Değersiz translate Russian
1,223 parallel translation
Biz sadece değersiz Lassiter'ini çalıyoruz.
Если только это не выглядит так, будто мы крадем ваш бесценный Лассетер
Ve onlara sor bizim için değersiz bir antikayı almak isterler mi
Посмотрим, может они заинтересуются в сбыте бесценного артефакта ради нас
Bir kısmı uydurma... Bir kısmı ise değersiz... ve bazı sırlar var- -
И что-то из этого вымышлено и что-то из этого не определить и есть секреты -
Biz boncuğu değersiz sanıyorduk.
Слушайте, сейчас я буду толкать важную речь. Ты, оператор, не прекращай снимать!
Syd, Mike seni değersiz buluyor.
Сид! Майк сказал, что ты барахло.
Değersiz hayatımın iki nedenden dolayı bende kalabileceğini söyledi.
Она сказала, что оставляет мою вонючую жизнь по двум причинам.
Daha önce de söylediğim gibi değersiz hayatının sende kalmasına iki nedenden dolayı izin verdim.
Как я уже сказала, я оставляю твою вонючую жизнь по двум причинам.
Bu 40 yıldır bizim paramızdı şimdi sen kahrolası batılı bunun değersiz olduğunu mu söylüyorsun?
Мы копили их 40 лет! Хочешь сказать, что они ничего не стоят, засранец? !
ve değersiz ayrıntıları da. Yani zarif Maria tapınılacak ayak parmaklarını okyanusa daldırıyor. Bir kraliçeye layık ama mütevazi bir jestle, eteğini kaldırıyor...
Мария входит в морские волны омыть свои восхитительные ноги и одним жестом - царственным, но стыдливым, поднимает свои юбки.
Başka bir deyişle, bunlar tamamen değersiz.
Иначе говоря, все это не имеет никакой ценности.
Babamın söylediklerinden sonra kendimi çok aşağılanmış ve değersiz hissediyorum.
Я чувствую себя настолько ничего не стоящим и дешевым после его оскорбленний.
Bizim gibiler için değersiz olmak öyle çok kötü bir şey değil.
Быть дешевым не не такая плохая вещь, по крайней мере всем "нравимся" мы.
Değersiz olsak da ayakta kalmalıyız.
Мы должны держать свою целостность несмотря на то, что бы быть дешевым
Anormal ve iğrenç bir durum... değersiz bir alternatif yaşam tarzı için... kandırıldığını reddediyorsun... Dilerim, benim utancım ikimiz için de yeterli olur.
В свете вашего ненормального и омерзительного состояния и ваш отказ видеть то, что вы были втянуты в альтернативный образ жизни.....
Düşün bakalım, ufacık dairen ve değersiz maaşınla benimle yaşayabilir misin?
Думаешь, что можешь меня удержать в дерьмовой квартирке и никудышной зарплатой?
Öyle çekmeceye atılacak değersiz bir incik boncuğa benzemez.
Это не безделушка, которую можно просто бросить в ящик.
- Değersiz.
- Недостойное?
- Fabldan farklı birşey. Bu değersiz sanat eserine sahibim.
"Заберите меня туда, где не смогу стоять я"
Senin kadar değersiz olduğumu mu düşünüyorsun?
Думаешь, я так же бесполезна, как ты?
Değersiz bir başyapıt bile alamıyorum.
Не могу купить даже один ничтожный шедевр!
Ne olmuş o değersiz taşa?
Так что это за бесполезный камешек?
Değersiz ada incik boncukları ve 42 beden bir keten takımla beni satın alabileceğinizi mi sandın?
Ты правда думаешь, что от меня можно откупиться какой-нибудь ерундой, типа летнего льняного костюма, 50-го размера?
- İlacınız değersiz.
- Ваша медицина ничтожна.
- Sadece şimdi bu işten vazgeçmeni ve şu gemi dediğin değersiz hurdayı yok olmaktan kurtarmanı söyleyecektim.
- Только сказать вам выбыть, немедленно и спасать то ничего не стоящее барахло, которое вы зовете кораблем от разрушения.
Fez, bak, Red'in kıçını öpmeye başlamalısın biraz, yoksa senin sınırdışı edildiğinden emin olacak o benim kıçımı öpmeli, değersiz kızını elinden kurtardığım için
Фез, слушай, старик ты бы начал уже немного целовать зад Реда или он начнет убеждаться в том, что тебя надо депортировать Это он должен целовать мне зад за то, что я забрал у него его дрянную дочь.
ben değersiz değilim, seninle yatmak istemiyorum
Я не такая уж дрянная, я не буду спать с тобой.
