Üzüleceksin translate Portuguese
105 parallel translation
Eğer o kasayı açmazsan sen ona daha çok üzüleceksin.
Vai lamentar mais se não abrir esse cofre.
Yarın üzüleceksin.
Amanhã arrepender-se-á.
Benim olduğum gibi sende üzüleceksin.
Ficará triste, como eu estou triste.
- Sen ne diye üzüleceksin ki?
- Por que estás tão aborrecida?
Duyduğuna üzüleceksin ama Maria sayesinde yaşayacak.
Lamentará saber que vai viver, graças a Maria.
Bana bu söylediklerine bir gün üzüleceksin.
Você vai se arrepender um dia pelo que me disse.
Niye üzüleceksin ki?
Porque tem de se desculpar?
Tamam. Tamam. Ama çok üzüleceksin.
- Vais arrepender-te.
- Güle güle. - Çok üzüleceksin, görürsün. - Güle güle, güle güle.
- Vais ver, vais arrepender-te.
Kaybolacaksın ve üzüleceksin
Ficarás perdido E arrependido
Bence benim bir şey yapmadığımı anladığında gerçekten üzüleceksin.
Acho que vais lamentar quando descobrires que não fiz nada.
Gerçekten üzüleceksin.
Vais arrepender-te.
Çok üzüleceksin
Lamentará verme
O serseri için neredeyse üzüleceksin, değil mi?
Quase que faz sentir pena dele.
Oyunu bırakıp yemezsen üzüleceksin.
Pára de andar à volta com isso e come ou vais-te arrepender.
Hiç sanmıyorum. Ama üzüleceksin.
Não acredito nisso, mas vais sentir.
Bak, onlar taşaklarını kesip kulaklarına tıktığında çok üzüleceksin adamım.
Cianeto. Vais-te arrepender, quando te arrancarem os tomates e tos enfiarem nas orelhas.
Eğer oraya geri dönmezsen, çok üzüleceksin.
Se não entrares lá, vais-te lamentar.
Durduk yere üzüleceksin.
Temia que se preocupasse por nada.
- Çok üzüleceksin, dostum.
- Quietinho! - Já não sais daqui.
Oturup üzüleceksin.
Vais lamuriar-te!
- Daha çok üzüleceksin.
- Vais ter mais do que te arrepender.
- Konuşmazsan daha da üzüleceksin.
Sim, senhora... Gorgas.
Şu silahı başka tarafa çevir, yoksa üzüleceksin.
Aponte essa arma para outro lado, ou arrepender-se-á.
- Eski sevgilin için mi üzüleceksin?
Por quê? O que vais fazer? Sentar a lamentares-te pela tua "ex"?
Bugünkü süper sakarlığın seçmelerden elenmeme sebep olursa inanamayacağın kadar üzüleceksin.
Se o teu descambar de hoje me tira da competição, irás ficar muito para lá do arrependimento.
Ne kadar üzgün olduğun hiç önemli değil, daha da üzüleceksin.
Por muito mal que lamentes, ainda vais lamentar mais.
Büyük ihtimalle üzüleceksin.
Provavelmente vais ficar chateado.
Evet, çok üzüleceksin.
Sim, ficarás tristíssima.
- Neden üzüleceksin?
- Por que deveria?
Onun gittiğini görünce eminim çok üzüleceksin. Evet.
- Estou certa que lamentas vê-la ir.
Biraz da kendine bakmazsan çok üzüleceksin.
Bloqueia porque não está pensando em você.
Tanrım, bu doğruysa gerçekten üzüleceksin.
Vais arrepender-te tanto se isso for verdade...
Görürsün, kendimi öldüreceğim ve sen üzüleceksin...
Olha, ou vou matar-me agora e tu preocupas-te...
Sonra çok üzüleceksin Shelly.
Eu sinto pena de ti, Shelly.
Çok üzüleceksin. Ben mi?
- Vais arrepender-te.
Yüzünde çizgiler olduğunda daha fazla üzüleceksin.
Ficarás mais em baixo quando a cara estiver toda marcada.
Bir kez daha üzgünüm dersen, üzüleceksin.
Se pedes desculpa outra vez, vais lamentar-te.
Evet, zaten tekrar olursa kesinlikle üzüleceksin.
Bom, se acontecer outra vez, vais arrepender-te.
Yapmadığımızı öğrenince sen üzüleceksin.
E você vai ficar desiludido, quando souber que não fomos nós.
Zamanla, yaptıklarının sonuçlarını göreceksin... ve çok, çok üzüleceksin.
Com o tempo irás aperceber-te do que fizeste... e ficarás muito, muito triste.
devam et sen üzüleceksin ama ne yazık ki ben kazanacağım aptal
Força! Deixa-o magoar-te mais, Quando ele te vir ganhar! Idiota!
Bunu kaçırdığına çok üzüleceksin!
Isto é um desapontamento.
- Daha da üzüleceksin. Olamaz.
Bem, vai sentir-se pior.
Neredeyse üzüleceksin. Evet, neredeyse.
Quase que tens pena dela.
Tatlım, şu anda göreceğin şeye çok şaşıracak ve üzüleceksin.
Querido, o que estás prestes a ver vai com certeza chocar-te e perturbar-te.
Sahiden mi? Çünkü üzüleceksin diye korkuyordum.
Porque estava preocupada que ficasses chateado.
Daha çok üzüleceksin.
Nem imaginas o quanto te vais arrepender.
Oh, Bunu söylediğine üzüleceksin.
Oh, vais arrepender-te de me teres dito isso.
Buna üzüleceksin, Walter.
Vais arrepender-te, Walter!
Ve inan bana, burada ne kadar çok zaman geçirirsek, ben o kadar çok eğleneceğim, sen de o kadar çok üzüleceksin.
Acredite, quanto mais tempo passarmos aqui, mais divertido será para mim, e menos será para você.