English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ E ] / Eté

Eté translate Russian

200 parallel translation
Eté, André, 25 Mayıs 1903, Marbouie Eure-et-Loir.
Эттендре. Родился 25 мая 1903 года в Марбуи.
... gardiyan Simmons ve Reeves'in kaçtığını ofisime haber verdiği zaman derhal harek ete geçtik.
Когда мне сообщили, что Симонс и Ривз бежали, мьI предприняли немедленньIе мерьI предосторожности.
Birazcık ete ve kana büründün ve sonsuz evrende gitmektesin.
Вот как вы можете это сделать, частица плоти и крови, затерянная в бесконечной вселенной.
Her ay sadece ete ne kadar para verdiğimi düşün 100,000 frank.
Знаете, сколько я плачу за мясо каждый месяц? - 5 тысяч франков.
Müthiş bir görkem ve muhteşemliğin ete kemiğe bürünmüş haliydi.
Это было великолепно, и великолепие всё нарастало.
Tanrım verdiğin ete layık değilim, ben.
Господи, я не достоен есть твою плоть.
Etinin sertliğini, patatesinin yağlılığını şarabının sirkevari tadını, ilk başta aşevlerini çağrıştıran bu küçültücü sıfatların ve onlarla birlikte anımsanan üzüntü, sefalet, fukaralık, ihtiyaç utancın yavaş yavaş anlamlarını yitirmesi patates kızartmasına dönüşen yağın, ete dönüşen sert şeyin şaraba dönüşen bu sirkevariliğin seni etkilemeyi bırakması üzerindeki etkisini yitirmesi biraz zaman aldı.
чтобы все эти уничижительные прилагательные, напоминающие о дешёвых столовых, постепенно потеряли свой смысл и чтобы печаль, горе, бедность, нужда, стыд, которые неразделимо связаны с жирными чипсами, жёстким мясом, прокисшим вином, перестали задевать тебя, оставлять на тебе свою печать.
Kereviz ete girdi mi tam süper oluyor!
А если корова поднимает хвост и туда всовывается сельдерей, то это ещё лучше.
Kereviz ete...
Сельдерей!
Ete vurdum ve bu hoşuma gitti.
И мне это понравилось.
Bu alan... arkeolojinin büyük tehlikelerinden birini gösteriyor, ete kemiğe değil ama arada sırada bu da olur...
В этом заключается одна из великих опасностей археологии, иногда грозящая жизни и здоровью...
Derisi tamamen soyuldu ve ete kadar dayandı.
Кожа, почти, вся слезла и осталось красное мясо.
"Kaplan marka kahve verir insana neşe Kaplanlar bile bir fincanını tercih eder ete."
"Настоящий кофе - без особенных хлопот. Даже тигр" Тигр "мясу предпочтет."
Artık videonun ete bürünmüş halisin.
Tы стал воплощением видеослова
Videonun ete bürünmüş haliyim.
Я - воплощенное видеослово
Ve artık videonun ete bürünmüş halisin. Ne yapman gerektiğini biliyorsun.
И раз ты стал воплощенным видеословом ты знаешь, что тебе нужно делать
Ete benziyor.
Выглядит, как мясо.
Sütle beslenmiş ete tek kelimeyle tapıyorum!
Я просто обожаю мясо вскормленных молоком детёнышей.
Yarın kamp için ete ihtiyacımız var.
Нет. Завтра нам понадобится мясо.
Pişene kadar ete katıyen dokunamam.
Я не прикасаюсь к мясу, пока оно не приготовлено.
- Ete karşı zaafı var gibi görünüyor.
- Похоже, ему нравится говядина.
Bu hafta Öğle Yemeklerinde Ete Selam özel programımız var.
На этой неделе у нас особый "Салют мясным закускам".
Ayrıca kafa derisinden sarkan bir ete takılı büyük bir kafatası parçası vardı.
Большой кусок черепа висел на обрывке скальпа.
Sütyeninin içindeki kırmızı ete bir an bakmak için teslim olabilirim.
Я не смогу побороть желание увидеть вас без блузки.
Siz kaplandığınız ete değmezsiniz!
Вы не достойны данной вам плоти!
Çürür. Beni sadık yapan, ete olan aşkım.
Именно моя любовь к плоти помогает мне быть верным.
Gel buraya, seni ucuz küçük fahişe. 3 şey zevklidir : Et yemek, et sürmek, ve ete et koymak.
Я получаю радость, когда ем, когда еду верхом и когда вкладываю плоть в плоть.
Ete bürüneceğim!
Я стану воплоти!
Artık ne ete, ne aşçılara, ne de servis yapanlara güvenim yok.
Моему мяснику. И повару. И в моих горшках.
Ete ihtiyacım var!
Мне нужно мясо!
Bebeğin ete ihtiyacı var.
Ребёнку нужно мясо. Да!
Kan ve ete olan açlık... iştahı içini yakıyor mu?
Ты алчешь крови, плоти.
Şahane kıçlı Mary Magdalene'i söylemiyorum bile. Siyah ete karşı hassasiyeti vardı, bilmem anlatabildim mi?
Ќе говор € уже о грудастой ћарии ћагдалине. ќна неровно дьшала к цветньм.
Fras pazardan aldığım bu kurtulmuş ete bayılacaksın.
О, Фрейз тебе понравятся продукты, которые я купил в фермерском магазине.
Ete yakın.
В поисках жертвы.
Ete yakın, Hampstead Heath.
В поисках жертвы.
ve Molière, kendi kızıyla evlenen ensest yapan bir ahlaksız. ve şeytanın ete kemiğe bürünmüş hali.
Воплощение Сатаны!
Ben fırındaki ete bakayım.
Проверю-ка я жаркое в духовке.
Şu ete bak.
Ты погляди, сколько мяса!
Pigme şempanzelerinin biseksüel cinsel sürtünmelerini tartışırken... ete karşılık seks alışverişinden bahsediyorsunuz.
В главе, где описываются прикосновения карликовых шимпанзе к половым органам друг друга, говорится о сексе в обмен на мясо.
İç çamaşırını ete batırdınız.
Вы замочили его трусы в мясе.
Hank'e karşı düzenlenen ete batırma komplosu kimin planı?
Кто придумал замочить его трусы в мясе?
İç çamaşırını ete batırmak.
Замочить трусы в мясе?
Bir süt kartonundaydı, ama ete benziyordu hani?
Она была в коробке из-под молока, но выглядела, как мясо?
Beslenmek için taze ete ihtiyaçları var gibi görünüyor.
" Похоже, им нужна свежая плоть.
İçindekilere karşı değilim. İnsanların ete ihtiyacı vardır.
Доставать продукты изнутри - это нормально, людям нужно мясо.
Ve ben Lucifer'im ete kemiğe bürünmüş şeytan.
А я Люцифер дьявол во плоти.
Seni bu tatlı ete * vururken görmeden önceydi.
Но потом он увидел, как вы обжимаетесь с той сладкой булочкой.
* O ete bürünmüş başmeleğim. *
Он мой архангел во плоти!
Ete benziyor.
Говядина, кажется.
"Kocaman bir ete acıktığınızda..."
"Хотите взять в рот что побольше"?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]