English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ B ] / Brook

Brook translate Russian

148 parallel translation
Brook'un altın yatağına nasıl gidebilirim acaba?
Плюс хорошие работники.
Mountain Brook'u boş verin.
- Забудьте о "Маунтин Брук".
Müşteriye bir şişe Mountain Brook satmayı ret mi ettin?
Блэнд, ты отказал покупателю в бутылке "Маунтин Брук"?
Bay Cray, Mountain Brook'dan bir şişe denedim beni hasta etti.
Я попробовал одну бутылку. Мне было плохо.
Mountain Brook!
- "Маунтин Брук"!
Sadece takımımı değiştireceğim ve aylak gözüküp Brook Brother takımı giyeceğim ve...
Надену костюмчик пошикарнее, модельные туфли и вперёд...
Brook M-87'deki kara deliğe bakıyor.
Брук следит за чёрной дырой в центре М-87.
Amerika'da A.I. Brook'u tanıyan tek kişi olmakla gurur duyuyordum.
Понимаешь, я раньше гордился, что я единственный чудик в Америке, который в курсе, кто такой Эй. Ай. Брукс.
1806 Brook Vadisi Yolu soyadım Allesandry.
1806 Брук Уэлли Тёрнпайк.. фамилия Аллесандри. Вы были здесь раньше.
Brook'un burada olması şart mı?
- Брук обязательно присутствовать при этом?
Brook'la ben beş yıl önce tekrar bir araya gelince, delirdi.
- Когда мы сошлись с Брук,... это было пять лет назад, она как с цепи сорвалась.
Okulu asması, Brook'la bana yaptığı son işkence yöntemiydi.
Прогулы - это её новый способ издеваться надо мной и Брук.
Eminim Brook sana Brian'a babalık testi yaptığımızı söylemiştir.
Я уверен, Брук рассказала тебе, что мы сделали тест на отцовство Брайана.
Peter Brook'un Londra'da Mahabharata'yı sahnelemesinden söz ediyordum.
Я же тебе рассказывала о постановке Питера Брука по "Махабхарате" в Лондоне.
Megan, bu küçük kardeşlik Brook sokak üzerinde...
Меган, это маленькое братство на Брук Стрит.
Michael, Brook'un seni öylece bıraktığını söylemesine imkan yok, tamam, bahse girerim "bütün paranı alacağım sorumsuz piç" demiştir.
Майкл, не может быть, чтобы Брук сказала, что ты отделался. Ладно, если бы она сказала "Я отберу у тебя каждую копейку, которую найду, ты - безответственная сволочь" потому, что я бы так и сказала.
sanki bu şey brook ve sen arasında hiç olmamış gibi evet... yani hayır, demek istediğim, hala ortada bir bebek var, ama... benim hayatım normale döndü yani, bu kadar mı, adamım?
Так вот оно что, старик?
Senin gibi başkasıda ateşli olduğunu düşünüyormu... mesela Brook'u?
Когда ты говоришь, что кто-то горяч, так же как Брук, ты ведь не думаешь, что она действительно горяча как Брук?
peki sen ve Brook nerede olacaksınız?
Ну и куда ты с ней направишься?
Şey Brook'un bebeği doğurmasını bekliyordum, tamam mı?
Ну, я ждал Брук, чтобы принять ребенка, не так ли?
Oh, Burda Brook'un göğüslerinden biri görünüyor
Оу, здесь одна из сисек Брук.
Brook'un göğüslerinden biri nereye gitti?
Куда делась вторая сисяндра Брук?
Brook'un gözlerini almış ve senin kameralara düşkünlüğünü
и твоя любовь показывать свой голый зад в камеру.
Şükran günü yemeğimi geçen akşam Brook ve bebekle yedim. Yani Fez ve elbisesi için bu gece burda olabiliyim diye.
У меня был обед Благодарения, последняя ночь с Брук и ребенком, так что я могу быть здесь сегодня вечером для Феза и платья.
