Üzülürüm translate Portuguese
164 parallel translation
- Başına bir şey geldiyse üzülürüm.
- Lamento, se aconteceu algo.
Bu sonuncu olursa çok üzülürüm.
Terei pena se este tiver de ser o Ultimo.
Çok üzülürüm sonra.
Não podes fazer isso.
Yüzünü göremezsem, çok üzülürüm.
É pena não podermos vê-las.
♪ Ve ben üzülürüm yeni aşkımız ♪
Se o nosso novo amor
Ve bu yüzden çok üzülürüm.
E isso me deixa tao triste.
senin yaşlarında, ve bu duruma üzülürüm açıkçası.
da sua idade, e eu ficaria tristíssimo.
- Seni kaybedersem de üzülürüm.
- É difícil entenderes isso!
Yoksa çok üzülürüm!
Eu teria muita pena!
Böyle izlenim aldıysanız çok üzülürüm.
Lamento que tenha sentido isso.
Böyle düşünüyorsun çünkü ben kadınım, üzülürüm.
Pensas que por eu ser mulher, estaria aborrecida.
Tabii, çok üzülürüm.
Com certeza, ficaria e muito.
Evet, üzülürüm. Yıpranırım.
Sim, ficaria.
- Evet, üzülürüm.
- Sim, ficaria.
Yazdıkları basılmazsa çok üzülürüm.
Não gostaria te ver não conseguir publicar.
Hapise girersen, gerçekten çok üzülürüm.
Ficava muito triste se fosses para a prisão.
Fazla konuşamayacağım yoksa çok üzülürüm.
Não posso falar muito ou eu vou ficar bem mal.
Bana yalan söylersen ne kadar üzülürüm anlatamam.
Nem imaginas como eu ficava chateada se me mentisses.
Bu röportajdan sonra öyle yaparsa çok üzülürüm.
Se o fizerem por causa da entrevista, fico zangado.
Çok üzülürüm.
Mas mesmo zangado.
Gün batımları beni üzer çünkü bir gün daha geçmiş demektir. Sonra yalnız olduğum için oturup üzülürüm.
Todo o pôr-do-sol me chateia, porque foi-se mais um dia...
Nedenim varsa üzülürüm, kimse beni güldüremez.
Devo estar triste, em havendo causa, sem sorrir dos gracejos de ninguém.
Siz ikiniz için işler o noktaya gelirse ben çok üzülürüm. Çok üzülürüm.
Se tu te meteres entre nós e te tornares numa coisa... eu vou ficar muito triste.
Ailesinden birisini kaybeden herkes için üzülürüm.
Entristece-me que alguém perca parte da sua família.
kalırsam da üzülürüm.
Se ficar, também me arrependo.
Ben taşınırlarsa çok üzülürüm.
Não gostava que se mudassem.
Gücendinizse sözlerime, çok üzülürüm.
- Lamento muito que te ofendam.
Küçük parmağını kesersen çok üzülürüm.
Ficaria mortificado se cortasses o teu dedinho.
Bana yalan söylersen çok üzülürüm.
Ficarei muito zangado se me enganares.
Ama bende üzülürüm.
Mas eu também me irrito.
Zavallı Lisa. Arada bir gördüklerini olduğu gibi kabullenemiyorsan, senin için çok üzülürüm.
Se não dás um salto de fé de vez em quando, então bem, tenho pena de ti.
Eğer diğer kızlarım gibi hissetmezsen kendini üzülürüm ben.
Magoa-me que não se sinta uma das minhas filhas.
Biri arazime girip onun kutsallığını bozarsa, üzülür müyüm, evet üzülürüm. bu topraklar benim aşık olduğum şehrin bir parçası. sizin sorunuza cevabım Bay Schlictmann...
Por isso, quando me pergunta se fico perturbado porque alguém a profanou - a terra que faz parte da cidade que eu amo - a resposta à sua pergunta, Sr. Schlichtman... é "sim".
İkimizin adında da üzülürüm.
Para mim e para você.
Neden ağlıyorsun? Sen ağlarsan ben çok üzülürüm.
Quando choras, entristeço-me.
Dönersem üzülürüm.
Que pena termos que voltar.
Haftaya Newport Beach'de spor araba alırken yakalanırsan çok üzülürüm çünkü seni adamlarımın bulmasını istiyorum.
Se fores preso para a semana ao comprares um carro de US $ 1 00.000... ficarei muito decepcionado porque quero que os meus homens te encontrem.
Çünkü aksi takdirde onu üzdüğüm yetmiyormuş gibi kendim de üzülürüm.
Não seria bom incomodá-lo, porque também eu ficaria incomodado.
Ben üzülürüm, ikiniz için de.
Eu derramava. Por ambos.
"Ben çok üzülürüm" diye düşündüm. Sonra arkası çorap söküğü gibi geldi
"Vou ficar desolada." E aí, como sabes, seria uma loucura.
Çünkü o kızaklara binemezsem çok üzülürüm. Haydi!
Excepto eu, porque não vou perder uma viagem num trenó a cavalo.
Beni sevmemene üzülürüm, çok yazık.
Se já não gostas de mim, fico destroçado mas, olha, azar.
Kuru temizleme masrafım karşılandığı vakit, durumuna üzülürüm.
Logo que a minha limpeza a seco for paga, terás o meu apoio.
Bu hayat bozulursa çok üzülürüm.
Odiaria ver isso posto em causa.
Çünkü kendini bu şekilde harcarsan üzülürüm.
Porque dá cabo de mim ver-te a falar assim de ti.
Çünkü kendini bu şekilde harcarsan üzülürüm.
Porque parte-se-me o coração ver-te venderes-te por tão pouco.
Bu fırsatı kaçırırsam çok üzülürüm.
Não falo com a Emily há meses.
Seni orada görürsem üzülürüm.
Entristecer-me-á muito ver-te lá.
- Gücendinizse sözlerime, çok üzülürüm gerçekten.
Isso são loucuras!
Elbette üzülürüm.
Claro que me aborreço.
Borsa 500 puan düşünce üzülürüm.
Devias ter usado camisinha, Harry.