English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ A ] / Acınası

Acınası translate Russian

4,303 parallel translation
Ve kayıtlara geçsin verdiğimiz fedakârlıkları bilmek istemezsiniz çünkü bilseydiniz hareketlerinizden utanırdınız. Bu görüşmeler ve bir kariyer için acınası sebepler.
И для записи, вы не хотите знать о жертвах, которые мы делаем, потому что если узнаете, вам будет так стыдно за ваши действия, за это слушание и за ваше жалкое подобие карьеры.
Pekala, aklımda ayaklarıma birkaç haftalığına çamur banyosu yaptırmak vardı. Fakat senin bu kadar acınası hale gelmene ve her seferinde harcanmana dayanamam.
- Ну, я планировала пару недель поотмачивать ноги в грязи, но мне больно смотреть, насколько ты жалкая и как ты не можешь за себя постоять.
Toprak Krallığı'nı böylesi inanılmaz bir karmaşanın içine sürükleyen bu kralların ve kraliçelerin acınası yönetimleri olmuştur.
Именно из-за такой системы власти - при королях и королевах - Королевство Земли оказалось на грани катастрофы.
Bu acınası hamlelerin bile.
Даже эта жалкая попытка.
Pediyatri servisindeki en acınası performans Oscar ödülünün kazanan...
И Оскар за самое жалостливое исполнение в педиатрическом отделении получает...
Carla Reddington, acınası bir adamla evlenen acınası bir ev hanımıydı.
Карла Реддингтон была убогой домохозяйкой, женой убого мужа.
Bu acınası hilen Gary Lester'da işe yarayabilirdi ama biraz saygı hak ettiğimi düşünüyorum.
Жалкая уловка такого вида могла бы сработать с Гари Лестером но, мне кажется, я заслуживаю немного больше уважения.
Az daha ölüyordum Daniel ve acınası olmaktan bıktım.
Я чуть не погибла, Дэниэл. И Я устала быть несчастной.
Acınası planın ile çok vakit harcadın.
Ты потратила столько времени на свой жалкий план.
Acınası halde.
Жалкие.
Bu senin için bile acınası bir taktikti Dwayne.
Это была жалкая уловка, даже для тебя, Дуэйн.
Asıl acınası olan şey, babanı korumak için Jacob Tarlow'un ekshümasyonunu bir mühür emri verip durdurman.
Жалок ты, когда подаёшь запрет на эксгумацию Иакова Тарлоу, чтобы защитить отца.
Ne kadar acınası.
Как трогательно.
Çünkü şu an gördüğüm acınası tip Oval ofiste Başkana ne yapacağını söyleyebilecek birisi değil.
Потому что жалкая оболочка человека, на которого я сейчас смотрю, не заслуживает того, чтобы стоять рядом с президентом в овальном кабинете и давать ему советы.
Nasıl bu kadar çabuk ele geçirdiklerini açıklıyor.
Это объясняет как они так быстро его получают.
Hala buraya nasıl geldiğini açıklamıyor, Adam.
Это всё ещё не приблизило нас к этому, Адам.
Video Bakış Açısı'nın eline nasıl geçti?
Хорошо, как это видео оказалось на сайте?
Bir müzikal açılışının nasıl olduğunu bilmediğimi ima ediyorsan...
Если ты на секунду предположишь что я не знаю, как открывать мюзикл...
Bu nasıl açılıyor?
Как она открывается?
Bugünkü ultrason ile nasıl şekillendiği konusunda daha açık bir algımız olacak.
Сегодняшнее УЗИ даст нам полное представление о том, как развивается плод.
Elbiseni giyip özel yerinde dur ve bütün insanlara çocuğunu kaybetmiş olmanın verdiği büyük acıları çekerek Başkanın ailesinin dağılmasının eşiğine gelmiş birinin nasıl olduğunu görsünler. Böylece Amerikan halkı kocana niçin oy verdiğini unutmasın ve herkesin seni sağlam görmesi lazım, öyle ol ya da olma, işin aslı bu.
и показать гражданам, которые разделяют с вами тяжелую утрату вашего ребенка, что семья президента страдает, но не забыла американский народ, который голосовал за вашего мужа, и который хочет видеть, что вы в порядке, правда это или нет.
İçerikte yer alan düz metinde gerçek kimlik bilgilerim yer alacaktır. Bununla beraber konuyla ilgimi ne şekilde ve nasıl açıklayacağına sen karar vereceksin.
Нешифрованный текст в основной части будет содержать моё настоящее имя для официального опубликования, хотя решение – как осветить и освещать ли вообще мою роль во всём этом – остаётся за Вами.
Evet, bunların ne olduğu ve nasıl sınıflandırıldığını açıklamak isterim.
Я сделаю небольшой обзор того, что они собой представляют и как организованы.
