Şelf translate Portuguese
266 parallel translation
- Ne kadar?
Self-service.
But now these days are gone l'm not so self assured
Mas agora estes dias foram-se E não estou assim tão seguro
Saat 22 : 00'den sonra self servis başlıyor.
Depois das dez põem-no em self-service.
Fikrine yatırım yapabilir : ... self-servis bir çiçek tezgahı.
Ele está interesado no teu auto-serviço de flores.
Bayan, burası self servis.
Senhorita, é auto-serviço.
Self servis!
Self service!
Burası ekonomik self-servis istasyonu.
É a estação de serviço Economy.
Ekonomik self-servis istasyonu.
A estação de serviço Economy.
Sybil, beyefendiyle tanıştırayım... kendisi az önce burada self-servis bölümünü açtı.
Apresento-te a pessoa que inaugurou o "self-service".
Buranın self-servisini öneririm.
Recomendo o "self-service".
SELF SERVİS BAGAJ TESLİMİ
RECOLHA DE BAGAGEM SELF SERVICE
Yeni bir takım elbise istiyorum ve Witte'nin 20 kalibre... pompalı tüfeklerinden istiyorum.
Quero roupas novas e uma caçadeira "Witte especial", calibre 12. Roupas no balcão self-service.
- Orada self servis rafında.
Vou buscar o outro.
İkimiz kaldığımıza göre güzel bir yemek yeriz, tamam mı?
Como somos só nós os dois faremos self-service.
SeIf servis degiI tabii ki.
Mas nao e self-service.
Orada ne var?
Isto é self-service?
Her şey self-servis.
Podem servir-se.
- Evet, selfservis o tarafta.
- É aquí que esperamos? - Sím, aquí há um self-service.
Bu açık büfe değil.
Isto não é um "self-serice".
Self servis beyler.
Sirvam-se! Chega para todos.
Her şey artık self-servis olacak.
Tudo vai virar "self-service".
Get down with your turtle self.
Junta-te ao teu "eu" tartaruga.
Self Servis
Auto-Abastecimento
Seç-al politikamızı berbat ediyor.
O teu cone gigante... está a gozar com a nossa política de "self-serve".
Hindistan üretimi.
Sou um "self-made". "Made in Índia".
Ana kamp mı kurmak istiyorsun, açık büfe mi?
Quer montar um acampamento, ou um self-service?
- Merhaba. - Merhaba. - Lorenzo'nun Yeri'ndeydim.
Ali estava eu no Lorenzo, a preparar a minha fatia no self-service e vejo um tipo sobre as caixas de pizza, a olhar mal para mim.
Benzini kendiniz mi koyarsınız?
Faz self-service na bomba?
Öğrendiğim ilk şey, düşerken kendini kazmayla durdurmaktı.
A primeira coisa que aprendi foi o "self arrest".
Back to your old self again?
Já voltou a ser você mesmo?
Sadece self-servis yapılır!
Deve-me, por serviços.
Açık büfe.
Self-service.
Danny Avrupa kökenli arı yetiştiriyor.
Danny Self conhece-as.
Basına sen sızdırırsan self servis olur.
Se você o dissesse à impressa pareceria que estava a fazer publicidade de si.
Self-sabotaj.
Auto-sabotagem.
Binbaşı Marco, bu iki kişilik ordu self-servis barda keşfe çıkacak.
Este nosso "pelotão" de dois... vai fazer um reconhecimento ao bar.
Riverside Drive'da, self-servis bir benzincide durmuş.
Parou numa estação de gasolina de auto-serviço na Riverside.
- Doktorlar gelip giderdi.
Aquilo parecia um self-service para médicos.
Yakın zamanda SELF dergisinin kapağında yer alacak.
E agora vai ser capa da SELF.
İki içki ve yarım bir Quaalude'dan sonra kızın büfeden yiyebilirsiniz bölümündeydim.
Dois copos, meia garrafa de licor depois... estava num'buffet self-service'!
Mia çarşafları inceleyinceye kadar, bulduğumuz meninin self servis olup olmadığını anlamanın bir yolu yok. - Asla.
Enquanto a Mia não processar o lençol, não há forma de saber... se o sêmen é apenas resultante de uma atividade solitária.
ama eğer dursak bencilliği bıraksak yeni bir düzen kursak...
but if we all stop with our self-distraction we'll start a world reaction...
Çamaşır evinde Peeroni pizza.
Pizza numa lavandaria self-service.
Brooke Davis Chris Keller'ın Chris Keller'a self servis yapabileceğini düşünüyor... diğer bir ifadeyle gidip... İşte anlaşma :
A situação é esta.
Burası "kendin al" istasyonu efendim.
É um posto de self-service.
Bu self-servis dağ kulübeleri harika.
Esses chalés são magníficos.
Galiba burada self-servis var.
Saia quem quiser.
"Bir insan için en büyük seçim, elindekiyle kendini aşmak için, yaratacağı mı yoksa yok mu edeceği, seveceği mi yoksa nefret edeceği midir?"
* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * self isto * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * para amar ou odear
O zaman.. Öğlen büfesi vakti.
Portanto nós vamos sair para... o self-service.
Öğlen büfesi için ne sipariş edeceğini düşün.
Só tens que te preocupar com o que vais pedir no self-service.
Öğlen büfesi nedir?
O que é o self-service?