English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ F ] / Fındık

Fındık translate Russian

492 parallel translation
St. Petersburg opera salonu için yazdığı, Fındıkıran isimli bir bale eserinden alıntılmış danslardan oluşmaktadır.
Это набор танцевальных номеров, взятый из балета с тем же названием "Щелкунчик", который он когда-то сочинил для Петербургской Оперы.
Fındık faresine aldırmayın.
не обращайте внимания на соню.
Onun payı toplamın yanında fındık fıstık kalır.
Это мелочь по сравнению с общей суммой.
Tüm menü tereyağlı, balık için de tereyağı ya da fındık ezmesi kullanıyorum...
Все блюда на сливочном масле. Щука под белым соусом,..... эскалоп на пережаренном масле...
Bir fındık fişeği için fazlasıyla titriyor.
Он пьет. Его трясет, я бы ему не доверил и хлопушку!
Kabı şeker, fındık meyve ve oyuncakla doldurup bir ağaçtan sallandırıyorlar.
В горшок кладут конфеты, орехи, фрукы и игрушки, и вешают ее на дерево. Как прекрасно!
Şu hindileri besleyelim... Çikolota, fındık ve konyak.
Шоколад, орехи, коньяк.
Fındık kıran.
Крекеры.
Ağaçlar, bu fındık çalılığı...
Деревья, орешник этот...
Belki de Kai dağlarında fındık toplamalısınız!
Шли бы собирать орехи в горах Кай.
Küçük bir fındık ağcım vardı
У меня было маленькое ореховое дерево
- Sırf küçük fındık ağcımı
- И все ради
Bu Chico fındıklarını sizin için topladık Prenses.
Мы для тебя собрали. - Орехи тико. - Всё для тебя.
"Oh, Tanrım, bir fındık kabuğunun içinde kısılı kalsaydım... " Yine de sayardım kendimi sonsuz boşluğun efendisi... "Yeter ki görmeyeyim şu kötü rüyaları."
Даже заключенным в скорлупу ореха, я чувствовал бы себя повелителем бесконечности, если б не мои дурные сны.
- O içkiyle fındık iyi gider.
Ты должен закусывать, чтобы не захмелеть.
Fındık kıracakları!
Щипцы для орехов!
Kötü rüyalar görmeyecek olsam, bir fındık kabuğuna sığabilir ve kendimi sonsuz evrenin kralı sayabilirdim.
O бoжe! Заключитe мeня в скopлyпy opexa, и я бyдy чyвcтвoвaть ceбя пoвeлитeлeм бecкoнeчнoсти... Ecли бы тoлькo нe мoи дypныe cны.
Danimarka bir zindan ve o bir fındık kabuğunda yaşamayı tercih ediyor.
Дaния - тюpьмa, и oн xoчeт cпpятaтьcя в cкopлyпy opexa.
Fındık kabuğu, kuş yemi ve balık.
Ореховая скорлупа, семя для птицы и земляные моллюски.
Sosisli sandvic! Sosislinizi alın! - Fındık!
"Ред-хот", покупайте "Ред-хот"!
Herkes fındık ezmeli ve jöleli sandviç yapabilir, ama genelde jöle bir taraftan taşar, ve adamın eli tamamen yapış yapış olur.
Каждый может сделать бутерброды с ореховым маслом и желе, но по закону подлости, бутерброд падает маслом вниз... и вся работа идет на смарку.
Biraz daha fındık lazım.
Нужно ещё немного орешков пекана. Они готовы.
Fındık ezmeleri doğal mı?
Они натуральные?
Fındık ezmeleri doğal mı?
Полностью натуральные?
Örnekleri huş ağacı, fındık ağacı ve salatalıktır.
Например берёза, лесной орех или огурец.
Havaya fındık atıp ağzıyla yakalamaya çalışırken dişini kırdı böylece tatilimizin son gününü acil bir dolgu yapması için dişçi arayarak harcadık.
При этом, умудрившись сломать зуб, поэтому последний день отпуска мы провели в поисках стоматолога, который бы срочно поставил коронку.
O fındık kıçını tam buraya yerleştir.
Давай-ка эту замечательную маленькую попку сюда.
