English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ J ] / Jones

Jones translate Russian

3,732 parallel translation
Jones bu sabahki çağrıdan sonra oldukça sarsıldı, değil mi?
Джонс была довольно потрясена на вызове этим утром, да?
Şey Amirim, bir saniyeniz varsa eğer,... sizinle Jones hakkında konuşmak istiyorum.
Слушайте, Шеф, если у вас есть минутка, я хотел поговорить с вами о Джонс.
Amir Jones bizi savunması imkansız bir duruma soktu ve keşke bunu yapmamış olsaydı.
Шеф Джонс поставил нас в неловкое положение, и я действительно хотел бы, чтоб он не делал так.
Baksana, seni Jones ile konuşurken gördüm.
Я видела, ты говорил с Джонс недавно.
Jones vardiyadan hareket veya başka bir şey çalışmak için bazı teçhizatı ödünç aldı
Джонс позаимствовала некое снаряжение со смены, чтобы попрактиковаться или что-то в этом роде.
Bana söz verin. İlçe Bölge Amiri Jones saygısızlıktan hiç hoşlanmaz.
Вы сообщаете об этом, я подписываю бумаги для ее перевода, оставлю это на своем столе к утру.
Jones!
Джонс.
Jones. Bunu yapamam.
Джонс, я не могу сделать это.
Jones.
Джонс.
Bu not Rebecca Jones'un dairesinde sizin için bırakılmış.
Эта записка была оставлена вам в квартире Ребекки Джонс.
Demeye çalıştığım şey, Jones gibi tutkulu ve kararlı birisi nasıl olur da kendinden vazgeçebilir.
Как кто-то, как Джонс, такая целеустремлённая, такая решительная, как она могла просто... поставить на себе крест?
Sizce Jones'un Dawson'a bıraktığı notta ne demiş olabilir çocuklar?
Парни, как думаете, что Джонс написала в той записке Доусон?
Jones Mollys'e uğradı.
Джонс зашла в Молли.
Jones 51'e ilk geldiğinde başı sıkıştığında yardım için geleceği kişinin ben olmadığımı net olarak ifade etmiştim.
Когда Джонс только пришла в 51-ую, я сразу дал ей понять, что я не тот, к кому можно обращаться за помощью.
Jones'un dolabını temizlemeni istiyorum.
Нужно собрать вещи Джонс.
Jones'la ilgili ama.
Это касается Джонс.
Jones'un dolabını temizlememiz lazım ama malum "cinsiyet hassasiyeti" senin için sakıncası yoksa tabi?
Нужно собрать её вещи, но в виду различия полов, ты не против?
- En azından bu kadarını Jones'a borçlu olduğumuzu düşünmüyor musunuz?
- Парни, вам не кажется, что вы должны Джонс хотя бы это?
Jones'a borçluyuz derken ne demek istiyorsun?
Что ты имеешь в виду под "мы должны Джонс"?
Sadece Jones gibi sağlam bir kızın babası tarafından nasıl kırılma noktasına getirildiğini bilmek istiyorum.
Я просто хочу понять, как такая сильная девушка как Джонс позволила отцу довести её до предела.
İçinizden birinin vardiya sonrasında bu eşyaları Amir Jones'un ofisine bırakmasını istiyorum.
Мне нужно, чтобы кто-нибудь из вас отвез эти вещи шефу Джонсу после смены.
Kim Jones mu?
Кто, Джонс?
Ne dersiniz, vardiyadan sonra hep beraber gideriz ve bir kaç el bowling oynarız. Bilirsiniz, Jones'un şerefine.
Может, после смены все сходим в поиграть в боулинг, ну, в честь Джонс.
Jones ve diğer şeyler hakkında...
После... Джонс и всего остального?
Jones'un pozisyonu senin için bir seçenek değil.
Место Джонс тебе не подойдёт.
Jones'a kadeh kaldırırız.
Мы могли бы выпить в память о Джонс.
Jones ile ilgili tüm bu olanlar, bilirsiniz işte...
Этот случай с Джонс...
Umarım Jones'un ağabeyleri,... babalarının kolayca bundan sıyrılmasına izin vermezler.
Надеюсь, братья Джонс, не дадут отцу так просто отделаться.
Lütfen birisi ondan Jones'a bunu ne için yaptığının hesabını soracağını söylesin.
Скажите, кто-нибудь заставит его ответить за то, что он сделал с Джонс?
Merak ediyorum, Rebecca Jones'u kaybetmek Hennry Mills hakkında duyduğun suçluluk hissinin birazını geri mi getirdi?
Не удивлюсь, что смерть Ребекки напоминает тебе о чувстве вины, которую ты испытываешь к Генри Миллсу.
Amir Jones.
Шеф Джонс?
Jones'u intihara sürüklediğimizi söylüyor ve ben de bunu yutacağım öyle mi?
Он сказал, что мы довели Джонс до самоубийства, и я должен это проглотить?
Andy Darden, Rebecca Jones...
Энди Дарден, Ребекка Джонс...
Jones'a.
За Джонс.
Jones!
Джонс!
Jones'a babasının neyin peşinde olduğunu anlattığım için üzgünüm.
Прости, что сказала Джонс о том, что задумал её отец. Мне правда жаль.
- Evet. Bugün Jones geç kaldı.
- Джонс опаздывает.
Her şey hallolur Jones.
Определяйся, Джонс.
Selam Jones. Teğmen Casey.
Джонс, привет, это лейтенант Кейси.
Sonra sen yaralandın Jones'un senin yerini alışını görmek zorunda kaldın... ve hepsinin üstüne kız da kılın teki.
Потом у тебя была травма, ты вынуждена была наблюдать, как Джонс занимает твое место, это она во всем виновата.
Jones'la bir alıp vermediğim yok.
Я не держу зла на Джонс.
Jones'tan haber alan var mı?
Кто-нибудь слышал что-нибудь от Джонс?
- Amir Jones. Teğmen Casey.
Шеф Джонс, лейтенант Кейси.
Jones ile ilişkiye geçir onu, olur mu?
Сведи ее с Джонс, сделаешь?
- Jones ile her şey yolunda mı? - Ah evet.
- С Джонс все нормально?
- Jones.
- Джонс.
Jones'un yeri senin için bir seçenek değil.
Ты не сможешь занять место Джонс.
Amir Jones'un kızı adayınızın başına gelenler için üzüldüm adamım.
Жаль твоего стажера, дочку шефа Джонса.
Jones'un kızıyla yaşadıklarınızdan sonra bile mi?
Даже после того, что случилось с дочкой Джонса?
Bayan Mercedes Jones'u sunuyorum.
голос мисс Мерседес Джонс!
Jones! Jones yavaşlasana! Haydi!
Джонс, остановись.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]