
Aquilo não era imaginação minha, e se isto também não for?
Efendisi Zod'un serbest bırakılması dışında hiçbir şeyin... onu durduramayacağı, beyinle etkileşimli ileri teknoloji ürünü bir yapı.
É a Construção Cerebral Interactiva. Uma tecnologia avançada que não vai parar perante nada até libertar o Zod, o seu mestre.
Biliyorsun, Ironist başarısız olursa ve Dr. Overbee kısa esprilere ve pop kültürü ürünü laflara değer vermezse diye.
No caso da pedinchice não resultar e do Dr. Overbee não gostar das maravilhas da cultura pop.
Senin hayal ürünü olduğunu fark etmiştim.
Apercebi-me de que eras imaginário.
Sadece hepsinin bir hayal ürünü olduğuna inanamıyorum.
Eu só... Eu não acredito que foi tudo fruto da minha imaginação.
Fiziksel yaşlanma gibi görünen şey aslında zar zor anladığımız karmaşık bir sistemin ürünü.
O que parece ser um envelhecimento físico, não verdade é um produto... de um processo complexo... que mal entendemos.
Kevin, Rogaine * dışında hangi reçeteli ilaçları kullanıyorsun? ( Saç çıkarmaya yarayan kozmatik ürünü )
Kevin, que medicamentos tomas, além de Rogaine?
Radyasyonun bu teknolojinin raslantısal bir ürünü olduğunu sanmıştık.
Pensamos que a radiação era um subproduto acidental da tecnologia.
Yani Marisa Tomei ile yaptığım A Different World'ün....... üç bölümü hayal gücümün bir ürünü müydü?
Boa tentativa, Turtle! Os três episódios de "A Different World" que fiz com a Marisa Tomei, foram fruto da minha imaginação?
Potansiyel olarak, en azından, bu onu Fantezi ürünü, hayal ürünü bir varlık yapar..
Potencialmente, ao menos, isso o torna uma entidade fantasmática, imaginária.
Bakın, Dr. Sloane, eğer bu ürünü öğleden sonra getirebilirsen, sizinle oturup aldığımız bu inanılmaz... M
Ouça, Dr. Sloan, se lhe entregar o produto esta tarde, acha que é possível discutirmos os incríveis resultados que temos tido...
Peki, toplumunuzun yetiştirdiği başlıca tarım ürünü nedir?
Diz-me, qual era o principal produto agrícola do teu povo?
Meyveli pasta tarım ürünü sayılır mı?
As tartes de frutas são um produto agrícola?
Hayır, ama bu durum, travma sonrası stres bozukluğunun bir ürünü de olabilir.
Não, mas pode ser um produto de desordem pós traumática.
Vücudumuz düşüncemizin bir ürünü olduğuna göre, John Hagelin ( Kuantum Fizikçisi ) modern tıpta artık anlıyoruz ki düşüncelerimiz vücudumuzun görüntüsünü, işleyişini ve sağlığını etkiler.
É importante admitir que o nosso corpo é, de facto, o produto dos nossos pensamentos. Estamos a começar a perceber, nas ciências médicas, em que medida a natureza dos pensamentos e das emoções realmente determina a substância física, a estrutura e as funções dos nossos corpos.
Market ürünü.
É marca branca.
Uçak Gemisi ulusal güvenlik için inşa edilir elbette... ve burası da bir kaç tonluk, yüksek teknoloji ürünü bir eğlence devi!
Mas um porta-aviões é construído para conferir segurança nacional e isto é uma tonelada de alta tecnologia e de aço orientada só para o entretenimento.
Eğer bize izin verirseniz adamlarınız üzerinde ürünü deneyebiliriz, yüksek güvenlikli bloğunuzdakiler üzerinde. İmzalamanız için bir kontrat hazırladık. Size 5 yıllığına teknolojiyi ve ücretsiz teknik destek vereceğimize dair.
Se nos autorizar a experimentar o nosso produto nos seus homens, nos que estão na ala de segurança máxima, estaremos preparados... para assinar um contrato dando-lhe a tecnologia grátis bem como o suporte, durante 5 anos.
Çünkü zaman içindeki hikayeler ve efsaneler insan ürünü.
Porque as histórias e mitos que temos são produtos dos homem, da passagem do tempo.
Baba da ensest bir birleşmenin ürünü değilse, ciddi sorunların ortaya çıkma ihtimali çok düşük.
A não ser que o pai fosse fruto de uma relação incestuosa. As hipóteses de complicações sérias são mínimas.
Üzerlerinde zaman sensörleri bulunan yüksek teknoloji ürünü otobüsler,..
- Sim Autocarros de alta tecnologia que usam sensores de tempo.
Aslı hoş olan durumlar üzerine dikkatsizce yapılan hayal ürünü konuşmalardır..
São conversas descuidadas relacionadas com sonhos fictícios.
- Boş olmasa bile saksitoksin seviyesi çok yüksekti. Deniz ürünü yiyerek almış olamaz.
