Şok edici translate Portuguese
540 parallel translation
Şok edici ve açıklanamaz bir şey.
Algo chocante e inexplicável...
Bir anlığına dahi bu şok edici ikrarın için sana cevap vermekle hata ettim.
Estava errado, ao corresponder, mesmo por um momento, à tua chocante confissão.
Geminin battığı varsayıldı. Genel kanıca şok edici bir kazaydı.
Foi dado como garantido que o barco se tinha afundado com o temporal... um acidente chocante diziam todos.
Bu şok edici.
Isto é um choque.
Şok edici.
Algo extremamente chocante.
Lola Montes, baştan çıkaran kadın olarak geçirdiği skandallarla dolu hayatı hakkındaki en şok edici, en özel en yersiz sorularınızı cevaplayacak.
Lola Montès vai responder... as perguntas mais chocantes... as perguntas mais íntimas... as perguntas mais indiscretas... sobre a sua escandalosa carreira como mulher fatal.
Korkunç bir şeydi. Şok edici.
Foi terrível.
Dr. Harrison'ı arayıp şok edici davranışınız hakkındaki tüm bilgileri verdim.
Telefonei para o Dr. Harrison e fiz um relatório do seu comportamento chocante.
Bay Cooper, beni kavurmaya çalışırlarsa ellerine geçecek olan tek şey şok edici bir elektrik faturası olacak.
Sr. Cooper, A única coisa que vão ter se tentarem me matar será Uma assombrosa conta de luz.
Annesini öldürmüş bir uyuşturucu müptelasının gelip hamamböceği görmesi şok edici olur!
Seria chocante, se um drogado que tivesse assassinado a mãe chegasse e visse uma barata!
Şok edici hatıralar olmayacaktır, sadece nostaljik duygular olacaktır.
Não haverá recordações chocantes, apenas a sensação de nostalgia.
Senden beklediğim buydu! Şok edici bir fikir bulmuşsun!
Era isto que eu esperava de ti : um momento de génio.
Şok edici hipnoz bir barış silahıdır.
Hipnose traumática é uma arma de paz.
Şok edici.
Chocante.
Eski günlerde çorabın bir anlık görüntüsü şok edici bir şey gibi görünüyordu şimdi Tanrı biliyor hiçbir şey fark etmiyor
"Antigamente, um olhar para as meias era escandaloso. " Hoje em dia, só Deus sabe, vale tudo. O mundo enlouqueceu... "
Dinle, sana çok şok edici bir haberim var!
Tenho uma coisa extraordinária para te contar.
Her neyse size şimdi şok edici bir haber vereceğim.
Bem, tenho mais notícias chocantes para lhe dar.
Bayanlar, baylar.. .. şok edici bir sonuç, nakavtla sonuca ulaşan.. .. dünyanın yeni ağır s, klet şampiyonu...
Senhoras e senhores, num espectacular golpe de teatro, obtendo uma vitória por knock-out, o novo campeão do mundo de pesos pesados...
Bu gerçek, saldırganlığı gibi, ki baskın annesine karşı... korkuya dönüşmüştü... Sosyal çevresinde..... gerçek bir çıkış noktası bulamadı Herhangi bir duygusal patlama tamamen şok edici olarak görülecek olduğundan.
Isto, assim como a sua agressividade transformada em medo em relação à sua mãe dominadora, não encontraram um escape natural no seu meio social, dado que qualquer demonstração de emoção teria sido considerada quase obscena.
Bayanlar ve baylar, şok edici bir sonuç, nakavtla sonuç değişti, dünyanın yeni ağır siklet şampiyonu,
Senhoras e senhores, numa recuperação portentosa, ganhando por KO. o novo campeão do mundo de pesos pesados,
Afedersiniz, efendim, ama şok edici birşey öğrendim.
Desculpe, senhor, mas acabei de ver algo muito chocante.
Büyük bir şehirden buraya taşınmak şok edici bir şey.
É um choque mudar da cidade grande para cá.
Sana söyleyeceğim şey oldukça şok edici olabilir.
O que tenho para lhe dizer talvez o deixe chocado.
Örneğin zeka seviyesi şok edici bir şekilde sınırlı.
Parece, Magistrado, que a inteligência do exemplar é surpreendentemente limitada.
Daha bu sabah, sevgili eşim Martha ile kahvaltı ederken gazeteye bir göz attım. Ve farkettim ki polis ölüm oranları... Şok edici.
Esta manhã, estava a tomar o pequeno-almoço com a minha mulher, dei uma vista de olhos nos jornais e reparei que a taxa de mortalidade dos polícias é chocante.
Bu şok edici.
Isto é um escândalo.
- Şok edici.
- Oh, que choque. - Sr V. Baldrick...
- Şok edici.
- Mas que surpresa! - Sr. P. Baldrick.
- Şok edici bir olay.
- Que coisa pavorosa.
Şok edici.
É chocante.
Şok edici, değil mi?
Eletrizante, não?
Tamamen şok edici.
Absolutamente constrangedor.
Tarih bu sosyal geçiş döneminin en büyük trajedisini kaydetmeye devam ediyor sadece kötü insanların şiddet eylemleri ya da aşağılayıcı sözleri değil aynı zamanda iyi insanların şok edici sessizliği ve kayıtsızlığıdır.
A história terá de registar que a maior tragédia deste período de transição social não foram as palavras traiçoeiras e os actos violentos das pessoas más mas o silêncio apavorado e a indiferença das pessoas de bem.
Önce şok edici görüntüler çekmeliyim.
Tenho umas imagens chocantes para captar primeiro.
Umarım onlar için çok şok edici bir şey olmaz.
Espero que não seja um choque.
Ama bundan sonra söyleyeceğim şeye gülersen, ben ölürüm, çok ciddi bir şey, belki şok edici.
Mas se te rires do que te vou dizer a seguir, eu morro, porque o que eu vou dizer é muito sério, talvez chocante.
Ama bu şok edici.
Isto é extraordinário!
Ailenin önünde kaba ve şok edici birşey yapsam kırılmazsın değil mi?
Selma, importar-te-ias... se eu fizesse algo chocante e forte... em frente da tua família?
Haber kameraları şok edici bu görüntüleri olay yerinde kaydetti.
Os noticiários estiveram presentes.
Şok edici disket numarası.
- O disquete que dá choque.
Ne... ne şok edici bir fela felak.... fekalet.
Mas que... mas que chocante calami... calami... calamidade.
74 mezunları, eski sicil kayıtlarını karıştırırken şok edici bir şey keşfettim.
Turma de 74, estava a folhear os vossos registos e descobri algo chocante.
"Şaheser." "Şok edici bir oyun."
"Uma obra-prima. " "Experiência teatral única."
Şok edici bir otorite.
Um chocante abuso de autoridade.
Şok edici taktikleriyle tanınan sıra dışı modacı.
Tenho aqui comigo Thierry Mugler, o actual "ai-Jesus" dos couturiers, famoso pelas suas chocantes criações.
Bunu söylemeni duymanin ne kadar sok edici oldugunun farkina vardin mi?
Percebes quão chocante é ouvir-te dizer isso?
- Hayır, o herkes için şok edici olurdu.
- O choque seria demasiado.
Eski günlerde çorabın bir anlık görüntüsü şok edici bir şey gibi görünüyordu...
Meias!
Bay Kelly, karınızın ölümü trajik ve şok edici.
Para isso eu vim.
Şok edici, değil mi?
Não é um choque?
Şok edici bilgisayar disketi.
É um disquete de computador de choque.