Eğer bu değersiz zencide bile iki cep telefonu varken... o... çocuğuna nasıl daha fazlasını satabileceksin ki?
Значит, если даже у нищего ниггера есть два мобильника... сколько этого дерьма еще можно продать?
Hayatımız halıdan daha değersiz mi?
Мы что, стоим дешевле какого то вшивого коврика?
Ve o değersiz grup, daha üsttekiler tarafından bizden kurtulmak için kiralanmışlar.
Они решили от нас избавиться потому, что компания, с которой они ведут дела, работает на нас.
Böyle değersiz bir yer için, hayatımızı riske attık.
[Рисковать жизнью из-за подобной помойки...]
Onlar arkadaş ve takım çalışması gibi değersiz şeylere bağlı kaldılar!
Даже тогда, когда я подчинялся этим дурацким правилам дружбы и команды!
Ama değersiz bir mermer, Kuni-kun.
Но это худшее мраморное изделие, Куни-кун.
Yine de.. yine de tüm bunlar... Gözlerinden... O yeşil gözlerinden akan zehirden, daha değersiz.
Всего сильней твоих отрава глаз, зеленых глаз.
Aklım hep o değersiz dekatlon yarışlarında.
Мой ум все еще роется в деталях всех этих бесполезных фактах олимпиады.
O halde, bacaklarımızı minik tüylerle süsleyecek ve birkaç değersiz eşyamızdan başka verecek bir şeyimiz yokken neden ölümcül savaşını sürdürmek niyetinde?
Так почему он стремится довести свою смертоносную войну до конца, даже из могилы... когда нам ничего не осталось отдать, кроме нескольких нестоящих безделушек, нескольких маленьких перьев для украшения наших ног?
- Siktimin psikopatı işte, 200 poundluk değersiz yağ yığını.
Гребаный псих. 200 фунтов никчемного сала.
Gençliğimizin değersiz hazinelerini inceleyelim mi?
Посмотрим на бесценные сокровища нашего детства?
Pazarlamacılarımdan yalan söylemelerini istemem ya da kendilerini başarısız hissetmelerini,.. ... yani kendilerini değersiz hissetmelerini istemem.
Я не заставлю своих служащих лгать, и я всегда буду уважать их, и не позволю топтать их и унижать.
Seni korumak için cennetin soyundan gelen yüce güç yaşadığım sürece uyanacakve geceleri yatacağım ve sadece rüyalarda senin tatlı değersiz hayatını cennetin içinde veya yeryüzünde göreceğim
И моли Бога о том, чтобы он защитил тебя от меня. Пока я жива, а жить я буду долго, я буду засыпать и просыпаться с мыслью о том, как превратить твою глупую жалкую жизнь в ад.
Biliyor musunuz, şöyle bir dönüp değersiz yaşantıma... ve tanıdığım tüm kadınlara baktığımda onların benim için yaptıklarını ve benim onlar için ne kadar az şey yaptığımı düşünüyorum.
Знаете, когда я вспоминаю всю свою короткую жизнь, и всех женщин, которых я знал, я не могу не думать о том, сколько они сделали для меня и как мало я сделал для них.
Ölümsüz savaş dünyasında nasıl dövüşeceğini bilmeyen birisi... değersiz bir yaşamdır.
Тот, кто не желает сражаться в этом мире вечной борьбы, недостоин жить!
değersiz biri olduğu.
она принадлежит к отбросам общества.
O adamların benim için değersiz olduğunu biliyorsun.
Ты же знаешь, что эти для меня ничего не стоят.
Pislik! Baştan aşağı değersiz!
Для тебя нет ничего святого!
Başka bir şey mi beklediniz değersiz bir Kağıt parçasından başka?
Вы ожидали чего-то иного, кроме обесцененных бумаг?
Değersiz bir binlik için araziyi devretmeyi kabul ettiğine beni inandırıyorsunuz.
И я должен поверить, что покойный согласился отдать землю? !
- Bir dakika. Hangi değersiz arazi?
- Что за бестолковая недвижимость?
İnsanları yalancı şahitlere, değersiz bilgilere ve gammazlamalara dayanarak ölüme mahkum ediyoruz.
Мы выносим людям смертные приговоры, на основе ложных показаний экспертизы... на основе грязной науки, показаний тюремных стукачей...
Degersiz kulunuzu kabul edin, günahlarimi affedin ve bana bu zalimle savasmak için güç verin.
Прости все грехи мои. И помоги мне одолеть это зло!
Aslında çok değersiz şeyler.
Любопытный факт :
Gerçekten, onlar değersiz.
Вообще-то эти будут маловаты.