Gözyaşları translate Russian
1,186 parallel translation
Gece, kapısının önünde, gözyaşları içindeki annemi gördüm.
Ночью я видел маму... стоящую в дверях, печальную.
Kalbimde dökülen gözyaşlarına yer yokken rüzgar esmeye devam ediyordu.
Mada kokoro no hokorobi wo Iyasenu mama kaze ga fuiteru
Evet. Sör Trevor Ainsley "Denizcinin Gözyaşları" nda
Сэр Тревор Айнсли в "Слезах Моряка".
"Denizcinin Gözyaşları" yla ilgili bir yazı okumuştum.
"Слёзы Моряка". Кажется я читал на него рецензию.
Sör Trevor Ainsley'nin "Denizcinin Gözyaşları" ndaki başarısı... onun tek kelimeyle mükemmel, falan filan.
"Первоклассная игра сэра Тревора Айнсли в Слезах Моряка... характеризует его как..."
Çok üzgünken bile, gözyaşlarını silmek için yanındaydım.
И когда она грустила, я была рядом, чтобы осушить её слёзы.
Hayır, hayır, öyle sahte gözyaşlarıyla beni kandıramazsın.
Heт, нeт, нeчeгo лить кpoкодилoвы cлeзы.
Gözyaşlarını gözlerimde sakla, çünkü
[Звучит песня по радио в автомобиле]
" Yastığındaki gözyaşlarını çok uzun zaman önce kuruttun.
" Слезы на щеке давно высохли.
Yanaklarında hala gözyaşlarının nemi duruyordu üstelik, morarmaya bile başlamıştı.
Ее щеки все еще были мокрыми от слез... хотя она уже начала синеть.
O gözyaşları hayallerimizin gerçekleşmesine yardımcı olacaksa, onlardan pişmanlık duymayacağız.
И если наши слезы - цена за наши грезы Мы их не пожалеем
Gözyaşlarımı durdurmaya çalışırken mutlu çift için gözyaşı döküyormuş gibi yapmaktan başka çarem yoktu.
У меня не было выбора кроме как воспользоваться моментом... и выдать эти слезы за слезы счастья за эту пару.
Anneciği beni gözyaşları içinde aradı..
Поэтому я не мог понять, когда ее мать позвонила мне вчера в слезах.
" Döküyorsun timsah gözyaşları
И тьы полон нежности Морского крокодила
Yanında hayatının aşkı olmadan nefes bile almak istemeyen bir adamın gözyaşlarını dökmelisin.
Тебе нужны слезы. Слезы мужчины, который просто не может жить без своей любимой!
Derdin ki ; ağlayın ki gözyaşlarınız ağzınızı temizlesin.
Ты говорила : плачьте, это хорошо, что вы плачете.
Onu sevdiğini öyle masumane bir şekilde söyledi ki....... babam gözyaşlarına boğuldu.
Говорила ему, что любит его, так невинно... что у папы слёзы на глаза наворачивались.
Şimdi gözyaşlarını sil bakalım.
Ну же, вытри слезы.
onun kızgınlığına ve gözyaşlarına dayanmalıyım.
Воспротивиться её гневу, её слезам.
İçinde tuttuğun gözyaşlarının bir nehir oluşturduğunu bileceğim.
Я знаю, что внутри ты обольёшься слезами.
Buna göre gözyaşların birincil kortikal düğümünden kaynaklanan bir arızanın sonucu olarak ortaya çıkıyor.
Согласно этому, ваши слезы были результатом сбоя в вашем основном кортикальном узле.
- Ben çocukken, babam bana ateş yağmurunun atalarımızın gözyaşları olduğunu anlatmıştı, tekrar birleşebilme hasretiyle.
- Когда я была ребёнком,..... мой отец сказал мне, что огненный дождь - это слёзы предков,..... которые ищут встречи с нами.
Yüzünden gözyaşları akarken, bizim güçlü tanrılar olduğumuzu kabul etti.
