Also translate Russian
72 parallel translation
Unutma, sende gelindin bir zamanlar
Remember you were also a bride
I'm also a great moron.
I'm also a great moron.
Biz aynı zamanda Emma'nın Monica gibi birisine sahip olmasını istiyoruz. Çok daha disiplinli birine.
Yeah, and we wanna make sure Emma also has someone like Monica who's more of a disciplinarian.
Ayrıca biz de Küba'yı işgale kalkışmıştık.
... unless you somewhat reduce the pressure on us в то время как вы просите нас, - уменьшить давление на вас. "... when you ask us to reduce the pressure on you. " - Так-же, мы попытались вторгнуться на Кубу. - Also, we had attempted to invade Cuba.
Kutlanan aynı zamanda, pek çok Amerikalının özellikle Woodrow Wilson'ın bir inancıydı :
Но также праздновавшие верили... But also celebrating the belief как и многие американцы, включая Вудроу Вилсона...
Ayrıca ben onun görevini ve fonu kötüye kullanımı... I also feel that her abuse of chapter funds and decision... bu evi onun başkanlıktan alınmasından sonra bile zor duruma soktu, onun birincil amacının kardeşliğin geçimi olmadıgını hissediyorum.
Так же я чувствую, что ее злоупотребление нашей казной и ее решение уйти из дома, после того, как ее сняли с должности президента, показывает что благополучие сестринства не было ее главной заботой.
Nietzsche'nin "Also sprach Zarathustra" kitabı.
"Так говорил Заратустра", автор - Ницше.
We're also holding his accomplish, named Đại Cường Onu Dai Cuong'daki başarısından sonra unutamadık
Мы предполагаем, что он может так же называться Дэем Куонгом
Bir de ona bunu yerleştirir misin?
Could you also plant this on him?
Aynı zamanda, Lucian İttifakı'ndan edindiğimiz bütün fazla savaş gereçlerini dağıtalım ve mümkün olduğu kadar çok sivili silahlandıralım.
Also, let's break out whatever spare ordnance we have from the Lucian Alliance and arm as many civilians as possible.
Sarah nasıldı? , did she also perish?
А что стало с Сарой?
Aynı zamanda iki numaralı iş's.
It's also the number two business.
Evet, Wilfred ayrıca caz piyanisti.
Yeah, Wilfred's also a jazz pianist.
Kan şekerim düştüğü için ellerimin titrediğinin de farkındayım. Çünkü bütün gün yemek yemedim.
I'm also aware that my hands are shaking from low blood sugar'cause I haven't eaten all day.
Uygun sıcaklık ve yeterli aydınlatma bunlara dâhil. Ayrıca tamponları ikiye bölmek yok demek de oluyor bu.
It also means no more cutting the tampons in two and no more tampering with the toilet paper.
Gloria Chambers, Charlene Sellars olarak da biliniyor.
Gloria Chambers, also known as Charlene Sellars.
Ayrıca senin ceket ve bot olayını takdir ediyorum.
Also, I have a whole new appreciation for your jacket-and-boots thing.
"Also sprach Zarathustra.."
"Так говорил Заратустра"
Adı "Also sprach Zarathustra"
Она называется "Так говорил Заратустра",
Ayrıca Los Machetes adında vahşi bir çetenin üyesiymiş.
He was also a member of a violent street gang known as Los Machetes.
Dili de bırakmış.
He also left the tongue.
Akbaba'yı peşinde olduğumuzdan haberdar da etmemiştik.
We also didn't alert the Vulture that we were onto him.
Aynı zamanda beyaz bir kasabada siyah bir şerif görüyorum.
But I also know what's at stake for a black sheriff in a white town.
Which he is, now, but also sort of isn't?
Теперь он умер, но в то же время как бы не умер.
ama bebeğin benden olduğunu da biliyordun, ve sen ikisinin yanında oldun.
But you also knew that was my baby. And you were there for both of them.
