Şeyh translate Portuguese
504 parallel translation
Şeyh döndü.
O Sheik regressou.
- Şeyh muazzam bir avcı.
- O Sheik é um grande caçador.
Şeyh tütün ticaretini de kontrol etmemi kabul etti.
O Sheik concordou que também devia de controlar o comércio do tabaco.
Şeyh ona sahip olmakta çok hevesli.
O Sheik está ansioso por o possuir.
Sonra beklenmedik bir anda yakışıklı bir şeyh tarafından yakıcı kumlarla dolu bir çölden geçeceğim gizli bir görev için tutuluyorum.
E de repente sou contratada por um sheik bonito... para atravessar as areias escaldantes do deserto numa missão secreta.
Şeyh Emir.
Sheik Amir.
Şeyh'in aygırını senden çalan grupta kaç çapulcu var demiştin?
Quantos cavaleiros disseste que estavam no bando... que roubaram o cavalo do Sheik de ti?
Şeyh'in hediyesini teslim etmeleri kibarca bir davranış.
É amável da parte deles virem entregar o presente do Sheik.
Şeyh'e hediye olarak düşünülen bu atı çaldı.
Ele roubou o garanhão que era um presente para o Sheik.
El Ece Bra'dan Şeyh Emir.
Sheik Amir de El Ece Bra.
Bunu Şeyh'e anlatmayı tercih ederim.
Bem... prefiro falar sobre isso com o Sheik. Pesoalmente.
Şahsen. Şeyh oğluna yas tutuyor.
O Sheik está de luto pelo seu filho.
Öldürmedi. Ama Şeyh'in oğlunu öldürdüğünü söylüyorlar.
Mas eles dissem que ela matou o filho do Sheik.
Kaçıp da Şeyh Emir'e ulaşmamalı.
Ela não pode escapar e chegar ao Sheik Amir.
Beni neden şimdi Şeyh Emir'e götüremiyorsun?
Porque não me podes levar ao Sheik Amir agora?
Şeyh Emir'in Prens Selim'e notu.
O bilhete do Sheik Amir para o principe Selim.
Emir, Şeyh'e Hendrix'in bir sahtekar ve lobici olduğunu bildiriyor.
Amir está a aviar o sheik... que Hendrix ié um patife e um agente estrangeiro.
Şeyh Hendrix'i kovup sınır kabilelerini silahsızlandırmazsa Emir atını Birherari'ye sürecek ve bu savaş demektir.
A não ser que o Sheik expulse o Hendrix e desarme as tribos da fronteira... Amir vai cavalgar sobre Birherari, e isto significa guerra.
Şeyh bunu okursa seni asmaz.
Se o Sheik ler isso, não te vai enforcar.
Bu notu hemen Şeyh'e götürmeliyiz.
Temos que ir levar este bilhete ao Sheik rápidamente.
Hayatını riske atıp Şeyh Emir'in mesajını getirerek onun kabilesi ile benimki arasında kan dökülmesini önledin.
Ao arriscar a sua vida em trazer a mensagem do Sheik Amir,... evitou o derramamento de sangue entre a tribo dele e a minha.
Her şey için teşekkürler Şeyh Efendileri!
Obrigado por tudo, sua sheik-neza!
Algiers'li eski bir şeyh vardı
Havia um velho xeique em Argel
Affedersin. Ben ıskenderiyeli Baltazar. Şeyh Ilderim'in misafiriyim.
Sou Baltazar, de Alexandria, hóspede de Ilderim.
Elbette, şeyh.
Com certeza!
Bire dört, şeyh.
Quatro contra um!
Ben Abu Şeyh'inin mağduru olduğu tarihteki en büyük mücevher soygunu
O Xá de Ben Abu foi vítima do maior roubo de jóias na história.
Şeyh Abdül Rahim.
Sheikh Abdul Rahim.
Kimin için konuşuyorsun, Şeyh Osman?
Por quem é que está a falar, Xeque Osman?
Monasir halkı lideri Şeyh Ali İbrahim.
Xeque Ali Ibrahim da tribo dos Monassir.
Şeyh Ali İbrahim arkadaşım ve büyük emir, Muhammed el-Hayır, beklenen gerçek Mehdi olarak beni tanıdığını kabul etti.
Sheikh Ali Ibrahim foi persuadido pelo meu amigo e grande emir, Mohammed el-Kheir, a reconhecer-me como O Desejado, o verdadeiro Mahdi.
"Şeyh" filminde Agnes Ayres'e kaba kuvvetle sahip oluyor.
Em "O xeque", atira-se à Agnes Ayres com muita violência.
Şeyh aramak için çöllerde macera peşinde koşan şu kadınlar gibi.
Como aquelas mulheres que se perdem pelo deserto em busca de cheiques.
Rudolph Valentino "Şeyh." i oynuyor Ne saçma!
Rodolfo Valentino, "O Sheik". Que estupidez!
Şeyh her gece, otuz odayı da kilitlerdi.
O emir trancava os 30 quartos todas as noites.
Günaydın şeyh.
- Bom dia, xeque, saudações.
- Şeyh Umar mı?
O sheik Umar?
Şeyh Umar mı?
O sheik Umar?
Şeyh Mahmud'a 50000'e verdim gitti.
Vendida ao sheik Mahmud por 50!
Şeyh Ahmed'e 100000'sattım.
Vendida ao sheik Ahmed pelo preço mais alto do dia!
Şeyh Umar böyle bir salağı nasıl içeri aldı anlamıyorum.
Não foi o sheik Umar. É muito estúpido para planejar algo assim.
Seni Şeyh Umar'a bir barış nişanesi olarak veriyorum.
Te enviarei como presente de paz para o sheik Umar.
O yarın Şeyh Umar'ın olacak.... ama gitmeden önce son bir görevi daha var.
Te entregarei amanhã ao sheik Umar, mas tens que cumprir sua última tarefa aqui.
Şeyh hazretleri bu taksiyi satın almak istiyor, sana 100,000 dolar teklif ediyor.
Sua Alteza quer comprar-lhe o táxi e oferece 100.000 dólares.
Şeyh hazretleri bekliyor.
Sua Alteza está à espera.
Ama şeyh araba almak için neden beni seçti?
O que eu terei feito, que Sua Alteza gosta tanto de mim?
Adı Sheila! - Şeyh mi?
Chama-se Sheila.
Sehrin varosIarinda Dogu'da her yerinde arap atIariyIa taninan Seyh IIderim çadirIarini açmisti.
Nos arredores da cidade o Xeque IIderim conhecido no Leste pelos seus furiosos corredores árabes tinha montado as suas tendas.
Ben büyük Seyh IIderim'im ve sana verebiIirim.
Sou o grande Xeque IIderim e posso concedê-Io.
Bir günIük çaIismanin sonunda Seyh IIderim bir konugu egIendirmeye hazirdi.
No final de um dia de treino O Xeque IIderim preparou-se para entreter um convidado.
Şeyh Kalam?
Sheik Kalam?