E mesmo se não tivesse, os níveis de saxitoxin eram cem vezes maiores do que seriam se ele tivesse consumido um molusco.
Başarısız bir deneyin atık ürünü.
Os restos de uma má experiência.
Yeterli dayanma gücüne sahip şanslı bir yarışmacı evine bu son teknoloji ürünü arabasıyla dönecek.
Uma pessoa cheia de sorte e de força anímica irá sair daqui ao volante de um moderno veículo.
Hayat, hayâl ürünü şeylerden daha tuhaftır.
A vida é mais estranha que a ficção.
Bana verdiğiniz şey yüksek teknoloji ürünü bir ayakkabının tabanına aitti.
Explica-me. O que me deram era um pedaço de sola de ténis.
Anatomi finalimden hemen önceki gece, nane liköründen sarhoş olmuştum ; çünkü Turk yeni bir ağız bakım ürünü olduğunu ve yutabileceğimi söylemişti.
Hei, na noite antes do meu exame final de anatomia embebedei-me com licor de menta, porque o Turk disse que era um novo elixir para a boca, que se engolia.
# Hayal ürünü ağaçların arasında #
No meio das árvores a fingir
Kullanmadığım bir ürünü hiç tanıtmadım.
Não posso apoiar nenhum produto que não utilize efectivamente.
"Hayran hayali, ürünü" deniyor.
- Chama-se "ficção de fã"
2 milyon kadar ürünü sayıp, etiketleyip, raflara yerleştireceksiniz.
Há mais de dois milhões de itens que precisam de ser contados, etiquetados e propriamente arquivados.
Kenevir, ipliksi liflerinden 5000'den fazla tekstil ürünü yapılabilen ve dinamitten selofana kadar selülozundan 25000'den fazla ürün üretilen bir bitki olarak övülüyordu.
Ao cânhamo se atribuía a capacidade de produzir mais de 5.000 produtos têxteis a base de sua fibra, e mais de 25.000 produtos de celulose, de dinamite ao celofane.
Hükümet ürünü kontrol edip düzenleyecekse, bu endüstrideki bir sürü insana zarar verir.
O governo controlaria e regularia o produto e isso poderia afetar muita gente na indústria.
Üreticiler, ürünü hasat ettikten sonra piyango çıkmış gibi hissediyorlar.
Os cultivadores, depois da colheita, é como se ganhassem na loteria.
Ne kadar çılgınca olduğunu düşünsenize, bu ürünü yiyebiliyoruz, bu ürünü satabiliyoruz, bu ürünü giyebiliyoruz, bu ürünü ihrac edebiliyoruz, ithal edebiliyoruz, işleyebiliyoruz, her şeyi yapabiliyoruz ama yetiştirmek?
Pensem nesta loucura : podemos ingerir o produto, podemos vendê-lo, vesti-lo, exportá-lo, importá-lo, manufaturá-lo. Tudo, menos cultivá-lo.
Ve şimdi, günün en önemli arttırma ürünü : 235 numara...
E agora o objecto mais cobiçado do dia, o 235, uma camisola de Sandy Koufax de 1966.
Jemaine de senin bir hayal ürünü olduğunu düşünüyordu.
O Jemaine acha que podes ser um produto da minha imaginação.
Sahte göğüsler çok'97 ürünü.
Mamas falsas, é tão do século passado.
Aynı ürünü üreten altı şirketimiz var.
Temos seis companhias idênticas fazendo seis produtos idênticos.
Sadece merkezi soğutma sisteminin yan ürünü.
Um reactor não, só o derivado do sistema de refrigeração do núcleo.
Bu soğutma sisteminin yan ürünü mü? Aniden donmuş mu?
Isto é um derivado do sistema de refrigeração?
Grilamid çerçeve. Polarize camlar. İzleme teknolojisinin son ürünü.
Armações de grilamid, lentes polarizadas e o mais recente em tecnologia de vigilância.
Vicks Kimya Şirketi'nin bir ürünü :
É uma das empresas da Vicks Chemical Company.
Zor, biliyoruz, ileri teknoloji ürünü olmalarına rağmen pek heyecan uyandırmıyorlar. Teknoloji bile, orijinal olduklarını düşündürtmüyor.
Sabemos que é difícil, pois rodas não são vistas como de alta tecnologia, embora sejam a origem de tudo.
Bu ürünü almak için ne kadar uğraştım, biliyor musun?
Sabes como foi difícil conseguir esta conta?
- Petrol ürünü mü? - Biliyorum.
- Um produto do petróleo líquido?
Kabuklu bir deniz ürünü ya da fıstık ezmesi yemiş olabilir.
Pode ter comido marisco ou amendoins.
Tamamen zevk ürünü.
São totalmente "kitsch".
Orada mutlaka beni cinselliğin içine çekecek üçüncü bir hayal ürünü element olması gerekir.
Deve haver um terceiro elemento imaginário que me faça... que torne possível, que possibilite meu engajamento na sexualidade.
Bu film, basında yayınlanan gerçek olaylara dayanan, hayal ürünü bir filmdir.
_ Legendas por JHNova _