English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ D ] / Dinner

Dinner translate Russian

59 parallel translation
Ben de Duke'le beraber "My Dinner with Andre." de gerilmiştim.
То же самое мы с Дюком думали про "Мой ужин с Андре".
Tamam, yemek zamanı.
Okay, it's time for dinner.
- Yemekten sonra ortadan kayboldun.
- You disappeared after dinner.
Önümüzdeki ay Dinner-Theater yapımcılığın çektiği Costa Mesa'da gösterime girecek "Salesman" filminde Willy rolündeyim.
Я играю Вилли в "Продавце" в театре-кафе в Коста Меса весь следующий месяц.
"Winner, winner, chicken dinner."
"Выйгрыш есть - можно поесть"
Winner, winner, chicken dinner. İşte budur!
Выйгрыш есть - можно поесть.
"Winner, winner, chicken dinner."
Есть! "Выйгрыш есть - можно поесть"
Winner, winner, chicken dinner.
"Выйгрыш есть - можно поесть".
"Winner, winner, chicken dinner." Çok güzel.
"Выйгрыш есть - можно поесть". Отлично.
Winner, winner, chicken dinner!
Выйгрыш есть - сможем поесть!
Winner, winner, chicken dinner! İşte karşınızda.
Выйгрыш есть - можем поесть!
Birisi teşhircilikten diğeri ise cumartesi akşamı Dinner Key'deki konserinde küfürlü konuşmasından dolayı.
Один - за появление в непристойном виде в общественном месте. Второй - за использование нецензурной лексики во время концерта в зале "Dinner Key" субботним вечером.
Yemek yedik, onu görmüş oldum.
We had dinner, I got to see her.
Tıbbi bir işlem yapacağız yemek yemeyeceğiz.
This is a medical procedure, not a dinner date.
Çeviri : nazo82 Shagrathian İyi seyirler.
True Blood s04e02 You Smell Like Dinner / Ты пахнешь как ужин русские субтитры TrueTransLate.tv
Bree ve New York'tan arkadaşlarıyla yemeğe gideceğim.
I have dinner with Bree and her friends from New York. So?
Yemek yer sonra da hemen eve döneriz.
So, just a quick dinner, and then we go straight home.
Görünüşe göre ödediğim her kuruşa değecek.
I can see this dinner is going to be worth every penny.
Adam yemeğin ödediği her kuruşa değdiğini söyledi.
The guy even said, dinner with us is worth every penny.
- Hayır, biftek alırsınız.
- No, no... buy yourself a steak dinner.
Ardından bütün kısa hikâyelerini zevkle okuduk tabii geçen yıl çıkardığı Breakfast for Dinner da dâhil olmak üzere.
С тех пор он радовал нас небольшими рассказами, в том числе прошлогодний рассказ "Завтрак на ужин".
Randy, aile yemeğine katılmayacak mısın?
Randy, aren't you going to come join your family for dinner?
Aferin, çok iyi iş çıkarmışsın!
Hey, gold star. You win a chicken dinner.
'Name That Dinner Guest'ile bir toplantım vardı.
У меня была встреча с "Угадай, кто пришёл на обед"
Siz "Late For Dinner" mısınız?
- Эзра Шнайдер.
"Late For Dinner" mı?
Опоздал на ужин?
Akşam yemeğinde düşündüm de... Şu korkunç yemekte. Ivy ve Küçük Charles arasında bir şeyler olabilir gibi geldi.
I thought at dinner... at that horrible dinner seemed like, something might be going on between Ivy and Little Charles.
Akşam yemeği.
Dinner.
Erkeklere akşam yemeği vereceğiz. Daha normal görünecek böylece.
We ought to give the men dinner.It will make it more normal.
Bayan Patmore'a haber vermeden bu yemeği çıkardık başına.
It's only that we've forcedthis dinner on Mrs Patmorewithout warning.
Açık hava piknikleri ve akşam yemeğinden sonra poker geceleri beni aynanın içinden "Kırda Öğle Yemeği" tablosunun içine düşmüş gibi hissettirse de.
Even if the combination of open-airpicnics and after-dinner poker make me feel as though I've fallenthrough a looking-glass into the Dejeuner Sur L'Herbe.
Yemekten sonra poker mi?
Poker after dinner?
- Barrow bir gece akşam yemeğine bir arkadaşının geldiğini söyledi.
Barrow mentioned a friend ofyours came up for dinner one night.
Yemeğe değil ama onu yemekten sonra eve getirdim.
Not for dinner but I brought herto the house after dinner.
- Yemekten sonra mı?
After dinner?
Yemeğe gidebiliriz belki.
Dinner, maybe.
Yemek için bana katılmak ister misin?
Care to join me for dinner?
Yemeği kaçırdın hayatım.
You missed dinner, hon.
Yemek neredeyse hazır.
Dinner's almost ready.
- Yani yemeğe vaktimiz yok.
Um, so, no time for dinner.
Cavit seyahatteyken neredeyse hiç güvenliği olmuyor ve her gece, yemekten önce havuzda yüzüyor.
Javid's traveling with virtually no security, and he takes a swim every night before dinner.
Yarın gece, odasında yemek yiyeceğiz.
Dinner in his room tomorrow night.
Aptal şöför, beni Hoboken Dinner Tiyatrosuna götürdü.
Мой придурочный водитель зачем-то увёз меня в Кабаре Хобокена.
The Simpsons 26x10 Akşam yemeğine gelen adam sync, corrected by elderman Translated by wild _ cobragirl
Симпсоны, сезон 26, эпизод 10. The Man Who Came to Be Dinner / Человек, который пришел чтобы стать ужином Дата выхода - 4 января 2015 = = sync, corrected by elderman = = @ elder _ man Перевод
Ben Murphy's Dinner'dan Marcy.
Звонит Марси из Закусочной.
Akşam yemeğine ne istersiniz?
What do you and the kids feel like for dinner?
Bu sefer yemek için geldiğinizi umuyorum.
Joining us for dinner this time, I hope?
[Jinx Titanic Super 8 Cum Shot - You Smell Like Dinner]
Переведено на движке Notabenoid Переводчики : wishera, Quatra, opel, Mekc, julah, Agcooper, green _ zone, GriKa, castle, Vitalogy
Yemeğe de gelmedin.
You didn't come home for dinner.
Friday Night Dinner S2B7 : "Noel Özel Bölümü" Çeviri :
Перевел San9142 aka nopegetout Оригинальные субтитры предоставлены MemoryOnSmells
Başka bir şey yemeyecek misin?
Cake for dinner?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]