Eski sevgilin Brook Burton " a benziyor bu.
Похож на твоего бывшего бой-френда Брука Бертона.
Brook ve Dougie Winston'lara uğramak için Sardinya'ya gitmeliyiz. - Aman tanrım.
Мне это напомнило, как мы заехали на Сардинию навестить Брука и Дуги Уинстонов.
- Hayır ama evleri harikadır. - Brook iyidir ama Dougie tam bir kabus.
- Нет, дом очень красив.
Büyükannemin, Tottle Brook'ta bir çiftliği vardı ve bana Tanrı'nın yağmurda saklı olduğunu söylerdi.
Моей бабушке принадлежала ферма в Тоттл Брук и она говорила мне, что в дожде - Бог.
Burası Brook Çiftliği'nin iğrenç, şeytani bir karakolu mu?
С какой стати этот засранный жуткий посёлок будет для неё хорошим домом?
İngilizce dersinde, Bayan Brook'ın kitabında mı okudun bunu?
Ты это прочел где-то в учебнике на уроке по английскому?
Şu an Wardle Brook Caddesi, Hattersley, No : 16 adresindeyim. Bugün erken saatlerde, 17 yaşında Edward Evans'ın cesedinin bulunmasından sonra polis bir erkek ve kadını tutukladı.
Я стою возле дома номер 16, на Уорлд Брук Авеню, Хаттерсли, где сегодня полиция арестовала мужчину и женщину, после того, как было найдено тело 17-летнего мальчика,
Catherine Brook.
Кэтрин Брук.
Brook Caddesi'nde bir çöp tenekesi var. Caddenin köşesinden 10 metre uzakta.
В девяти метрах от угла на Брук-стрит есть мусорка.
Brook Caddesine, sürücü.
- Возвращаемся на Брук Стрит.
Fall Brook'u geçtik ve Maple Creek'e doğru gidiyoruz, değil mi?
Мы сейчас едем в сторону Мейпл-Крик, верно?
Fall Brook'ta binen adama ne oldu?
Что стало с тем, который сел в Фолбруке?
İlk deneyimini Brook Davis'le yaşadığını neden bana söylemedin?
Почему ты не сказал мне, что потерял девственность с Брук Дэвис?
- Ashley Brook arıyor.
- Вам звонит Эшли Брукс.
Brook Başındaki Ödül : 33 Milyon Beli.
Музыкант : Брук. Награда : 33 млн. б.
Zoro, Sanji, Robin, Franky, Brook, Luffy, yani herkes geldi!
и Луффи... Мы все здесь.
Brook'un dinlediği ofiste.
Куда Брук поставила жучка.
Ryan, Brook'un Carver'ın ofisinde olduğunu tespit etmiş.
- Райан отследил Брук, она в офисе Карвера.
Henry Hudson'dan Sprain Brook ekspres yoluna oradan Taconic'e geçeriz diye düşündüm.
Думаю, мы поедем через Henry Hudson к Sprainbrook Parkway, затем через Taconic. Выйдем прямо туда, куда нам надо.
Bu sabah Brook'u okuldan aradılar.
Сегодня утром оттуда Брук позвонили.
Brook hâlâ hastanede.
- Это детектив Бенсон, я - детектив Стэйблер.
Brook adliye muhabiri olarak iş buldu ve piyangosuyla tanıştı.
- К судье Торнбургу.
Hemen ardından Brook, Josh'a hamile kaldı.
Совершенно новая семья.
Demek istiyorum ki, okuldayken sizin ve partnerinizin haberlerini okuduk, Rosson Brook ameliyatı.
Мы читали о вас и вашем партнере в медицинской школе.
148. ve Brook Avenue.
- Угол сто сорок восьмой и авеню Брук.
Pleasent Brook'ta.
В Плезент Брук.
Bu geceki programın tümünü Kelly Brook hakkında konuşmaya ayırıyorum.
Да, очень смеш...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]