Kalküta translate Russian
79 parallel translation
Kalküta'daki bir olayı hatırlıyorum da...
- Помню, в Калькутте...
Yolcu uçağı tarifeli Kalküta - Paris seferini yapmaktaydı.
Самолёт совершал регулярный рейс из Калькутты в Париж.
Olay olduğunda Kalküta'daydım... ancak şimdi gelip yeni birini yerleştirme fırsatım oldu.
Я был в Калькутте, когда все это случилось и только сейчас смог найти замену.
Biliyor musun, Kalküta'da her sekiz dakikada bir insan açlık nedeniyle ölüyormuş.
Ты знал, что в Калькутте... каждые восемь минут от голода умирает один человек?
Kalküta'da birlikteydiler.
В Калькутте они были вместе.
Orta Kalküta.
Центральнaя Калькуттa.
Utanç içinde Kalküta'ya gönderildi.
С позором отправленный в Калькутту.
Kız Kalküta'da...
Она в Калькутте...
Kalküta...
в Калькутте...
Kalküta'da tanınmıyor.
В Калькутте его никто не знает.
Kalküta'nın kadınları ne kadar beyaz!
Какие они белые, женщины Калькутты!
Aşıkları Kalküta'dan...
Её любовники в Калькутте...
Kalküta'da kalmak istiyorum.
Я хотел бы остаться в Калькутте.
Veya seni Kalküta'da saklayabilirim.
Или я могу оставить вас в Калькуттe.
Burada, Kalküta'da.
Здесь, в Калькутте.
Villanın hizmetçilerini Kalküta'ya geri göndermek zorundaydı.
Разве она приехала не на виллу посольствa? Там она только спала.
Kalküta'ya asla geri dönmedi.
Он прибыл нa последнeй лодкe?
Kalküta'nın kara deliği!
О, чёрная дыра Калькутты!
- Kalküta'ya.
- В Калькутту.
Burası Kalküta gibi.
Тут как в сраной Калькутте.
Kalküta Hindistan'da.
Калькутта в Индии. Ладно, Вест-Индия.
Kalküta'dan ayrılmalıyım. Hem de yakında.
Я должен покинуть Калькутту и очень скоро.
Karaçi, Kalküta, Madras, Bangalor.
Карачи, Калькутта, Мадрас, Бангалор.
Kalküta'da durum iç savaş gibi.
В Калькутте, практически, идёт гражданская война.
Kalküta'ya.
В Калькутту.
Kalküta'dan git, Gandi!
Убирайтесь из Калькутты, Ганди!
Yarın her yaştan beş bin Müslüman öğrenci burada Kalküta'da barış için yürüyüş yapacak.
Завтра 5000 студентов-мусульман всех возрастов пройдут по Калькутте с демонстрацией за мир.
Kalküta'daki karakuyu.
Чёрная Дыра Калькутты...
- Kalküta kara deliğinde saati 2.5 sterlinden mi?
За 2.50 в час, в какой-нибудь сраной дыре?
Beyefendiler, bunlar Beers koleksiyonun Kalküta'daki üretiminin fotoğrafları.
Господа, на этих фотографиях производство "Моды от Пивцов" в Калькутте. - Ну вот, допрыгались
Bayanlar ve baylar, Kalküta'ya hoş geldiniz.
Уважаемые дамы и господа, добро пожаловать в Калькутту!
Meraklı bir sokak pasaklısı olan Angelique Bones'e göre, Kalküta'ya giderken yanında sadece bir diş fırçası, cüzdan, denizaşırı bir bavul ve bir uçak bileti almış.
Анжелика Боунс, любопытная шлюха из его квартала, уверяет, что при нем была только зубная щетка, саквояж и билет на самолет в Калькутту.
Cecilia ölmemişti. Kalküta'da bir gelindi o.
Сесилия была жива, она вышла замуж в Калькутте.
Nasıl desem! Her gün Kalküta sokaklarındaki fukara çocuklar gibi badi badi mi yürüyeceğim?
Я что, должен весь день ходить в грязном, как попрошайка на улицах Калькутты?
Aynen Kalküta gibi.
Как в Калькутте.
Kalküta Müzesi'nde sergileniyor.
Этот топор выставлен в музее Калькутты.
Bir Keresinde Kalküta'da bir barda hayatımı kurtardı.
Она спасла мне жизнь однажды в баре в Калькутте.
Burası Kalküta
Здесь теперь Калькутта -
Bundan daha da kötüsü, Kalküta ve Bengaldeş'in doğusuna kadar olan bölge ise, 60 milyon insanı barındırıyor.
Еще хуже, в Калькутте, и к востоку, Бангладеш, этот район покрывает жилища 60-ти миллионов человек.
Yüzbaşı Oldknow onunla Kalküta'da evlenip buraya getirmiş.
В Калькутте вышла замуж за капитана Олдноу. А он привез ее в этот дом.
Ratatouille filminden ratatouille. * Kalküta'nın Çocukları filminden tavuk tandır.
У нас есть рататуй из "Рататуя", и цыпленок тандури из "Рожденного в борделе".
Kalküta'da bir köprü vardır.
В Калькутте есть мост.
Hooghly nehri üzerine kurulmuştur. Bu nehir, Howrah şehriyle... Kalküta'yı birbirine bağlar.
Он соединяет берега реки Хугли, и связывает город Ховрах и Калькутту.
Kalküta, Hindistan.
Калькутта, Индия.
Ama hayır, Kalküta'da yenisin.
Этого не может быть...
Bir ambulans Kalküta'ya dönüyor.
Они хотели умереть вместе.
Kalküta, benim için bir umut biçimine dönüştü.
Я не знал, что вы существуете.
Kalküta'dan çok uzağa görevlendirileceksin.
Вы - тот, кого им надо забыть. Как в Лахоре.
Issız Kalküta'da Venediklinin ismi.
Через несколько дней.
Ve sıcaklık bir kez daha Kalküta sıcağıydı.
Затем она, должно быть, прошлась по аллеe. Халат нашли на пляже.
... Paris'e giden gece yarısı trenlerinin ve vapurların ve Kalküta çarşılarının kokusunu alırsın, ve...
океанского парохода, или базара в Калькутте...