English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ D ] / Dağlara

Dağlara translate Russian

322 parallel translation
Evet, Kral John bazısını kılıçtan geçirmiş ama en zeki ve en ahlaksız olanları dağlara kaçmış.
Царь Иван предал некоторых мечу но некоторые самые хитрые и самые злые бежали в горы.
Ormanlardan geçip... bulutlara yükselen çok yüksek dağlara tırmanacağız.
Должны будем прорубаться через джунгли и карабкаться на горы, которые выше облаков.
Doğruca dağlara.
Прямо в горы.
Eşlerinize o dağlara mı çıkacağız dediniz?
Сказали вашим жёнам, что поедете туда.
İnsanlar ya dağlara çıkarlar veya sahillere inerler iki haftalık kamp malzemesini römorka yükledik ve hiç görmediğim bir yer için direksiyonu güneye kırdık.
Некоторые едут в горы или на пляж мы запаслись всем необходимым на две недели и отправились на юг в незнакомые мне места.
Ben dağlara geri dönüyorum.
Оцу, я иду в горы.
- Dağlara mı?
- К холмам?
Bütün dağlara ve koylara isimler verdik, ciddi kaşiflerin yaptığı gibi.
Мы давали имена горам и заливам. потому что так делали все первооткрыватели и мореходы...
Her Temmuz, hava sıcaklığı dayanılmaz olduğunda kadınlarını ve çocuklarını uzağa gönderirlerdi. Nehrin karşısındaki dağlara ya da, eğer mali güçleri yeterse, deniz kıyısına.
Каждый год, в июле, когда жара становилась невыносимой, они отправляли своих женщин и детей вверх по реке, к прохладным горам... или, если получалось, на морское побережье.
Dağlara bir uçak düşmüş, haberin var mı?
Ты слышал? - Да, они звонили в отель, искали добровольцев в спасательную группу.
Bak, Zachary. Hayatın boyunca hep dağlara tırmandın durdun. Bir aşağı bir yukarı, deli gibi, kemiklerini kırmak pahasına.
- Послушай, Захари, всю свою жизнь ты взбирался на эту гору, вверх и вниз, как ненормальный, переломал себе кости.
Gün doğar doğmaz dağlara bakarız.
Мы прочешем горы с первыми лучами солнца.
Neden biz de katılmıyoruz? Birkaç günlüğüne dağlara gideriz.
А почему бы и нам не попытаться, не пойти в горы на несколько дней?
Dağlara? Evet, dağları aradık, uh, uh, ormanları ve, uh, evleri, ve, uh- -
Ну, мы проверили горы... лес...
Dağların çok ötesinde, engebeli arazilerin gerisinde huzursuz bir şekilde kıpır kıpır olan "Doğu insanını" terk etmişlerdi. Bu insanlar, dağlara baktıklarında iki nehri ayıran bir sınır havzası ormana baktıklarında ev yapmak için kereste ve taşlı bir araziye baktıklarında da bir çiftlik görürlerdi.
Далеко за этими горами, за холмистыми равнинами они оставили людей Востока, людей, которые были неугомонны по-своему.
Aslında, ben de tam olarak bilmiyorum çünkü o dağlara hiç tırmanmadım, ancak ben şey... ben o söylenenlerin tam olarak doğru olduğunu sanmıyorum.
А мы никогда раньше не встречали людей гор. Скажите, Скалистые горы действительно такие высокие? Да, я, честно говоря, и не знаю, никогда там не был.
Hiç kimsenin olmadığı yüce yalnız dağlara.
Где нет ни души, еще нет.
Sonra da dağlara gideriz diye düşündüm.
А потом, я подумал, может, мы поедем на какое-то время в горы.
şehri terk ediyor ve bilmediğin bir zorunluluktan çekilerek yoldaşlarıyla yürüyor ormanlı dağlara varıyor silahları alıp kendisini hazırlıyor, yeni mücadeleye, ebedi mücadeleye alışıyor.
Он уехал из города и, движимый неизвестно чем, он идет, идет со своими товарищами, прибывает в горные леса, и там он вооружается, готовит себя, посвящает себя в новое,
Dağlara, göl kenarlarına ve plajlara hareket devam ediyor.
Поломничество в сторону гор, озер и пляжей все продолжается.
