English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ D ] / Deki

Deki translate Russian

9,502 parallel translation
St. Kitts'deki en zengin adamlardan birinin oğluymuş.
- Его отец – главный богач на Сент-Китс.
Milwaukee'deki o adamlar Jeffrey'le eve gittilerse epey çaresiz olmalılar.
Ребята в Милуоки, походу, из кожи вон лезли, чтоб Джеффри домой затащить.
Bu Grand Rapids deki hesabım.
Это из моего банка в Гранд-Рапидс.
Evet, rızası var mı diye Cali'deki ilk sabah ona sordum.
Да, я попросил его благословения в Калифорнии.
Norton Lockerbee ve reşit olmayan nişanlısı, dansçı Cherry Grace vardı. Ve Remsensler, söylenene göre Adolf Hitler'in Berlin'deki evinde 1 hafta kalmışlardı.
Был здесь и Нортон Локкерби со своей несовер - шеннолетней невестой, тацовщицей Черри Грэйс и Ремсенсы, о которых поговаривали что они на неделю останавливались в доме Адольфа Гитлера.
Foyle Bir'deki tüm hastaların bir ana hemşiresi vardır.
За всеми пациентами первого отделения наблюдают санитары.
Sanırım bu Mumbai'deki Hindistan'ın Giriş Kapısı.
Думаю, это Ворота в Индию в Мумбаи.
Wisconsin'deki toplam MR makinesi sayısı...
ћилуоки, штат ¬ исконсин
Dade County'deki bir arkadaşımla konuştum. Emekli polis.
Я говорил с другом из округа Дэйд, он бывший коп.
Yeniden yerleştirme projesinin ilk aşaması olarak sizler Bucks County'deki eski Franklin Hastanesi'ne transfer edileceksiniz.
Это первый этап программы переселения, в ходе которого вас переведут в старую больницу Франклина в округе Бакс!
- Ray'deki sorun ; gösterdiği gerekçe.
Проблема в том, что у Рэя есть алиби.
Abernathy'deki bozulmanın bulduğu fotoğraf tarafından tetiklendiğini düşünmüştük.
Послушай, мы думали, что срыв Абернати вызвала та фотография.
Dün akşam Venice'deki bağış gecesinde... memurlar, park yeri ihlalinden düzinelerce park cezası kesmişler.
Прошлым вечером, на сборе средств в Венеции офицеры выписали десятки штрафов за нарушения правил парковки.
34-L-60 Argyle ve Franklin'deki kavşağa gelmeniz isteniyor.
Срочно нужен 60-й на пересечении Агрил и Френклин.
Oresh'i ABD'deki tanıdığı olarak kaydettirmiş.
В списке Ореш также есть поручитель из США.
Stajını bitirdikten sonra önce Hollywood Bölümü'ne ardından Valley'deki Narkotik Masası'na tayin edilmiştir.
После окончания испытательного срока, он перевёлся в Голливудскую дивизию, затем в отдел по борьбе с наркотиками в Долине.
Miami'deki evinden haberin var mı?
Тебе известно о квартире в Майами?
Uyuşturucuları orada bulduklarını duydum. Miami'deki dairede.
Я слышал, что там нашли наркотики... в квартире в Майами.
Miami'deki Dade Country firari barınağından arıyorum.
Я звоню из приюта округа Дейд в Майами.
1962'deki bu dövüşler... -... kazananlar bunlar mı?
Эти бои в 1962... они победители?
Bodmin'deki seçimler için geldiler kesin.
Несомненно, она в городе ради выборов в Бодмине.
Truro ve Bodmin'deki herkese yetecek kadar.
- Достаточно на весь Труро и Бодмин?
Ruhn Laboratories'ın İngiltere'deki bir numaralı adamı.
Он британский вицепрезидент Ruhn Laboratories.
Pippin'deki siyahi adam.
- Да. Да.
Aynı zamanda Southern Wind'deki parasıyla gizliden Lumetherm'in yüzde 19.3'üne de sahip.
Так же он владеет 19,3 % акций в Lumetherm, полученные через долю в Southern Wind.
Geçen perşembe Merrill'deki blok işlemi görmüş müydün?
Помните, в четверг Merrill провёл блочную торговлю?
