Şanslıyım translate Portuguese
1,887 parallel translation
Şanslıyım o zaman.
Então, sorte a minha.
O yüzden böyle bir şeyi yapacak bir oğula sahip olduğum için çok şanslıyım.
Tenho a sorte de ter um filho disposto a fazer isto por mim.
Sanırım burada bir ilk yardım görevlisi olduğu için şanslıyım.
Acho que tenho sorte por estar aqui um paramédico.
Şanslıyım ki kurtuldum.
Felizmente para mim, desviei-me.
O kadar şanslıyım ki.
Quanta sorte...
Ne şanslıyım.
Que sorte a minha.
Hayatta kaldığım için şanslıyım.
Acho que tenho sorte em estar vivo.
Bana bu kadar iyi bakan biriyle evlendiğim için çok şanslıyım.
Tenho tanta sorte por ter casado com alguém que me sustenta tão bem.
Ben şanslıyım.
Tenho sorte..
Şanslıyım çünkü sorunumla baş edebilmemi sağlayacak çeşitli araçların olduğu bir çağda yaşıyorum.
Sorte em viver numa era onde há várias ferramentas disponíveis das quais os da minha laia podem tirar proveito.
En azından böyle duymuştum. Sana minnettarım, Roy. Senin gibi bir arkadaşım olduğu için çok şanslıyım.
Ouvi isso, mesmo se não for, agradeço, Roy, e considero-me um sortudo por te ter como amigo.
Gerçekten şanslıyım.
Tenho imensa sorte.
Ziyaret edildiğim için çok şanslıyım. Seçilmiş kişi gibi hissediyorum.
Tenho tal sorte de ser a visitada, a escolhida.
Baskısı yok, bu yüzden onu ellerimde tutabildiğim için şanslıyım.
Está esgotado, por isso, sou um sortudo por ter esse em mãos.
Şanslıyım, diğer herkes gibi.
As vezes igual a todos.
Belki de kırıktı, ama düzeltebilirim Bugün beni işten çıkarmadıkları için şanslıyım,
Pode ter entrado alguma coisa nela, não sei, mas tive sorte de não ter sido despedido.
Zaten çocuksun, ve ben de çok şanslıyım.
És uma criança, e eu sou um sortudo.
Ne şanslıyım.
Não, não para mim.
Ne şanslıyım ki, arkadaşımın özel uçağını ödünç alabilirim. Üçümüz için yeterince büyük ve ben iyi bir pilotum.
Tenho a sorte de um amigo me emprestar o avião, ele só leva três pessoas e sou muito bom piloto.
Bir şeye ihtiyaç duyan müşteri. Şanslıyım 3 tane varmış gibi görünüyor.
Desculpem, o cliente precisa de algo, por sorte minha, parece que tenho três.
Yaralanmadığım için şanslıyım.
Tive muita sorte em não ficar aleijado.
Senin gibi bir arkadaşım olduğu için çok şanslıyım.
Tenho muita sorte em ter um amigo como tu.
Seni duydum. Seninle evleneceğim için şanslıyım.
Que sorte a minha, casar-me com uma psiquiatra.
Bence... çok şanslıyım.
É... Sou sortudo.
Ne şanslıyım, demek hazırda bir hikayen varmış.
Sou uma sortuda, já tinha uma história preparada.
Seni bulduğum için öyle şanslıyım ki.
Tive tanta sorte em encontrar-te.
Hala yanımda olduğun için çok şanslıyım, CJ7.
Tenho tanta sorte que ainda te tenho, CJ7.
Hayatta kaldığım için şanslıyım.
Tenho sorte em estar viva.
Galiba şanslıyım.
Não sei. Se calhar, tenho sorte.
Ne kadar şanslıyım, bu saatte dışarıda biri var, diyordum.
Que sorte, achas, que alguém anda na rua até tão tarde.
Ben şanslıyım. Çünkü artık bir geleceğim olabilir.
Eu sou sortudo...'pois posso ter um futuro agora,
O kadar şanslıyım ki, resmen götümden bal damlıyor.
Tenho tanta sorte que sai como diarreia!
Bugün çok şanslıyım.
Ganhei a lotaria hoje.
Ne kadar şanslıyım.
Não, acho que a sortuda sou eu.
Ben neden bu kadar şanslıyım?
Porque é que eu recebi tanto?
O zaman gerçekten şanslıyım demektir.
Nesse caso sou realmente sortudo.
Oradan çıkabildiğim için şanslıyım.
Tive sorte em conseguir sair do edifício.
Evet, çok şanslıyım.
Sim, sou muito afortunado.
Kocana söyle, oğlunuzla çalıştığım için çok şanslıyım.
Diga ao seu marido que tenho sorte em trabalhar com o seu filho.
Çok şanslıyım.
Sinto-me sortuda.
- Geldiğin için çok şanslıyım.
- Ainda bem que apareceu.
Evet, gerçekten de şanslıyım.
Pois, muita sorte.
Şanslıyız, lamba direği bayanımızın parmak izleri sistemde kayıtlı.
Tivemos sorte, as impressões digitais da mulher do poste estão no sistema.
- Sanırım çok şanslıyım.
Acho que sou uma pessoa cheia de sorte.
Soru şu ki ben şanslı mıyım?
A questão é... Estou com sorte?
Ben şanslıyım.
Tenho sorte.
Şanslı mıyım, neyim?
Tenho sorte ou não?
Burada misafir olarak bile oynadığımız için şanslıyız, Leela.
É uma sorte jogarmos como convidadas, Leela.
- Hayatımızı kurtardığınız için şanslıyız.
- Tivemos sorte em escapar vivos.
Tanrım, çok şanslıyız.
Deus, que sorte!
Bizi yol kenarında bırakmadıkları için şanslıyız sanırım.
Foi uma sorte elas não nos terem deixado à beira da estrada.
şanslı 131
şanslısın 256
şanslısınız 85
şanslıyız 73
şanslı adam 21
şanslı mı 26
şanslıydım 39
şanslı günümdeyim 16
şanslıydık 25
şanslı bir adamsın 22
şanslısın 256
şanslısınız 85
şanslıyız 73
şanslı adam 21
şanslı mı 26
şanslıydım 39
şanslı günümdeyim 16
şanslıydık 25
şanslı bir adamsın 22