Babalık translate Russian
1,331 parallel translation
Kes sesini, babalık.
Закройся, придурок.
Bay Brown'un babalık testi sonuçları :
Ответ мр. Брауну : тест на отцовство...
Eli Brewster Babalık olasılığı, % 99.999.
Элай Брюстер. Вероятность отцовства : 99.999 %
Babalık için tavsiye isteyeceğim son insan.
Последний, к кому я обращусь за советом в этом случае.
Ama ben ona babalık yapamam.
Но я не смогу быть ему отцом.
Çocuğa babalık yapabilecek miyim bilmiyorum.
Я не уверен, что вообще хочу быть отцом.
O çocuğa babalık yapamayacağını nasıl söyleyebilirsin?
Как ты вообще мог сказать, что не будешь его отцом?
Sizin dinsel inancınız ve babalık iç güdüleriniz onu manevi gelişime teşvik etmek için sizi ideal aday yapıyor.
Ваши религиозные убеждения и отцовский инстинкт. Делают вас идеальным кандидатом. Помогать его моральному развитию.
2 ) Benim üzerimdeki babalık hakların da tartışılır hale geldi.
И второе : ты потерял право на отцовское осуждение.
Ve kesinlikle 7 yaşında bir çocuğa üvey babalık yapmaya hazır değilim.
И уж точно, я не готов стать отчимом семилетней девочки.
Al sana babalık dersi.
Да, будем считать это частью воспитания.
- Ben de sana sordum babalık!
- А я тебе, старикан.
Palavra sıkıyorsun gibi geliyor babalık.
- Да ты старый болтун.
- Babalık testi istiyorum.
ДЖЕФФ Хочу тест на отцовство.
Babalık testini yaptıracağız.
УИТНИ Мы... мы сделаем тест на отцовство.
Sanırım en iyi açıklama babalık testinin kocasını aldattığını gösterdiği benim de eşeysiz üreme olayını uydurduğum.
Но есть объяснение получше : анализ показал, что она изменяла, и я подделал всю эту фигню с партеногенЕзом.
Daha çok bir münakaşa diyelim.Babalık testinde sahtekarlık yapmanın daha kolay olacağını biliyorum ama noel zamanına denk gelmesi falan.
Скорее это был спор. Ясен пень, проще всего было подделать тест на отцовство, Но!
Kocalık, babalık vazifen.
Как мужа. Как отца.
Bak, Mick sana olması gerektiği gibi babalık etmediği için incindiğini biliyorum ama yine de bunu başarabildin.
Слушай, я знаю, что Мик тебя обидел, потому что не был тем отцом, который был тебе нужен, но ты все равно своего добился, знаешь?
Hey, babalık, bunu ödünç almalıyım.
Эй, папаша, я одолжу это.
Ben ona babalık yapamadığım bir oğlum var gibi hissediyorum.
Я чувствую... я чувствую, у меня есть сын, и я не был ему хорошим отцом.
Babalık!
Отцовство!
Nereye gidiyorsun babalık? Hayır!
Куда же ты, старина?
Atla, babalık!
Прошу, дедуля!
Neye bakıyorsun, babalık?
Что уставился, папаша?
Pek babalık yapmadı diyebilirim.
Отец он был никудышный.
Eğer... Eğer ben yanınızda olmazsam, Lee Dong Wook'a babalık yapacaksın. Anladın mı?
Если... если... меня не будет рядом, Ли Дончхоль будет Ли Донуку вместо отца, понимаешь?
Eğer ben yanınızda olamazsam sen Lee Dong Wook'ya babalık yapacaksın, tamam mı?
Если меня не будет рядом, Ли Дончхоль будет Ли Донуку вместо отца, понимаешь?
Ben burada olmadığım zaman sen kardeşine babalık yapacaksın.
Если меня не будет рядом, отцом Ли Донука станет Ли Дончхоль.
Tatlı-babalık...
- Сладости...
Ve bana sorarsan, Skills sana Dan'den çok daha iyi babalık yapabilir.
К тому же, я думаю, Скиллз был бы лучшим отцом, чем Дэн.
Paso hapse düşerek nasıl babalık edeyim?
Как я могу быть хорошим отцом, если вечно мотаюсь по тюрьмам?
Hey, babalık.
- Привет, папа.
Beni kim sevecek, babalık?
Кто будем любить меня, большой папа-о?
Babalık yapacağım her çocuğun 16 yaşına geldiği zaman ona ait olacağı şartıyla bana ölümsüzlük verdi.
- Он обещал, что я стану смертным, при условии, что все мои дети, которые у меня будут, будут принадлежать ему после шестнадцати лет.
- Artık ona babalık yapabilir miyim dersin?
Сейчас я достаточно хорош, чтобы быть ее отцом? Мы должны пойти.
Paraları dökül babalık. Paraları dökül.
Давай бабло, папочка, давай бабло.
Bana siz yapın babalık Komutanım.
Окажите мне эту милость, капитан.
Bakalım TAB'ın ne kadar iyi çalışıyor babalık.
Посмотрим, насколько хорошо работает твой ТАБ, старик.
Sonra babalık geldi.
Потом подошел мой старик.
Sanırım gitarcı çocuğun orta yaşlı polisin değil, ki bu iyi bir şey eğer bir şey söylememeye karar verirsem babalık davası diye bir şey olmayacak.
Думаю, это был молодой гитарист, а не престарелый коп ; было бы неплохо, ведь тогда не будет проблем с отцовством, если я решу не говорить.
- Ya da sonunda sana babalık yapacağını.
- Или, наконец, станет тебе отцом.
Hem annelik, hem babalık yapmalıydı, aferin ona.
Он вынужден быть и матерью, и отцом, как мило с его стороны.
Sen iki saniye babalık sorumluluğu alamıyorsun diye, benim için önemli olan her şeyden vazgeçmeli miyim?
Я должна бросить все, что для меня важно, потому что ты не можешь побыть - ответственным отцом пару секунд?
Marshall eğlenceli olur diye düşünmüştü ama Lily bunu daha çok babalık provası olarak görüyordu.
Он думал, это будет забавно, но Лили видела в этом нечто большее - отцовскую практику.
Babalık testi yaptırmaya ne dersin?
Как насчет теста на отцовство?
Bir tanesi bizim babalık için.
- Одну для отцa.
Sökül tüm paranı babalık.
Давай деньги.
Hey, şunu da tazele babalık.
А мне освежить, мальчик.
Mülteci ve babalık bile oldum.
Обзываются чуркистаном и мальчиком.
Onların hepsi çeteydi, babalık!
Это все банды, папаша.