Üzerinden translate Portuguese
6,799 parallel translation
14 üzerinden.
É em 14.
Bunları senin üzerinden yaşamam gerekiyor.
É através de ti, que vivo desenfreadamente.
Evet, ama üzerinden çok zaman geçti.
É já faz um tempo.
Hafıza henüz tazeyken görgü tanıklarıyla her şeyin üzerinden geçmek istiyoruz.
Gostamos de explorar tudo com as testemunhas enquanto a memória está fresca.
Silas, ilk gösterim üzerinden bize anlatır mısın?
Silas, quer falar sobre a ilustração principal?
Doğrudan Yarımada'nın üzerinden geçmezdik, ama biraz uzaktan da olsa görmüştüm.
Não voámos directamente sobre a península, mas consegui vê-la à distância.
Steelers'ın önde gelen oyuncularından Justin Strzelczyk'in yanarak ölümünün üzerinden daha birkaç ay geçmeden diğer bir Steelers oyuncusu Terry Long da intihar ederek 45 yaşında hayatına son verdi.
Meses depois do jogador favorito do Steeler, Justin Strzelczyk, morrer queimado num acidente, outro favorito, Terry Long, aparentemente cometeu suicídio aos 45 anos de idade. Terry.
Infini, MONTOLI temel işlemleri getirmek mümkün iken yeniden çevrimiçi Bir yerel ağ üzerinden, sonra uzaktan bağlantı kırdı.
Ok, ouçam. Enquanto na Infini, Montoli foi capaz de trazer as operações da base de novo em linha através da rede local, então preparou uma conexão remota.
Ther e üzerinden alın
Vem já para aqui.
Bay Farnum'ın kefaletini normal kanallar üzerinden hallettik.
A fiança do Sr. Farnum foi arranjada pelos canais normais.
Merhaba Anne, son konuşmamızın üzerinden uzun zaman geçtiğini biliyorum.
Olá, mãe. Sei que não falamos há demasiado tempo. CONDADO DE ANGELINA
- Bunun üzerinden geçmen gerek.
- Tens de passar por cima.
Kaybolmasının üzerinden 2 saatten fazla geçmeden hiçbir şey yapmayacaklarmış.
Não fazem nada sem que esteja desaparecido muito mais de duas horas.
Bakın, o bir yetişkin, kaybolmasının üzerinden 24 saat geçmeden bir kayıp dosyası oluşturamayız.
Sabe como ela é adulta, não reportaremos o desaparecimento até completar as 24 horas.
Afrikalı dostum tansiyonun yüksek olduğunun farkındayım ama bunun üzerinden çok zaman geçti.
Dito isto, meu amigo africano, embora reconheça que os ânimos estão exaltados, isso são águas passadas.
Karakterlerimizi son görüşümüzün üzerinden yaklaşık on beş dakika geçti.
Passaram cerca de quinze minutos desde o sucedido.
Düz, esnek bir kabuğa sahip olan bu hayvan, kayalardaki yarıklara saklanabilir. Broken Bow bölgesindeki hafif kar yağışı Kearney, Hastings ve Grand Island üzerinden bizim istikametimizde geliyor.
... as poucas exceções são as tartarugas panquecas de África, que possuem carapaças achatadas e flexíveis para se esconder uma grande faixa de pouca ou moderada neve de Broken Bow em direção a Kearney, Hastings e Grand Island.
Para senin üzerinden giderse daha iyi olur diye düşündüm.
Presumi que seria melhor enviar o dinheiro através de si.
Tamam. Bunu mantıklı sonuç üzerinden ele alalım.
Está bem, vamos chegar a uma conclusão lógica.
Ellerini karımın üzerinden çekersen minnettar olurum.
Agradeço se tirar as mãos da minha esposa.
Bir gün kardeşim başın omuzlarının üzerinden sökülüp bir mızrağın tepesinde duracak!
Um dia, irmão, as tuas palavras irão arrancar-te a cabeça dos ombros e colocá-la numa lança.
Hey, dostum. Neden o telin üzerinden inmiyorsun?
Amigo, sai lá daí!
Hemen o telin üzerinden in!
Sai já dessa corda!
Hemen o telin üzerinden inin!
Saia do cabo imediatamente.
