English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ H ] / Hour

Hour translate Russian

121 parallel translation
Söyledim ya, The Dazzledent Hour.
Я вам рассказывала, "Час с зубной пастой Даззлдент."
Take your time, l'll be gone an hour or so.
Спасибо.
Edna, öğretmenler odasında happy hour var.
- Эдна, пошли в бар.
Eh, Roz, bize katılır mısın diyecektim ama, görüyorum ki sen "happy hour" unu yapmışsın bile
Роз, я бы предложил к нам присоединиться но похоже, у тебя и так выдался час счастливого общения.
I'm due for in an hour.
- Суд будет через час.
- In an hour?
- Через час?
Ve her bir saatlik savunma için 3-4 saat hazırlık gerekiyor.
И каждый час доказательства требует трех - четырех часов подготовки. And each hour of testimony requires three to four hours of preparation.
Onu daha önceki egzersizlerden tanıyorsunuz.
Известный вам по программе "POWER HALF HOUR"
Bobby'nin meşhur hareketi bu!
Бобби сделал их знаменитыми в "POWER HALF HOUR."
Her gece happy hour ve canlı müzik vardır.
Там проходят живые концерты.
Ama ben aptal değilim.
But I'm not suiting up in the 1 1 th hour.
Ben, Brian Griffin The Lunch Hour'u dinliyorsunuz. Zihinleri beslemek için.
- Брайан Гриффин, вы слушаете "Обеденный час", мы подаём пищу для ума.
Dinleyici, The Lunch Hour'dasıın. Siparişini alabilir miyim?
Вы попали на "Обеденный час." Могу я принять ваш заказ?
The Lunch Hour'u dinlediniz.
Это был "Обеденный час."
Karşınızda The Lauch Hour, ben sunucun..
С вами обеденный час...
The Lunch Hour programı olduğunu sanmıştım.
А это, должно быть, "Обеденный час"?
Mr. Venezuela makes six bucks an hour at best! Okay?
Мистер Vinnyswaler зарабатывает 6 баксов в час, в лучшем случае.
Rush Hour 1, Rush Hour 2?
Час пик 1, Час пик 2?
Eli Scruggs, neredeyse bir saat kadar kamyonetinde oturdu... Beni kurtarmak için, hiçbir şey yapamadığını düşünerek, harap oldu...
Eli Scruggs sat in his truck for almost an hour, devastated that he had done nothing to save me.
'Happy Hour'u dinliyorsunuz.
Вы слушаете "Счастливый час".
Lehner News Hour kanunun, Kongrenin, hatta Başkanın, yani herkesin üstünde olduklarını söyledi.
Алан Гринспэн сказал, что они - выше закона, Конгресса, Президента, всех.
İçki içmediğini söylediğini sanıyordum.
I thought you said no happy hour.
Bir de Happy Hour.
Смешные напитки. Когда в баре скидки.
" ve topluluğumuz binlerce yıl yaşayabilir, konuşmasına devam etti,'Bu onların en iyi saatleri.'"
" and its commonwealth lasts for a thousand years, men will still say,'This was their finest hour.'"
Son yarım saatte üçüncü kaka.
Third poop in the last half hour.
I'm about half an hour on board the ship.
Чеpез пoлчаса я сажусь на кopабль.
Horizons barında happy hour var, ne dersiniz?
Что если мы отправимся прямо в "Хорайзонс" на "счастливый час"?
Cadde'deki bir kahve dükkanına. Ajandasına göre de bir sonraki buluşma bir saat sonra.
To a coffee shop on 7th, and according to her calendar, her next meeting is in about an hour.
Amatörlermiş gibi geliyor.
It's like amateur hour with these two dopes.
Gospel Hour radyosu Kearney'in ilk metodist kilisesinden Papaz Bill O'Connor'ı ağırlamaktan mutluluk duyar.
Евангельский час рад приветствовать пастора Билла О'Коннора Первой Объединенной церкви Кирни.
"Comedy Central" da "Charlie Sheen Taşlaması" "5-hour Energy" ve "FIFA Soccer 12" nin katkılarıyla sunulmaktadır.
Спонсор передачи - энергетик 5 hour energy и FIFA 12.
Yarım saat bile olsa etrafında insanlar oluyor.
Even if it's only for a half an hour, just, just to be around people.
Her Çarşamba gecesi "happy hour" olurdu.
Каждый вечер среды у них был Вечером напитка за полцены.
Bay Brown, farkında olduğunuz gibi,... son dokuz ay, the Hour'ın gidişatını ve tutumunu belirlemekle geçti.
Мистер Браун, как вы уже могли понять, последние девять месяцев мы пытались отстаивать и поддерживать направление, боевой дух и мораль "Часа".
ITV'nin, programı taklit girişimlerine karşıIık The Hour hala kendi alanında örnek teşkil ediyor.
... и, несмотря на попытки iTV пригладить взгляды и вид программы, "Час" все еще образец в своей области.
İyi akşamlar ve the Hour'a hoş geldiniz.
Добрый вечер и добро пожаловать в "Час".
- The Hour'ı izlendiğinizde, neredeyse... - Fazla sakin.
Когда видишь "Час", он такой... гладкий.
The Hour'ı kimin kurtardığını unutma, Hector.
Не забывай, кто спас Час, Гектор.
Bir The Hour hayranı.
Поклонник Часа.
Onun The Hour'a geri dönmesini hepinizin hoş karşılayacağını umuyorum.
И я надеюсь вы все его снова примите в Час.
Tebrikler, The Hour az önce büyük bir haber patlattı.
Поздравляю. У Часа есть только испорченная история.
Eğer Bay Madden'ı the Hour'dan çalmaya çalışırsanız...
Если вы попробуете украсть мистера Маддена из Часа
Bay Lyon the Hour'ın yeni eş-sunucusu.
Мистер Лайон новый соведущий Часа. Интересно
The Hour çok etkileyici.
Час очень впечатляющий.
Son dokuz ay, The Hour'ın gidişatını ve tutumunu belirlemekle geçti.
Последние девять месяцев были испытанием : мне нужно было поддерживать развитие и боевой дух "Часа".
- Bay Mosley için uygun bir zaman. - Ya da The Hour için.
- Созревшие для целей мистера Мосли.
The Hour.
Это "Час".
Bay Brown The Hour'da konuşma özgürlüğüne'hayır'diyor.
Мистер Браун говорит нет свободе слова в "Часе".
The Hour çığır açtığı için değerli.
"Час" ценят за свежий взгляд.
Teknik olarak hala'happy hour.'
Время веселья еще не закончилось.
Frederick Lyon, The Hour.
Час.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]