Belediye translate Russian
3,777 parallel translation
Graham Trevorrow,... Ballarat'ın yeni Belediye Başkanı seçilmiştir.
Грэхэм Треворроу - вновь избранный мэр Балларата.
Joy, Belediye Meclisi seçimini izliyor.
Джой освещает муниципальные выборы.
Belediye binasına çağrılıyorsun.
Вас ждут в мэрии.
Üç saat önce yeniden Belediye Başkanı seçilmişti.
Переизбран мэром три часа назад.
Graham dört yıldır Belediye Başkanıydı.
Грэхэм был мэром четыре года.
Kasaba Belediye Meclisinde büyük değişiklikler olacağını söyledi bana.
Он мне сказал, что в мэрии грядут большие перемены.
Belediye binasının merdivenlerinde çok belirgin bir kıvamda kan vardı.
На ступенях мэрии была кровь весьма специфической консистенции.
Graham Trevorrow Belediye binasının içinde bir yerde öldürüldü.
Грэхэм Треворроу был убит где-то в мэрии.
Belediye binasının bodrumunda.
В подвале мэрии.
Bu saatler arasında Belediye binasının bodrumunda bir kadınla sevişti, ki bu da onu öldürme nedenlerinin sayısını oldukça artırıyor. Ne dersin?
В промежутке между этим, у него был секс с женщиной в подвале мэрии, что изрядно расширяет круг возможных мотивов его убийства, вам не кажется?
Douglas, Federal Siyasete geçişi planlarken bir yıl daha Belediye başkanlığı.
Ещё год на посту мэра, пока Дуглас планировал выход на федеральный уровень.
Ee, Belediye Binasında neler oluyor?
Итак, что же происходит в мэрии?
Belediye çalışanları onu Carl Laidley ile görmüşler.
Сотрудники мэрии сказали, что видели её с Карлом Лэйдли.
Ve dinle, Tyneman, yeniden Belediye Başkanı seçildiği gece onunla buluşuyor.
И послушайте, Тайнеман встречается с ним вечером после его переизбрания.
Belediye binasına gitti çünkü onu oraya gönderecek kadar iyiydim.
Она пошла в эту мэрию, потому что я в сущности отправил её туда.
Yani her ne ise, cevap Belediye binasında olmalı.
Как бы там ни было, ответ нужно искать в мэрии.
Belediye Binasında.
В мэрии.
Springfield belediye binası Spencer Tracy'nin "Meet Me At City Hall" filmi için inşa edilmiştir.
Мэрия Спрингфилда была построена для фильма Спенсера Трэйси Встретимся в мэрии
Seni belediye avukatı olarak atamak istiyor.
Оливия так похожа на свою мать... любопытная, полна жизни.
Bizim için. Bizim harika bir avukatımız Charleston'ın da harika bir belediye avukatı olmuş olur.
Он попросил выйти замуж за его, а отец Тарика оскорбил ее.
Baban Charleston'ın gördüğü en iyi belediye avukatıydı.
Он не хотел брака, потому что Дженна и Оливия не мусульманки.
Benim, babamın belediye avukatı olması ile ilgili aklımda kalan tek şey hiçbir zaman faturalarımızı ödeyecek kadar paramızın olmaması.
В глазах Ибрахима это означает, что они нечистые. Дженна плакала. Она говорила, что ей страшно уезжать в другую страну где она никого не знает.
Başkanın beni belediye avukatı olarak atamak istiyor.
Ты должен носить усы, папочка...
Değerli bay ve bayan basın üyeleri yeni belediye avukatımızı huzurlarınızda tebrik ederim.
Я пыталась встряхнуть его... Говорила торжественно с ним, сумасшествие. Но он заступился за меня.
- Birinde seksi belediye başkanı olarak penceremden bakıp şehrin geleceğine karar veriyorum.
- Не интересно. - Вот одна, где я секси мэр, смотрящий в окно, решающий судьбу моего города.
Eğer düşmanlarımı yok etmek için kontrolsüz gücüyle saldıramayacaksa belediye yöneticisiyle evli olmanın manası ne?
В чем смысл выходить замуж за городского управляющего, если у него нет неограниченного права свергать моих врагов?
Hâlâ belediye meclis üyesi olsaydın, belki.
То есть, если бы ты до сих пор была в городском совете, то возможно.
Tekrar yapılması için belediye meclisini ödenek ayırmaya asla ikna edemezler.
Они не получат от городского совета финансирования на новое восстановления.
Henry'nin tek bildiği senin belediye başkanı olduğun. Hepsi bu.
Для... для Генри ты госпожа мэр и только.
Balsille'nin belediye başkanı ile araları iyi,... bu yüzden, onların adamına soruşturma hakkında,... erişim izni veriyoruz.
Базиль говорил с мэром, и мы должны предоставить его человеку доступ к расследованию.
- Şuradaki belediye çukuru gibi kokuyor.
Этот шмонит как пердеж моего бати.
Dr. Burnside belediye başkanı tarafından atanmış ve müfettişlerce onaylanmış bir politikacı.
Доктор Бернсайд - политикан, назначенный мэром и одобренный руководством.
Her zaman hayalini kurduğun Belediye Başkanlığı, Adalet Bakanlığı.
Мэрия, кресло генерального прокурора... все, о чем ты так мечтала.
Bana belediye başkanı olacağımı söylemiştin!
Ты сказал, что я буду мэром!
Sizin gibi sorumluluğu üstüne alan erkeklere ihtiyacımız var. Özellikle de değişip duran belediye başkanlarını göz önüne aldığımızda.
Вы - решаете проблемы, нам нужны такие люди, особенно когда с мэром сложилась такая ситуация.
Sizin sorumluluğunuz altında skandallar yaşadık. Polis örtbasları ve iki ölü belediye başkanı.
На вашем посту у нас были скандалы, которые полиция покрывала, плюс два мертвых мэра.
Naber, küçük belediye başkanı?
Как житуха, крошчный мэр?
- Sen belediye başkanı değilsin, Korra.
Ты не президент, Корра.
Deniyorum ama belediye başkanı susmuyor.
Я пытаюсь, но мэр не перестает говорить.
- "Belki" yeterli değil. Eğer birini öldüreceksen, belediye başkanını öldür.
– Если ты хочешь кого-то убить, убей мэра.
- Kardinal, belediye başkanı...
- Начальник полиции и майор.
Yani belediye başkanı olmayacak... - ama gaydalar çalacak.
Скажем нет - майору и...
Yediğim en iyi Fransız tostu Belediye Başkanı Lindsay'ın köpeğiyle birlikte olandı.
Лушие французские тосты я ел с собакой мэра Линдси.
Kristina, Berkeley Belediye Başkanlığı için yarışırken bilmeden bu konuya çok fazla değindi.
Кристина баллотировалась в мэры Беркли, будучи никому неизвестной, и чуть не победила.
Sayın belediye başkanı.
Мадам мэр.
- Belediye başkanı.
- Мэр города.
Yarın için ciddi ciddi belediye başkanına randevu aldım. Çok panikliyorum.
Встреча с мэром уже завтра.
Herkes belediye binasında sizi bekliyor.
Они все в администрации, ждут вас.
- Evet, belediye avukatı.
Ты знаешь, я люблю плохой кофе.
Belediye başkanına da oraya gelmesini söyle.
И скажи мэру, чтобы пришла.
Belediye mahkemesinde hep bir iş vardır.
- О да, у нас в городском суде нон-стоп.