Axe Capital'deki bilgi toplama araçlarınız neler?
Как вы используете в Акс Капитал мозаичную теорию?
Escalante'deki karakolumuzu pusuya düşüren orospu çocuğu bu.
Сукин сын устроил засаду на нашем посту в Эскаланте!
Arnold'a bir keresinde ailemle Cornwall, Pendeen'deki sahile tatile gittiğimizi söylemiştim.
Я рассказал ему о выходных в моей семье. На побережье Пендин в Корнуэлле.
Bu ve Fayetteville'deki Harrys denen eleman. Sürekli McGovern faşistin teki deyip duruyor.
Эта и ещё та, где какой-то Харрис из Файетвилля твердит про то, какой Макговерн фашист.
Collective'deki görevi nedir?
Кем она работает в Коллэктив?
- Hayır Richie. Mercer'deki o geceyi düşün.
Помнишь, когда рухнул "Мёрсер"?
Basın utangaçlığı ve kahraman olarak anılmak istememesi nedeniyle Mildred sadece, 2008'deki ölümünden kısa süre önce bir röportaj vermiştir.
Избегая прессы и не желая, чтобы ее называли героем, она все же дала интервью незадолго до своей смерти в 2008 году.
Biz Axe'ı yakalayınca belki Çinliler de bir güzellik yapar ve Çin'deki bir yemeğe senin adını verirler.
Может быть, когда прижмём Акса, произойдёт обмен... В твою честь назовут блюдо в Китае?
Sıkıştırılmış Makine'deki dosyaları çıkartmak muazzam bir işlem gücü gerektirir. Ki şu anda buna sahip değilim.
Потребуется огромное количество вычислительной мощности, которой у меня сейчас нет.
Merkez'deki tüm kameraları görüyor olmalısın.
Мы должны подключиться ко всем камерам в участке.
Merkez'deki kameralar sayesinde gerçek bir gözetim testi yapabiliriz.
С этими камерами в участке, мы сможем провести тест видеонаблюдения.
Şimdi de 4E'deki kızı rahatsız ediyor.
Он теперь привязался к девушке из 4E.
Dedektif, Krupa'nın 4E'deki komşusu Mary benimle görüşmek istiyormuş.
Соседка Крупы из квартиры 4E, Мэри. Она хочет встретиться.
24. Cadde'deki Meydan Eczanesi'nden arıyorum.
Да, здравствуйте, я звоню из аптеки на 24-й улице.
Hem antiviraller hem de bir araştırma merkezinden insan gribi virüsü içeren bir sevkiyat Albany'deki bir laboratuvara yönlendirilmiş. O günden beri laboratuvarın kapı duvar.
Как антивирус, так и груз с человеческим вирусом из исследовательской лаборатории были перенаправлены в лабораторию в Олбани, которая с тех пор прекратила работу.
Mount Sinai'deki laboratuvardan yeni antiviralleri getirdim.
Новые противовирусные из лаборатории в Маунт Синай.
- Bern'deki restoran.
Ресторан в Берне.
Fort Meade'deki herkes saniyeler sonra peşimizde olacak.
Теперь за нашими задницами откроет охоту весь Форт-Мид.
Ama Kongre'deki bazı arkadaşlarımın endişeleri var.
Но некоторые мои коллеги в Конгрессе обеспокоены.
City Memorial'deki sağlık çalışanlarına başkanlık binasındaki herkese ve iyileşmemize müsaade edip bizi rahat bırakan medyaya da teşekkürler.
Медицинский персонал Сити Мемориал, каждого в офисе мэра, СМИ за предоставленное время, чтобы передохнуть и начать процесс восстановления.
Adam Warren'ın DNA testini yapan City Memorial'deki doktor...
Доктор Сити Мемориал, который проверял ДНК тест Адама Уоррена.
Bu St. Louis'deki hastaneden.
Это из больницы в Сент-Луисе.
- Hem de Eddie'nin dediğine göre Illinois'deki en güzel penis ondaymış. - Aynen öyle.
- Именно.
Kendisi Hastings'deki Frances DuFresne Galerisinin sahibi.
– Привет.
Ayrıca, ne zaman Hastings'deki... bir "Sanat Galerisi" nin önünden geçsem...
Ты оставила это в кабинете. Кто это?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]