Hemen o telin üzerinden inin yoksa sizi biz indirmek zorunda kalacağız.
Saia do cabo imediatamente ou seremos obrigados a tomar medidas para o tirar daí.
Bacağını koltuğun üzerinden at...
Passa a perna por cima do banco.
Virtual Slumber üzerinden kiraladım.
- Aluguei-o no "Virtual Slumber".
Daireyi internet üzerinden kiraladılar.
Eles reservaram o apartamento "online".
Ekran Kent'in Babylon üzerinden yaptığı bir şeyi her an gösterebilir.
A monitorizar se o Kent faz mais alguma coisa no "Babylon".
Onuncu Karayolu üzerinden direkt olarak üzerimize geliyorlar.
Vêem directo para nós pela estrada 10.
Aabenraa üzerinden devam ederiz.
Então iremos através de Aabenraa.
Önceden sana bahsetmiş olmalıyım ama üzerinden uzun zaman geçti, yanılıyor da olabilirim.
Sabes, te.. tenho a certeza que já te disse, mas já foi há muito tempo, assim, quero dizer, posso estar equivocado.
Sıkıntımız on üzerinden kaç?
De que nível seria o problema?
Bir ineğin üzerinden geçtik. Havaya uçabilirdik.
Passámos por cima de uma vaca, podíamos ter ido pelos ares!
On üzerinden?
Em dez?
Üç üzerinden üç, öyle mi?
Três em três?
Yine üzerinden geçemez miyiz?
Não vamos passar por cima desta?
Bu sabah bütün burs başvurumun üzerinden geçmişler ve...
Eles leram a minha candidatura à bolsa esta manhã e...
Çıkar onu üzerinden!
Despe isso!
Kabus görüp seninle birlikte yatmamı istediğin günlerin üzerinden çok zaman geçmedi.
Sabes, não foi à muito tempo que eu ía ter contigo à cama quando tinhas pesadelos.
Günlerimi omzumun üzerinden bakarak geçirdim.
Passaria o resto dos meus dias a olhar para trás do ombro.
Bay Mapleton'un sonraki hamleye geçmemizi söylemesinin üzerinden bir gün geçti.
Passou-se um dia desde que a Senhora Mapleton nos contou o que se passou.
Kumandan Lewis'in kişisel veri diskindeki bütün verilerin üzerinden tekrar tekrar geçtim.
Vasculhei todos os ficheiros de dados na drive pessoal da Comandante Lewis.
Sürekli aynı şeylerin üzerinden geçiyoruz biliyorum ama birçok bilinmeyen tarafı olan bir fırlatma tarihine onay veremeyiz.
Sei que não estamos a seguir o procedimento normal, mas, com tantas incógnitas, não podemos comprometer-nos com uma data.
Kuralların üzerinden geçmeye geldim.
Vim falar das regras.
Amerikalıların gizli görevleri CIA üzerinden yönetiliyor Yakın Doğu Bölümü'ndeki memurlardan oluşturdukları bir Afgan Grubu var bir de Özel Operasyon Bölümü.
A acção secreta americana é coordenada pela CIA, eles têm um grupo afegão composto de oficiais da Divisão do Médio Oriente e da Divisão de Actividades Especiais.
Bu gece ilk defa internet üzerinden 4K çözünürlükte yayın yapıyoruz. UFC Dövüş Gecesi. Nucleus'un katkılarıyla!
Esta noite, pela primeiríssima vez, a emitir ao vivo, com resolução 4K, via Internet, o combate UFC, potenciado pela Nucleus.
Sierra Vista üzerinden geçirebiliriz.
Podemos comprá-las em Sierra Vista.
Kapılara saldırı yapıldığı sırada nehir üzerinden de saldıracağız.
Ao mesmo tempo que atacamos os portões, também haverá um ataque de apoio vindo do rio.
Her 200 Adamdan biri üzerinden Bu gezegende bir orospu çocuğuna kadar uzanan doğrudan bir çizgi vardır.
Um em cada 200 homens neste planeta, tem um laço sanguíneo directo, com aquele filho da mãe.
Ebediyen huzur içinde yatmasını sağla İsa Mesih ve baki ışığın üzerinden eksik olmamasını nasip eyle.
Deus lhe conceda o descanso eterno e que a luz perpétua brilhe sobre ela.