Mahremiyet hakkımız yoksa o zaman nasıl özgür ve açık bir tartışmaya girişebiliriz?
Если у нас не будет права на частную жизнь, как мы сможем вести свободную и открытую дискуссию?
Tamam, sana karşı bulduğumuz delilleri nasıl açıklarsın?
- Хорошо, тогда как вы объясните имеющиеся у нас доказательства?
Buraya nasıl geldiğini açıklıyor.
Ну, это бы объяснило, как он оказался здесь.
- Nasıl açığa çıktın?
- Ты сюда как загремел?
Theresa'nın patronuna seni şikâyet etmesini nasıl açıklarsın?
Как вы объясните то, что Тереза жаловалась на вас своему боссу?
Bunların hiçbiri olay yeri hakkında bu kadar bilgiyi nasıl bildiğini açıklamıyor.
Знаете, это не объясняет то, что вы так много знаете о месте преступления.
Bense sana yaşattığım onca acıya nasıl katlandığımı anlamaya çalışıyorum.
Как мне жить с осознанием... той боли, которую я тебе причинил?
Bu, kameralardan nasıl kaçtıklarını açıklar.
Теперь понятно, почему мы не можем их обнаружить.
Bu işin senin açından nasıl biteceğini ikimiz de biliyoruz.
Мы оба знаем, что тебе конец.
Huzurlu, düzenli. Şimdi yardımsever bir açıdan bakmayınca hayat nasılmış göreceksiniz.
Сейчас вы узнаете, какова жизнь в менее доброжелательном зазеркалье.
Mobil uygulamanın birine nasıl 489 dolar kaptırdığını bize açıklayabilir misin?
Объясни, как умудрился просадить 489 долларов на мобильное приложение?
İzin verin, kısmi ücretli oyunlar, gerçekte nasıl yürür, açıklayayım.
Позвольте объяснить истинный принцип работы фремиум-игр.
Peki Ayna Adam takıntını nasıl açıklıyorsun Connor?
Тогда как ты объяснишь свою зацикленность на Зеркальном человеке?
O halde bana aynı gün 400 mil uzaklıktaki Maryland'de bulunan Fort Detrick'te birinin sana ait güvenlik kartını neden ve nasıl kullanmış olabileceğini açıkla.
Тогда объясните мне, как и зачем кто-то прошел по вашему пропуску в тот же день в Форт Детрик в Мериленде, за 600 километров.
O zaman Hannah'nın yatağındaki parmak izini nasıl açıklayacaksın.
Тогда как ты объяснишь свои отпечатки на спальном мешке Ханны?
- Bu Maldivleri de açıklıyor. - Nasıl yani?
Это объясняет Мальдивы.
Neden ve nasıl sevdiğinle ilgili her zaman bir açıklaman var. Çünkü yalnız kalmaktan korkuyorsun.
Всегда есть объяснения насколько и почему ты любишь, потому, что ты боишься быть одна.
O zaman bunu nasıl açıklarsın?
Тогда.. как ты объяснишь.. это?
Tamam, Houdini kuş olayını nasıl açıklayacaksın peki?
Ладно, Гудини, как ты объяснишь фигню с птицами?
Bunu nasıl açıklayacaksınız?
Как ты это объяснишь?
Sözümona tanığınız bunu nasıl açıklıyor?
Как ваш так называемый свидетель объясняет это?
Maske üzerindeki kan beton üzerindeki yüz izinin nasıl olduğunu açıklıyor.
Кровь размазалась по маске, что объясняет, как лицо отпечаталось на бетоне.
Açıkçası ailemi geri getirebilmek için her şeyi yapardım. Ve en çok korktuğum şey dünyada yeniden nasıl yaşayabileceğim diye düşünmek.
Честно, я сделал бы все, что угодно, чтобы вернуть семью, и больше всего я боюсь адаптации к новому миру.
Ve siz Kızılı çağırıp, nasıl bir açıklama yapmanız gerektiği hakkında görüşeceksiniz.
Вы, сэр, незамедлительно вызовете к себе Рыжую и обсудите какие необходимо сделать заявления.
Elimde, çocuğun nasıl hayatta kaldığını açıklamanı bekleyen bir gazeteci ordusu var.
Целая комната журналистов ждет, пока ты объяснишь, как выжил этот мальчик.
Bunu Mary'e nasıl açıklayacağım?
Как я это объясню Марии?
Nasıl kilit açılır? El kitabı Benim içinse tatil bitti.
А мои каникулы, кажется, закончились.
Kardeşimi kaybetmem... Kaybetmenin verdiği acının deneyimi... Nasıl bir şey olduğun kimse anlayamaz Kelly.
Потеря моей сестры... и та боль утраты, что я испытываю, никто не понимает этого, кроме тебя, Келли.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]