Ama aynı zamanda daha iyi bir Andy olmaya çalışıyorum. İleri bakan bir Andy.
But it was also my desire for a better Andy - - a driven, forward-moving Andy.
Ama sütyenine kağıt sıkıştırıyor musun?
Yeah, but do you also stuff papers into your bra?
- Ayrıca, bu tarihi geçmiş kuponları bana vermeye çalıştı.
She also tried to slip these expired coupons past me.
Senin kızın olabilirim, ama ayrıca 18 yaşındayım yani savaşa katılabiliyorsam ve oy verebiliyorsam kimle çıkacağıma da karar verebilirim.
I may be your daughter, but I'm also 18, and that means if I can vote and go to war, I can certainly choose who I date.
Evet, ama kontrol ettiği faturalar geçen ay Barb'ın alışverişleri dışında bazı pahalı restoranlardaki harcamaları da içeriyormuş.
Yeah, but the receipts that he checked showed four separate occasions last month while Barb was shopping, their credit card was also being used in high-end restaurants around town.
Bu aşınmaya ne neden olduysa aynı zamanda yaranın üst kısmındaki bir kemiği de parçalamış.
Whatever caused the abrasion, also appears to have chipped off a portion of bone near the top of the wound.
- Evet, benim için biraz fazla ayrıntılı... ayrıca biraz da boğulma tehlikesi var gibi...
And I would put the necklace in the wine. Yeah, that's a little too elaborate for me. Plus, it also sounds a lot like a choking hazard, so...
Ve Don da özet toplantılarımıza katılacak.
Also, Don will be in our rundown meetings.
NYU'da hem öğretmenlik yapıyorum hem de antropolojide doktora adayıyım.
I'm a PhD candidate in anthropology at NYU, where I also teach.
Hatta "pek mümkün değil" ve "imkansıza yakın" öbeklerini de kullanmıştım.
I also used the words, "highly unlikely" and "wildly improbable."
Annenle eski kocan da aynı şekilde iyiler.
Um, your mom and ex-husband, they're- - they're also doing great.
Only if you also still of their sins, Mr. de Villiers.
ТолЬко, если вы тоже покаетесЬ в своих грехах, мистер де Вилье.
Aynı zamanda aşırı sahiplenici ve defansif olduğunu da biliyorum.
I also know he's being very territorial and defensive.
Bu kişinin de müşterilerinizden biri olduğunu biliyoruz.
We also know he is a customer of yours.
Ayrıca Noah Daniels'ın sana maddi destek vererek rahatlattığını da biliyoruz.
We also know Noah Daniels was helping bail you out.
Stephen da Ben Kalmenson için çalışıyor. Warner Brothers'ın sahibi. O da buralarda.
And Stephen over there works for Ben Kalmenson, president of Warner Brothers, who's also here somewhere.
Ayrıca, Joan Avon Kozmetik'te kaleye oldukça yaklaştı.
Also, Joan's at the five-yard line with Avon Cosmetics.
İnterneti kullanarak ki ne tesadüf senin de erişimin var.
Using the Internet, which you also happen to have access to.
O da buna maruz kalmış mı?
Was she also exposed to it?
Pernille de böyle söyledi.
That's also what Pernille said.
Ayrıca, Marge terapi görüyor ve bana söylemedi bile.
Also, Marge is in therapy, and she didn't even tell me.
Ayrıca sol köprücük kemiğinde kominütif kırıklar var.
Also a comminuted fracture on the left clavicle.
Yani katil de maktule bakıyordu.
And likely struggling with her. Which means the killer was also facing the victim.
Ama sen olduğun sürece ama Christine'i pazarları kiliseden sonra Doğal Tarih Müzesi'ne götürmek isterim.
But as long as I have you... Uh-huh. I would, however, also like to take Christine to the Natural History Museum on Sundays after church.
Şunu da hatırlıyorum.
I also remember что мне не разрешали выходить наружу играть с моими друзьями...
Bu da şeker hastalığını gösterir.
Which also points to diabetes