С жалкими слезами на своем лице он признал, что мы всемогущие боги.
- Bunlar mutluluk gözyaşları, Red.
- Это слёзы радости, Ред.
Öyleyse ajandamı alıp Çarşamba gününe gözyaşları koyayım.
Может тебе было бы полезно. Хорошо, запишу себе в календарь. Немного слез в среду.
Tamam. Ama burası biraz soğuk. Gözyaşlarıyla sırılsıklam olacaksın.
Хорошо, но это пробирает до костей, и ты промокнешь от слёз.
Gözyaşlarımı tutamıyorum.
Слезы в моих глазах мешают мне видеть.
Bunlar mutluluk gözyaşları mı?
Ты плaчeшь oт cчacтья?
Gözyaşlarını sil tatlım, bu gece benimsin.
Не плачь, пупсик. Сегодня ты мой.
- Kan, ter ve gözyaşları.
- Кровь, пот и слезы. - Это точно.
İlk defa gözyaşlarıma engel oluyorum.
Впервые в жизни я была лишена своих слёз.
Söylemek isterim ki, Pelagia mutlu ama akmasına izin vermeyeceği gözyaşlarıyla dopdolu ve hiçbir doktorun iyileştiremeyeceği bir kederle.
я хотел бы сказать, что Пелагея счастлива, но она полна страданий, от которых не может избавиться... и боли, которую ни один доктор не сможет вылечить.
Aksın Gözyaşlarım, Dedi Polis adındaki kitaptan bahsediyordu.
Эссе было о книге "Лейтесь слёзы, - сказал полицейский"
* Ve gözyaşları dolduruyor gözlüklerini, *
Слезы наполняют их стаканы.
Mutluluk gözyaşları, şu andan itibaren içinde bulunduğum durum.
Слезы счастья, теперь я счастлива.
Silin gözyaşlarını, terkedilmişlik hissi hafifler böylece.
Вытрите ему слезы, он будет чувствовать себя не таким заброшенным.
Gözyaşları ve gözyaşları.
Слёзы, слёзы...
Gözyaşlarımı durduramamıştım.
Просто не мог остановиться.
Bir fikir bu, günün birinde Gözyaşlarımda, rüyalarımda
Есть мечта, когда-нибудь в моих слезах, в моих снах.
Roger gözyaşlarına boğuldu.
Роджер расплакался.
Bütün gülümsemeler gözyaşlarına dönüştü.
- Все улыбки превращаются - В слезы
Tamam, gözyaşları başlamadan ben buradan gitsem iyi olacak. Dur biraz.
- Я поехал, пока не потекли реки слёз.
# Öyleyse gözyaşları neden dedim?
# А я, "Так че ревёшь?"
Ve sanki gözyaşlarım akıyormuş gibi hissediyorum.
Внутри себя я ощущаю как по моим щекам текут слёзы.
Bu büyük ulusun potansiyelini daha önceki liderlerin.. .. nasıl düşürdüğünü gördükçe, insanların gözyaşlarına .. dur deme zamanının geldiğini düşünüyorum.
Потенциал, который я вижу в людях этой великой нации, и то, как их подводили большинство их лидеров, уже может вызвать слезы на ваших глазах.
Eğer kederle döktüğüm gözyaşlarımı görebiliyorsan kalbinin bir köşesinde yer almama izin ver.
Мальчик. Если ты видишь мои горькие слёзы,
İnsanlar bunun korku gözyaşları olduğunu düşünmüştü.
Все думают, что те слезы Христа были слезами страха.
Palyaço gözyaşları, bebeğim.
Слёзы паяца.
"Denizcinin Gözyaşları" Hatırlıyor musun?
- Помнишь её?
Bulamadığım için seni arayarak uyandım ve yüzüm gözyaşlarından sırılsıklamdı.
Моё лицо было все в слезах.
Sil gözyaşlarını.
Вытри слезы.