Belki bu fındık size kırması epey zor gelebilir.
Вероятно, мой орешек не покажется Вам слишком крепким.
Sıcak şekerlemeyle kaplı olsa... daha çok sevmez misin... ve kremşanti tepecikleriyle, fındık fıstık... ve bütün bu ufalanmış şeyler pelte haline getirilse?
Но ведь правда же, тебе оно нравится больше с сиропом и горами взбитых сливок, и с колотыми орешками и крошеными печеньями сверху?
- Küçücük bir parça fındık bile yese...
- Стоит лишь надкусить орешек...
- Biraz fındık al.
- Вот немного орехов.
- Fındık ha!
- O, орехи!
Hazel ve Filbert. ( Fındık türleri )
Хэйзел и Филберт.
Dört kap hindistan cevizi, dört kap fındık ve bir yemek kaşığı Makolata kullandım.
Кладут четыре стакана кокоса, четыре стакана орехов и столовую ложку Моколата
Arabası boş bir fındık kabuğu Gri üniformalı bir sinektir arabacısı Böylece her gece dört nala geçer aşıkların kafasından ;
Она не больше агата, что у мэра в перстне, она в упряжке из мельчайших мошек катается у спящих по носам.
Kendi rızalarıyla deri yavrukurt üniformaları giymekten hoşlanan ve bir taraftan birbirlerine fındık başlı çekiç ile vururken diğer taraftan kedilerine sakso çektiren yetişkinlere bulaşmayacağız.
Мы не будем без причины доставать людей которые любят переодеваться в кожанные костюмы Бой-Скаутов и бить друг друга по голове молотками по-очереди отсасывая своему коту.
Fıstık, badem, fındık.
Арахис, миндаль, кешью.
Toprağın altına, fındık kabuğunu doldurmayacak sorunlar ve kininizle mi girmek istiyorsunuz?
Вы хотите что бы вас опустили в землю.. со всеми недовольствами и мелкими вещами, которые вообще не имеют значения.
Bu yarım kafeinli, duble, fındık ezmeli şişmanlatmayan, köpüksüz, ekstra sıcak-sütlü ( latte ), doğru mu?
Это полу-кофеиновое, двойное, немного ореховое обезжиренное, без пенки, со шляпкой, подогретое латте, правильно?
Hayır fındık kabuğunda böyleyim.
Нет, это я в скорлупе.
Ben bu fındık kabuğuna nasıl girdim?
Как я попал в эту чёртову скорлупу?
Ne tür bir kabuk bu böyle? Fındık bundan hoşlanmışmıdır?
Что же это за скорлупа такая?
Kurabiyede birkaç fındık olduğu dikkatini çekti mi?
Ты заметил, что в этом бисквите меньше лесных орехов?
Bu ekmekte fındık var.
В этом хлебе орехи.
Çünkü Maine'de bir tanıdık bazı birinci sınıf kaşındırıcı yapış yapış bitkiler gönderecek.
У меня здесь парень из штата Мэн может прислать супер жгучие липучие растения.
Şunu bilmelisin ki benim çok sevgili Katerina Matveyevnam artık insanlar arasındaki sınıf çatışmaları genel olarak sona ermiş durumdadır ve ezik halkların kurtuluşları çok yakındır.
" олько знайте, любезна € ≈ катерина ћатвеевна, что классовые сражени € на сегодн € шний день в целом завершены и час всемирного освобождени € настает.
- Fındık fıstık.
- Цepкви.
Arındırıldıkları pek çok vasıf, kararsızlık, kendini keşfetme, bilinmeyen,... hayatı yaşamaya değer kılan vasıflardandır.
Многие качества, которые они ликвидировали... неопределенность... самопознание, неизведанность... многие из этих качеств делают жизнь привлекательной.
Ben, fındık arayan, bir sincabım, sadece
Я всего лишь бедная пешка.
Ben onun kriz anında yapıldığını biliyorum ve bu adam burada oturup fındık yemeyi seçmiş.
... этот человек предпочитает сидеть в баре и грызть орешки.
Fındığı kırmaya çalışan bir sincaba benziyor.
Похоже ты набросился на него как выдра на моллюска.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]