Cıktı translate Russian
40,712 parallel translation
Doğal olarak, meselenin icabına bakmak için dışarı çıktık.
И, как ты поступаешь, ты выходишь, чтобы всё решить.
- Pardon, işim çıktı.
- Извините, задержался.
Zenginlerin yaşadığı tepeye kadar çıktım.
Повсюду, пока я поднималась по холму, где живут богатые люди.
Hannah'yla hiç çıktınız mı?
Вы когда-нибудь встречались с Ханной?
Ama sporcularla çıktınız.
Но вы встречались со спортсменами.
Tabii ki sporcularla çıktım.
Конечно, я встречалась с качками.
Buradan çıktığında Hannah için nelerin farklı olmasını isterdin?
Когда ты выйдешь из кабинета... как ты хочешь, чтобы всё изменилось для Ханны?
Peki o gün Hannah çıktıktan sonra olanları öğrenmek istemez misiniz?
Но разве вы не хотите знать, что произошло после того, как Ханна покинула ваш каб?
Bu odadan çıktı ve peşinden gitmenizi umdu.
Она вышла из этого кабинета, надеясь, что вы пойдёте за ней.
Okuldan çıktı, eve gitti, bazı işlerini halletti.
Она вышла из школы... пошла домой... доделала кое-какие дела.
Diyelim ki teklifiniz akla yatkın çıktı ve ortak olduk.
В ПРЕДЫДУЩИХ СЕРИЯХ - Предположим, мы оценили ваше предложение, стали партнерами и готовы приступить к захвату и последующей реформе Нассау.
Onları korumanın tek yolu buranın kapısından dışarı çıktıkları vakit kimliklerinin ifşa olmamasından geçiyor.
Я могу защитить их только так : когда они входят сюда, я гарантирую им анонимность.
Bu olaylar çıktığında acayip kafam karışıktı.
Меня раздирали сомнения, когда всё началось.
İlk ortaya çıktığında doğru olsa kaç yazar?
Какая разница, были ли они правдой в начале?
- Yanında kimse olmadan dışarı mı çıktın?
- Ты был снаружи? - Да. - Без сопровождения?
Karın ve Tina'yla çıktığınız o aptalca yolculuktan sonra bu kapının arka tarafında epey vakit geçirdin ne de olsa.
Ты ведь много времени провёл с той стороны двери, когда по глупости сбежал с женой и Тиной.
Başarısız projeni aramak için birkaç saatliğine yakın çevreyi kolaçan etmeye çıktık. Başından kıçına kadar aradık âdeta. Seni buraya attırdıktan sonra döndüğümde bir karımın eksik olduğunu fark ettim.
Отправились мы, значит, твою ошибочку исправлять, пару часов шерстили периметр... к слову, сразу после... сразу после того, как тебя сюда бросили, и когда я вернулся, оказалось... что я лишился... жены.
Böyle silahlar bulmak için çıktık işte.
Вот нормальное оружие. Ради этого мы и здесь.
Sonra bir kavga ve yangın çıktı.
Мы сражались... начался пожар.
Çıktık işte, şimdi ne yapacağız?
Ладно, мы снаружи. Дальше что?
Negan çıktı.
Ниган выходит.
Yukarı çıktıktan sonra sinyali bekle.
Как заберёшься, следи за сигналом.
Dışarı çıktılar. İhtiyaçları olan bir şeyi arıyorlar.
Они уехали.
Sen ortaya çıktığında gık demeyecekler.
Когда выйдешь, ни звука.
Ama hapisten daha yeni çıktın.
Но ты только что из тюрьмы.
Rick ortaya çıktığında gerçekleşemez bu.
Нормального не бывает, если Рик рядом.
Çıktı mı?
Он вышел?
Tatarcık beslenmek için kurbanın etinde bir yara açar ve parazitli solucanlar tatarcığın kafasının çıktığı yere, kurbanın kanına hücum eder.
Москит прокалывает рану в плоти жертвы для того, чтобы накормить паразитических круглых червей, вынуждая их выбираться из его головы в кровь жертвы.
Dışarı nasıl çıktılar?
Как они вошли в здание? Как они смогли выйти?
Karşı çıktığım gösteri haline getirilmesi. Yatıştırmak yerine isyan ve öfkeyi körükleyecek.
Я против того, чтобы превращать это в представление, которое лишь подогреет сопротивление и гнев.
Teach'in peşine gittiler ve nereye çıktı?
Они пошли за Тэтчем, и к чему это привело?
Burasının az ilerisinde, ormanda yüzlerce ölü kırmızı urbalı İngiliz askeri var çünkü benim elimden çıktı.
В окрестных лесах лежат сотни мёртвых солдат, потому что я так хотел.
Diğerleri tamir ile uğraşırken birkaçımız karaya çıktı.
Пока одни чистили днище, мы отправились на сушу
- Konunun dışına çıktık biraz sanki.
Стоп, притормозите. Мы забегаем вперед.
- Kaç çıktı?
Ну что тут у нас?
Çıktın işte.
И вот ты здесь.
Artık bizden çıktı.
- Отсюда мы ничего не можем сделать.
Çünkü kanun eline o kalıpta bir korsanı son ele geçirişinde ortaya şu saydıklarım çıktı. Öfke, düşmanlık, hınç.
- В последний раз, когда стольже известный пират оказался в руках закона, это всколыхнуло волну гнева, вражды, ненависти.
Teslim oldukları zaman gemiye çıktım.
Когда они сдались, я поднялся на борт.
Girip çıktın, öyle anlaşmıştık.
Туда и обратно, как мы...
Siparişim çıktı.
Мой заказ готов.
Sonra, para isteyen Nijeryalı bir adam çıktı.
Оказалось, что это мужик из Нигерии, он просто денег хотел.
Tam o anda büyükbaba ortaya çıktı.
Затем вышел дедушка.
Maalesef, Ray'in planı, eğer yanılmıyorsam raydan çıktı, benim rastgele Stussy'min ölümüyle sonuçlandı. Bugün burada oturma nedenim de bu.
Насколько я понимаю, план Рэя сорвался и привел к его смерти из-за которой я и сижу здесь и сейчас.
Zincirler çıktı mı?
Кандалы сняты?
Onun emrine karşı çıktın Carrie.
Ты пренебрегла её приказом, Кэрри.
Nerdeyse üç katına çıktık.
Почти втрое.
Şimdi bu suç unsurları Zika virüsüyle iki katına çıktı. Bu pis kanı yayıyorlar tıpkı tıpkı daha önce AIDS'le yaptıkları gibi.
Эти же криминальные элементы сейчас удваивают ставки на вирус Зика, разнося эту заражённую кровь как..
Onun tüm ulusal güvenlik stratejisinin senin başının altından çıktığını düşünüyorum.
Думаю, её вся программа по нацбезопасности исходит прямиком из твоей головы.
Üzgünüm, bir işim çıktı.
Прости. Мне надо бежать.
Çıktın.
Ты свободен.