English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ Ş ] / Şaddam

Şaddam translate Portuguese

587 parallel translation
Bütün tutarı İmparator 4. Şaddam adına topla. Sonra da yasal bir gider olarak vergiden düş.
Colectem tudo em nome dele, de Shaddam IV... mas depois deduzam dos nossos impostos como um gasto legítimo... como um custo operacional.
Iraklı askerler geri çekildi ve Saddam Hüseyin binlerce petrol kuyusunu ateşe verdi.
As tropas iraquianas se retiraram e Saddam Hussein incendiou centenas de poços de petróleo.
- Bak, pek çok kişi, Saddam'ın biyolojik silahlarını nasıl elde ettiğini merak ediyordu.
- Ouve, muita gente imagina... como é que o Saddam conseguia... a sua capacidade em armas biológicas, em primeiro lugar.
Bazı fikirlere göre o zaman için dost olan Hükümetler, savaşta kullanılmak üzere silahlandırılmış bu biyolojik silahları,
Agora, algumas pessoas sugeriram que certos governos, que eram amigos na altura e ansiosos por dados... sobre a utilização em combate de agentes biológicos como arma, podem ter vendido ao Saddam aquilo que ele queria,
Saddam'a sattılar. - Bu paranoyakça bir iddia ve kanıtlanmamış Jeremy.
- São só palermices paranóicas de esquerda.
Hedefi belirledik.
Não usaram uma dessas no abrigo de Saddam?
Sayonara, Saddam.
Sayonara, Saddam.
Galip gelme diğer ayakta gibi görünüyor Saddam.
Parece que a vantagem está na outra mão, Saddam.
Sadece şeytanın ustası, Saddam.
- Só o mestre do mal, Saddam.
Saddam'ın evinin üstünde dolaşmak için. Nasıl ama?
O Cruise a pairar sob a casa do Saddam, e a dizer : "O que foi?"
Farzet ki Saddam Hüseyin 1944'e bir yolculuk finanse etti.
O Saddam Hussein financia uma viagem a 1944.
Aman Allahım.
Meu Deus : é o Saddam Hussein.
Bu Saddam Hüseyin, diktatör olan.
O ditador!
Saddam Hüseyin olabilir.
Pode ter sido o Saddam Hussein.
şimdi de Saddam diye birini buldular ellerindeki her şeyle onu vuracaklar.
Agora é o Saddam, e vão atacá-lo com tudo o que têm. Escreve o que te digo.
- Amerikan askeri mi? - Ya da Saddam'ın adamlarından biri. Beni sorumlu tutmak için geri dönmüş.
- Ou um dos rapazes do Saddam, voltou para se vingar.
Saddamı'ı Kuveyt'ten çıkarmak için, başka seçenekleri yoktu.
A única hipótese é expulsar Saddam do Kowait pela força.
Tüfekçi Saddam'a taze bir acı vermek için hazır.
Atirador pronto para o Saddam sentir outras dores na pele.
- Sonra ara.
SADDAM HUSSEIN NA LINHA DOIS
Saddam'ın Gulf Körfezi'nde kullandığını.
- O Saddam usou-o no Golfo.
Bunlar, Saddam Hüseyin'in Cumhuriyet Muhafız alayları..... onları kuzeye kaydırıyor.
Eis as duas brigadas iraquianas que se deslocaram para norte.
Size anlatmak üzere olduğum hikaye, 90'ların başında geçiyor. Tamda Saddam ve Irak ile olan... Çatışmaların başladığı dönemde.
A história que vou contar aconteceu no início dos anos 90, por altura do nosso conflito com o Saddam e os Iraquianos.
Saddam Hüseyin, bizi bombalıyor!
Saddam Hussein está a bombardear-nos!
Şu anda Saddam'ın Cumhuriyet Muhafızları'nda bir albay.
Ele agora é um coronel na Guarda Republicana de Saddam. Nós pusemo-lo lá.
Saddam'ın Cumhuriyet Muhafızları'nda, konuştuğumuz gibi, gizli çalışan bir adam.
Um homem, com quem nós falamos, está protegido pela Guarda Republicana de Saddam.
Çünkü operasyonda yer aldı. Saddam Hüseyin'i yok etme operasyonunda benim yanımdaydı.
Porque ele fez parte da operação para destabilizar o Saddam Hussein comigo, OK?
Şeyh Saddam'ı devirmemize yardım edecekti.
O xeque ía ajudar-nos a derrubar o Saddam.
Saddam Hüseyin diye biri yok.
SADDAM TESTA EXÉRCITO ANDRÓIDE NO DESERTO DO IRAQUE O Saddam Hussein não existe.
Saddam Hüseyin'in bir hükümet yalanı olduğunu mu söylemeye çalışıyorsun?
Estás a dizer que o Hussein foi criado pelo governo?
Bomba yağmuru başladığı sırada, bir vurucu timle birlikte Saddam'ın sarayındaymışsın. Onu da öldürememişsin.
Entrou no palácio do Saddam com um pelotão de choque quando o bombardearam, mas também não o conseguiu matar.
Saddam'ın sığınaklarının 10 sayfalık haritasını mı?
Um atlas de 1 0 páginas com os bunkers de Saddam?
Bunlar Saddam'ın sığınakları olmalı. Kerbela ile Nazarya arasında.
Têm de ser os bunkers de Saddam, aqui entre Karbala e Nazaria.
Kuveyt, Arapların Beverly Hills'i gibiydi. Saddam herşeyi çaldı.
O Kuwait era a Beverly Hills árabe e o Saddam pilhou-lhes tudo.
Saddam bunu şeyhlerden çaldı. Saddam'dan çalmak dert olmaz.
Saddam roubou-os aos xeques, não me custa nada roubá-los ao Saddam.
Saddam'dan nefret ediyor.
Odeio Saddam.
- Saddam'ın Ordusuna ölüm. - Neden taş atıyorsunuz.
Abaixo o Exército de Saddam!
Bush, insanlara "Saddam'a karşı ayaklanın." dedi.
Bush disse ao povo para se revoltar contra Saddam.
Saddam'ın askerleri isyanı bastırmak zorunda.
Para as tropas de Saddam o mais necessário é conter a rebelião.
Bunlar Saddam'a ait.
Isto pertence a Saddam!
Saddam daha çok isyancılara ilgileniyor.
Saddam está mais preocupado com os rebeldes.
Saddam'ın.
É de Saddam!
- Saddam'da kalamaz mı?
- Saddam não pode guardá-lo?
- Hayır, Saddam'da kalamaz.
- Não, não pode.
Saddam'ın çok sorunu var.
Saddam tem muitos problemas.
Gidersek Saddam bizi öldürür.
O Saddam mata-nos se sairmos.
Saddam seni öldürür.
O Saddam mata-te!
Şimdi Saddam'dan kurtulmaya çalışıyoruz. Bush bizi yalnız bıraktı.
Agora tentamos livrar-nos do Saddam e o Bush deixa-nos desamparados.
Cumhuriyet muhafızlarıyla dolu.
Está protegido pela Guarda Republicana do Saddam.
Biz Saddam'la mücadele edip, ölüyoruz ; siz altın çalıyorsunuz.
Andam a roubar. Nós matamo-nos a lutar e vocês andam a roubar o ouro.
Saddam'ın askerleri, Saddam'ın altınını almıyor.
Os soldados não aceitam o ouro de Saddam.
Sadece Saddam'dan kurtulup, yaşamak istiyorlar. Ve iş yapmak.
Querem é livrar-se de Saddam e prosseguir com a vida deles.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]