Üstümde translate Portuguese
557 parallel translation
ilk tanistigimizda üstümde o ceket vardi.
Eu tinha um casaco assim quando nos conhecemos.
Bugün bizim defileye gelmiş, ve bunu, benim üstümde görmüştü ama, bir an için bile, bunu, bana alacağını düşünmemiştim.
Ele veio ao nosso desfile de roupa hoje e viu-me com ele vestido mas nem por um momento sonhei que ele mo fosse comprar.
Herhalde Duvalle'in üstümde yarattığı etkiden olsa gerek.
Talvez seja devido ao efeito que o Duvalle tem sobre mim.
Avukat benden şüpheleniyor, üstümde taşımak istemiyorum.
Acho que o advogado suspeita de mim e não o quero ter comigo.
Hep üstümde kaldı gözleri ışıl ışıl.
e, finalmente, mantinha o olhar fixamente, na minha direcção.
Yeterince kanın var üstümde...
Minha alma está muito carregada... de teu sangue.
Ama dişlerini benim üstümde veya Eve'in üstünde bilemene izin vermem.
Mas não os afias em mim, ou na Eve.
- Hayır. Bir üstümde, bir yedek, bir de yıkamada.
Uma vestida, uma despida, uma para lavar.
Sen benim çok üstümde bir yerdesin..
Estrela no firmamento...
Benim üstümde hak iddia edemezsin.
Nunca te dei razões de queixa.
En az 900 metre üstümde uçacaksın.
Voa pelo menos 3 mil pés acima de mim.
Evet, o sıralarda üstümde epey para vardı.
Sim, tinha bastante comigo na altura,
- Ama elbise benim üstümde olacak.
- Nessa altura já o estou a usar
Bir kereliğine bile olsa onu üstümde görmeni istiyordum.
Queria que me visses com ele, só uma vez.
Damatlığım bile üstümde.
Até vesti o meu fato de casamento.
Balık pazarına üstümde sadece tulumla giderdim.
Ia para o mercado só com o macacão em cima da pele.
Kendi üstümde mi kullanayım?
Queres que o use em mim próprio?
O gömleğin benim üstümde Bay Fossati'den daha iyi duracağını söylemiştiniz.
A senhora disse que ficava melhor a mim do que ao comendador Fossati...
- Bugün pisboğazlığım üstümde.
- Só um dedinho... - Dois.
Benim üstümde deneyemezsin.
Em mim, não praticas tu!
- Ayrıca üstümde otoriteni kullanamazsın.
- E não és meu superior.
Bunu benim üstümde kullanmasını istedin, değil mi?
Queria que ele usasse isto em mim, não queria?
Hayır, üstümde hiçbir şey yok.
Não, não tenho nada comigo.
Hadi ama, kasabaya geldiğim günden beri gözün üstümde.
Você tinha esse olhar desde que cheguei.
Hep üstümde taşıyorum. Hep elimin altında.
E tenho a pistola sempre aqui á mão.
Onu her Perşembe, kasapta görüyorum. Ve üstümde çok iyi bir izlenim bıraktı.
Eu a vejo todas as quintas no meu açougue... e gosto muito dela.
Siyah çamaşırlarım üstümde.
Com a roupa interior preta.
Bir şey var üstümde!
Alguma coisa me mordeu no peito!
Ailemin gözü üstümde.
Os meus pais andam em cima de mim.
Bazen de üstümde güzel, beyaz bir elbise soğuk elimi alnına koyduğumu görürmüş.
E, por vezes, via-me em belos vestidos brancos e eu punha a minha mão fria na testa dele.
Şu anda üstümde 2000 papel var, dedim.
Disse 2.000, já.
Numaram üstümde.
Eu consegui meu número.
Ama anaşimi önce kendi üstümde, ve kendi içimde deneyerek yaşıyorum... "
"Mas primeiro ensaio minha anarquia em mim mesmo... " e em mim mesmo.... "
Şimdi 1 : 00'de, hala üstümde ve alçalıyor.
Está à 1h, ainda acima de mim e a descer.
Şey, elektrotlarım üstümde kalsa da olur sanırım.
Se calhar vou deixar postos os eléctrodos.
Ütüsüz gömlek vardı üstümde görev aşkım uğruna kuralları takmadığımı gösteren bu halime bakmış ve siz bile yaptığımız işe kendinizi kaptırmıştınız.
olharam para mim com a minha camisa de lavar e vestir, a seguir este tòrrido romance com a minha régua de càIcuIo e atè vocês foram apanhados por aquilo que fizemos.
- Yumrukların hala üstümde mi?
- Como contra atacas os meus ataques?
Ya da üstümde veya aşağıda sokakta?
Ou comigo? Ou encontrada, largada na rua?
Yüksek ihtimalle sizin aygıtlarınız benim üstümde yıkıcı etki yaratabilir.
É muito possível que os vossos instrumentos possam ser-me nocivos.
Korkunç karanlığın ve hayalet ordularının üstümde eridiğini hissediyorum.
Sinto derreter sobre mim pavorosas escuridões E negros batalhões de esparsos fantasmas
Şimdi gene ıslak bir ceket var üstümde.
Fico novamente com o casaco molhado.
Anahtarları üstümde ve kapılarımı açık bırakıp gitmek oldukça sorumsuzca bir davranıştı.
Que comportamento irresponsável, deixares-me com as chaves na ignição e com as portas destrancadas.
Şöyle söyleyeyim o kadar parayı üstümde taşımam ve taşısam bile size şu anda ödeme yapamam.
Bem, quero dizer-vos que não tenho essa quantia comigo. E, mesmo que tivesse, não... Não poderia pagar neste instante.
Bu kadar parayı üstümde taşımaktan hoşlanmıyorum.
Não gosto de andar com tanto dinheiro.
Gözün üstümde olsun, dostum.
Mantém os olhos abertos, parceiro.
Çünkü üstümde o kadar para yok.
Porque aqui não tenho muito.
Benim pembem üstümde.
Não está notando?
- Benimki üstümde.
- Já tenho um.
Sonsuza dek her şeyin üstünde süzülmek istemiyorum üstümde bir ağırlık hissetmek istiyorum.
Nessas alturas gostaria de não pairar eternamente.
Sonra bir bakmışım, köpekler benim üstümde.
Mas os cães montaram-me foi a mim.
Reena, üstümde fazla nakit yok.
Bom, Reena.