English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ D ] / Dedikodu

Dedikodu translate Russian

1,392 parallel translation
Ben sadece... dışardan birilerinin, başkalarının aşk yaşamları hakkında dedikodu yapmasından nefret ediyorum.
Я просто... когда всякие посторонние лезут в чью-то любовь. { * }
Tamam, dedikodu yapmak için falan değil de, Adrianna'nın Navid'e ne dediğini duydun mu?
Так, не сплетничаю, но... ты слышала, как Адрианна называет Навида?
Sadece dedikodu, muhabbet için filan buradayım, yaptıklarımız hakkında.
Просто посплетничать, поболтать. Типа того.
- Dedikodu kasabası mı?
- "Город сплетен"
Hakkımda çok fazla dedikodu çıkıyor.
Вокруг меня ходит огромное количество слухов.
Sadece şikayet ve dedikodu.
Это - сплетня и жалоба.
Maktulle ilişki kurduğun yönünde ortalarda bir dedikodu dolanıyor.
— Сэм! Ходят слухи, что у тебя с покойной были отношения.
Dedikodu yapmayı sevmem ama belki bilmiyorsunuzdur.
Ну, я не из тех, кто сплетничает, но вы можете этого не знать.
Çatışmada ölen ajan Sam Martino hakkında bir dedikodu var.
Тот агент, который погиб в перестрелке, Сэм Мартино. Были разговоры.
Ortalarda bir dedikodu dolaşıyor da- -
- ну это просто потому, что вокруг ходят слухи...
Hem de birçok dedikodu var.
Они громкие.
Hepinizin birçok dedikodu duyduğunu biliyorum.
Знаю, до вас дошли слухи.
Aslında aklımda dedikodu yoktu.
Я не задумывался об отзывах.
Sadece dedikodu.
Обычные сплетни.
Bugün herkes hakkında çılgın bir dedikodu duydu mu?
Скажите, сегодня все услышали про себя безумные слухи?
Bu nasıl bir kötü dedikodu ki?
И чем этот слух плох?
Peki hangisi doğru dedikodu?
И о ком же была правдивая сплетня?
Doğru olan dedikodu ki bu o insanın hayatını mahvedecek. Pam hamile.
Правдивая сплетня и она испортит этому человеку жизнь... была о том что Пэм беременна.
Gerçek dedikodu Stanley'nin ilişkisiydi
Правда в том, что Стэнли Хадсон завел интрижку на стороне.
Tek yaptıkları dedikodu ve söylentileri yaymaktır.
Все, о чем они говорят - всего лишь сплетни и слухи.
Şu anda yalnızca düşük düzeyli bir dedikodu.
Сейчас это просто сплетня в какой-то желтой газетенке.
Gerçekten, Nate, milyonlarca defa ben de magazin sayfalarındaydım, ve asla dedikodu ve yalanı geçmedi.
Серьезно, Нейт, я была в желтой прессе тысячи раз, и всегда там были только слухи и ложь.
O sadece bir dedikodu.
О, это всего лишь... слух.
Dedikodu gazetesi New York'a döndüğünü söyledi ve Serena Van Der Woodsen'la çıkıyormuşsun.
До меня дошел слух, что ты вернулся в Нью-Йорк - и встречаешься с Сиреной Ван Дер Вудсен, никак не меньше.
Muhtemelen dedikodu yapmak içindir.
Удовольствие? Может просто хочет поболтать.
Dedikodu için değildir.
Не, поболтать он не захочет.
Onun, beraber rafting yaptığı, dedikodu yaptığı ve beraber striptizci avladığı bir sürü yakın arkadaşı vardır.
У него наверное есть куча голубых приятелей с которыми он только и делает, что трахается, болтает и убивает стриптизерш.
Ne zaman dedikodu dergileri okumaya başladın?
- С каких пор ты читаешь желтую прессу?
Bu sabah Hudson nehrinde olanlarla ilgili etrafta bir sürü dedikodu dolaştığını biliyorum.
И я знаю, что ходит много слухов о том, что же все-таки случилось этим утром на реке Гудзон.
Üçüncü sınıftayken, senin "dedikodu" olan halini hatırlıyorum.
Я помню, когда ты был еще в проекте.
Sadece bir dedikodu, ama evet, sanırım.
Просто слух, но, эм, да, я так думаю.
Toplanıp dedikodu yapıyorlar.
Они лишь разносят слухи.
Dedikodu.
О, сплетни.
Dedikodu bunlar.
Это слухи.
Gerçek mi dedikodu mu?
Правду или слух?
Dedikodu yaptığım için affedin.
Вы должны простить меня за сплетни!
Bir kere bile... ve sen aptal bi dedikodu duyuyorsun..
Меня это не волнует.
O yüzden unutmayın kalbinizde her ne kötülük varsa, onu gerçekleştirdiğinizde veya hile yaptığınızda veya hırsızlık yaptığınızda veya şehvete düştüğünüzde veya nefret ettiğinizde veya dedikodu yaptığınızda veya açgözlü olduğunuzda ya da yaptığınız her neyse ya da yaptığınız veya yapmayı planladığınız şey ne ise...
Так что, помните это, когда вы делаете что-то злое... или когда вы изменяете, крадете, ненавидите, сплетничаете, завидуете, или что вы там делаете, или планируете сделать, или сделали.
'Dedikodu'gazetesinin fotoğrafçısıyım. Bir kare alsam sorun olur mu?
Я фотограф из журнала "Сплетни" Не против, если я тебя щёлкну?
Burada, bir bombanın üzerinde oturduğuna dair bir dedikodu var da.
Ходят слухи, что вы сидите на бомбе
Bunlar dedikodu sayfası malzemesi.
Это просто пища для сплетен.
Ben dedikodu köşelerindeki yerinizi aldım değil mi? Evet.
Я обошел вас в светской хронике, так ведь?
Hepinizin inanmayı seçtiği bir dedikodu.
Слух, в который все вы верите.
Annie bu bir dedikodu değil.
Энни, это не слух.
Burada kalmaya ve erkekler hakkında dedikodu yapmaya ne dersin?
Как насчет того чтобы остаться здесь и посплетничать о мальчиках.
Führerim, bu sadece askerlerin uydurduğu bir dedikodu.
Это лишь солдатские сплетни.
Birçok yaşama etki eden bunca dedikodu ve yalanın ortasında insanların hâlâ gerçekle yalanı ayırt edebileceğine inanıyorum.
а потом в нее что-то завернуть? они сумеют различить настоящие сведениями и ложь!
Zaten hakkınızda çok dedikodu çıktı.
О вас и так уже сплетничают.
Sürekli bir şeyler hakkında konuşurlar, dedikodu yaparlar ama yakalamaları gereken noktayı yakalayamazlar.
Они часто начинают говорить про одно, потом про другое, потом про третье. И потом никогда не вспоминают, с чего начали. Бывает, вообще не вспоминают.
- Asılsız dedikodu.
- Грязные слухи.
Bölüm "Dedikodu" Çeviri : Johnny Mo
Офис. 6 сезон, 1 серия Сплетни [перевод : tosska]

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]