Bringing translate Russian
22 parallel translation
Roma'da gece yarısı "Bringing Up Baby" nin yeniden sahnelendiği tiyatroda sadece ikimiz vardık. - Birbirimizin güldüğünü duyduk.
Ќас было только двое в этом доме эпохи ¬ озрождени € в – име... на ночном представлении.
# Keeps bringing me home #
* * Keeps bringing me home * * * Возвращать меня домой *
# Life keeps bringing me Back to you #
* * Life keeps bringing me Back to you * * * Жизнь продолжает Возвращать меня к тебе *
Eğer alsanız bile, buraya getiremezsiniz.
Even if you did, you're not bringing it here.
Bu Hacıların, yerlilere frengi taşıması gibi bir şey olacak.
It'll be like the Pilgrims bringing the Indians syphilis.
Edindiğim en k esin izlenim şu...
- Самое яркое впечатление, с которым я вернулся, это... Robert McNamara : - The most vivid impression I'm bringing back is то, что мы прекратили проигрывать войну.
- Evet uğraşıyoruz.
- We bringing her in? - Yeah, we're trying.
Sana listeyi verdim, şimdi de yardımcı olacak birini veriyorum... Gerçek anlamda yardımcı olacak biri. Sahte bir beyzbol topu yüzünden enselenenecek birini değil.
I gave you the list, but now I'm bringing you help... good help... someone who's not gonna get busted for a phony baseball.
Kağıdı getiriyorlar mı?
They bringing in the paper?
Eğer sizin herhangi bir sevkiyat yaptığınızı öğrenirsem sizi sakat bırakırım.
If I find out that you guys are bringing weight into Sanwa, I will cripple you.
Bara güzel bir hatunla gelip güzel hatunları götürmek gibi yani.
Like bringing a hot woman to a bar to help pick up other hot women.
- Bahsettiğim şu sürekli Carly'den bahsediyorsun ama o kadar kendi derdine düşmüşsün ki her bahsettiğinde onun yüzündeki ifadeyi fark etmiyorsun bile.
I'm talking about, you keep bringing up Carly but you're so involved with yourself that you don't even realize the look he gets every time you do.
- Yeni bir üye mi getirdin?
Bringing a new member?
Dinleyin, onu hemen çözmezseniz ikinizi de tehlikeye atma suçundan içeri atarım.
Listen, unless you get her out of those restraints right now, I am bringing you both in for endangerment.
Müvekkillerime karşı böyle yapay suçlamalarda bulunmayı bırakmalısınız.
You need to stop bringing spurious charges against my clients.
Buraya gelmek için onu kullandın, into bringing you home, and once he was here,
Ты соблазнила этого бедного священника чтобы он помог тебе приехать домой, а как только он был здесь,
We need to thank you for bringing us together.
Поблагодарим тебя за то, что свела нас.
Seni merkeze götürüyorum.
I'm bringing you in.
Seni merkeze götüreceğim.
I... am bringing you in.
Percy's bringing Laurel back to Pride's bar.
Перси привезёт Лорел в бар Прайда.
Ama sonra sen New Waverly'de "Bringing Up Baby" şarkısını çaldıklarını fark ettin.
Но потом ты заметила, что они играют "Воспитание крошки" в Нью Уэйверли.
# Life keeps bringing me Back to you #
[Перевод by Yokky, бай.] * Life keeps bringing me Back to you * * Жизнь продолжает возвращать меня к тебе *