Şansımızı denedik ve sonra dağlara kaçıştık.
Мы улучили момент и бежали в горы.
Dağlara gidiyorlarmış.
Направились в горы.
Dağlara çıkalım o zaman.
- Полезем в горы.
Onlara dağlara gidin dedim, arazi çok geniş, başaramazlar.
Я сказал - загорай рядом с Гренсьерой.
Uykumuz kaçtığı için dağlara doğru bir yolculuk yapalım dedim.
Нам не хотелось спать, и я предложил ей прогуляться по горам.
Yıllar önce, yasak olmasına rağmen dağlara tırmandım.
Много лет назад я пошел в горы, хотя это запрещено.
- Dağlara tırmanması yasak.
Он сказал, что подниматься в горы запрещено. Да, конечно.
Yorgun dağlara yine çöktü gece,
Снова ночь идет Над горами сонными.
Seni dağlara gönderiyorum.
Я направляю вас в горный санаторий.
Senin Martin tavşan gibi dağlara kaçtı.
Твой Мартен удрал, как заяц, сбежал в горы.
Neden dağlara gidip biraz dinlenmiyorsunuz?
Поезжайте в горы, отдохните.
Tanrım, dağlara taşlara...
Господи, неужели она заболела?
Generellar ve albaylar Vietnamlıların dağlara ağır silah çıkaramayacağını sanıyorlardı
Генералы и полковники считали, что было невозможно для вьет... поднять орудия в горы.
Nehirler geçtim, yüksek dağlara tırmandım ve harika Kızılderililere esir düştüm.
Я пересек реки и перебрался через высокие горы... и меня взяли в плен замечательные индейцы.
Yeniden dağlara.
Назад в горы.
Dağlara sokayım!
Чертовы горы!
Ve dünyada bulunan krallar ve büyük adamlar ve zenginler, ve varlıklı olanlar ve güçlü ve özgür olan her kişi kendilerini mağaralara ve dağların arasındaki kayalık yerlere saklamışlardı. Ve dönüp dağlara ve kayalara dediler ki, "Üzerimize düşüp bizi şu an tahtta oturan hükümdarın varlığından kurtarın."
И цари земные, и вельможи, и богатые, и тысяченачальники, и сильные, и всякий свободный скрылись в пещеры и в ущелья гор и говорят горам и камням :
Dağlara ulaşmak neredeyse imkansız.
Передвижение в Скалистых Горах стало практически невозможным.
Fareler de dağlara gitsin.
Крысы идут в горы.
Dans ederek hızla dağlara çıkın.
Двигайтесь в танце к горе.
Git, git, cehennemin dibine git. Kan havuzuna, ateş denizine ve iğneden dağlara git.
Падай, падай, упади на дно Ада, в омут крови, море огня и горы игл.
Tekrardan o çorak kırların yoluna revan olmuştum ama şimdi, harbin geride bıraktığı intizamsızlığa rağmen Durance Vadisi'nden geçerek dağlara çıkan bir otobüs vardı.
Я начал свой путь через пустыри ; но сейчас, несмотря на разруху, в которой страна очутилась после войны, между долиной Дюранс и горами ездил автобус.
Tjuderler dağlara gömüldüler.
Воины чуди похоронены где-то там наверху в горах.
Şu anda onun bir motorla dağlara çıktığını sanıyordum?
Она выкарабкалась. Выкарабкалась? А что дальше, она вскарабкается на байк?
Sen yüksekten hoşlanmazsın, dağlara tırmanma Barry.
Ты не можешь покорить высоту, не взбираясь на гору. Заешь, что я думаю?
İlk adet görmeye başladığımda durdurmak için beni dağlara götürdün. Hiç evlenmedin.
Когда у меня должны были впервые начаться месячные, ты отвёз меня в горы -... как-то отдалить этот момент.
Gidip dağlara haykır. O senin kardeşin.
пусть все узнают – он ваш брат!
Bir kısmımız arkeolojik kazı için dağlara gidecek.
Через пару недель наша группа отправиться на археологические раскопки в горы.
- Dağlara döneceğim.
- Обратно в горы.
Köylüler her şeylerini alıp, dağlara kaçtılar.
Крестьяне забрали всё и бежали в горы.
Dağlara dikkat et!
Аккуратно, скалы!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]