English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ I ] / Inatçı

Inatçı translate Russian

1,971 parallel translation
Vampir geni inatçı.
Вампирский ген очень упрям.
Taub'u da inatçılığı için hakaretle ve biraz şamarla tedavi et sonra da beyin yetmezliği için çalıştırmaya başla.
Лечите Тауба оскорблениями и легкими шлепками от упрямства, и обучением - от отказа головного мозга.
Belki de, güçlü inatçı birisini kontrol altına alması mümkün olmayacak.
Ему не справиться с сильной и своевольной.
Ama oğlan inatçı.
Он упрямый.
Nasıl bu kadar inatçı olabilir.
Как он мог быть столь упрямым.
Kendi tarzlarını sürdürmekte çok inatçıdırlar.
Они упрямы и настаивают на собственном пути.
Bir süredir çok inatçı davranıyordum ve birlikteyken ne kadar iyi bir çift olduğumuzu unutmuşum.
До недавнего времени я была несколько упряма и не видела, как нам было хорошо вместе.
Aptal, inatçı, insan Kenzi'yi!
Глупая, упрямая девчонка Кензи!
Ben de inatçıydım.
И я была упрямой.
Ve epey inatçıyımdır.
И меня довольно сложно переyбедить.
Jules, şu inatçı piç kurusunu hastaneye yollayabilir misin, lütfen?
Джулс, не могла бы ты отвезти этого упрямого ублюдка в госпиталь, пожалуйста?
Bu kilit biraz inatçı.
Упрямый замок попался.
Ancak maskemizin arkasındakini gören inatçı bir pilot vardı.
Но был один упрямый пилот, который раскусил нашу маскировку.
Ayrıca inatçısın ve tartışmaya bayılıyorsun.
Кроме того, ты упрямая и-и-и постоянно споришь.
- ve inatçıyım.
И я остановлю их.
Bence bu inatçı küçük kızın, hiç korkusu yok.
Я способен думать только о том, что эта упрямая девчушка ничего не боится.
Ollie inatçılık ediyordu.
Олли упрямничал.
Neden bu kadar inatçısın?
Тогда за что ты воюешь?
Kavga etmeyi ve inatçılığı mı?
Упрямству? Агрессии?
Bunu asla kabul etmeyeceksin çünkü çok inatçısın.
Ты никогда не признаешься в этом, потому что ты чертовски упрямая.
Aristokrasi, inatçılığıyla hayatta kalamadı.
Не твердолобость помогла выжить аристократии.
Oldukça inatçıyım.
Очевидно, я упрямый.
Yeni eyalet savcısına gidip Childs'ın inatçılığı hakkında onu hazırlamalıyız. Ben konuşurum.
Поэтому мы должны встретиться с новым окружным прокурором, и подготовить его к бескомпромиссности Чайлдса.
Hayatımda tanıdığım en güçlü, en inatçı adamdır.
Он самый сильный, самый упрямый человек, которого я встречал за всю жизнь.
Sen gerçekten inatçının tekisin.
Ты совсем невыносима.
Kendisi aptal ve inatçıdır.
Он глуп и упрям.
Çok inatçı.
Упрямая.
Erkeklerle birlikte olmayan inatçı, orta yaşlı bir fahişesin.
Ты упрямец среднего возраста, который не хочет обслуживать парней.
Söylediğim tek kelime bu haftaki turunda Ben'in burada birkaç inatçı çiftçiyi kendi tarafına çevirdiğiydi.
Я как раз говорил, что Бен произвел фурор среди агрессивно настроенных фермеров по результатам этой недели.
Ben de inatçıyımdır.
Я упряма.
Sanırım inatçı biriyim.
Наверное, я просто упряма.
Çok inatçıydı, muhalifti. Arkadaş edinemedi muhtemelen.
Очень упрямый, дерзкий, с людьми, скорее, не ладил.
Çok inatçısınız ve burada istenmiyorsunuz. Harika.
Ты настойчивый и тебе здесь не рады.
Düğmeler biraz inatçı.
С этими пуговицами так трудно. Позволь мне...
Şöyle ki, ben aslında neredeyse yok etmek üzere olduğun 200 dolarlık jantları kurtarmaya çalışıyordum. Zira ne yaptığın konusunda hiçbir fikrin olmadığını kabul edemeyecek kadar inatçıydın.
Я пытался сохранить для твоих родителей ту часть обода за 200 баксов, от которого почти ничего не осталось, так как ты слишком упрямилась признаться, что понятия не имеешь, что делаешь.
İnatçılık, ödün vermemek sevdiğimiz niteliklerdir.
Упорная, бескомпромиссная. Мы очень ценим эти качества.
İnatçılığı yok etmek benim uzmanlık alanım değil.
Слушай, Том, снятие арканов - не моя специализация.
İnatçı da olabiliyorsun.
И ты бываешь упрям.
General Eisenhower endişelenmenizi takdir ediyor. İnatçı herif.
... но они не могут отсрочить вторжение из-за одной лишь фразы.
İnatçısınız, kolay kolay ölmesiniz.
Ты слишком упрям.
İnatçılığını benden almışsın, ve gururunu da.
Ты унаследовала свою гордость и упрямство от меня.
İnatçının teki diyorlar onun için!
С ним так не встретишься.
Soğuk kanlısın. İnatçısın.
Вы хладнокровны и решительны.
Hey, hey! İnatçı olmayı kes, olur mu?
Перестань быть упрямым сукиным сыном, ладно?
İnatçıdır.
Довольно однообразно.
Mary, bu kadar inatçı olma.
Мэри, не упрямьтесь!
İnatçı mı?
Упрямство?
Çok inatçı bir kanserim olduğu aşikâr.
Совершено очевидно, рак у меня живучий.
İnatçı migrenin mi var yoksa?
У тебя что, хронические мигрени?
İnatçı biri.
Она упряма.
İnatçılığınızı alkışlıyorum, Dr. Barnes ama zihnimin en ücra köşelerini taradım ve ne sizden ne de kendimden hiçbir şey saklamıyorum.
Ну, я приветствую Вашу настойчивость, доктор Барнс, но я поискал в отдаленных уголках моего мозга и я ничего не скрываю от Вас или от себя.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]