Kağıtlar translate Russian
1,576 parallel translation
Kağıtları hâlâ imzalamadın mı?
А, ты уже подписала бумаги?
Siz ise istifa ettiniz ve kağıtlarınızı zararına satmaya başladınız. Şirkete karşı oynuyordunuz.
Вы ушли с работы, и стали играть на понижение, ставить против компании.
Aldığınız kağıtlar yükselmiş.
Акции, которые ты купил, выросли.
Artık sıra FED'dekilerin etkileyici görünüşte kağıtlar hazırlamasına gelmiştir.
В свою очередь, в ФРС выпускают множество своих презентабельных бумажек.
Kağıt üzerine baskı biçimi sıkıntı vermektedir, çünkü bu bilgiyi dağıtmak için kağıtları dolaştırmanız gerekir ve kağıt yığınları oluşur, bu yığınlar ağırlaşır ve taşınmaları pahalıya mal olur.
Форма бумажной распечатки ограничивает, поскольку для её распространения требуется перемещать эту бумагу, а большое количество бумаги занимает место, и транспортировка стоит довольно дорого.
{ \ cH4411FF } Bunlar normal iskambil kağıtları ya da sıradan güçler değil.
Это не обычные карты, не обычная сила...
Neşeli duvar kağıtlarını çok ucuza aldım.
Вишневые обои - удачное приобретение.
Bu gece bu kağıtların imzalanması için sana ihtiyacımız var.
Ты нам нужен. Эти бумаги надо подписать сегодня.
Norbit, eğer bu kağıtlar bu gece imzalanmazsa.... yetimhanenin tadilatına başlayamayız.
Норбит, если ты не добьешься подписания бумаг сегодня, мы не сможем начать перестройку приюта.
Bu kağıtları Kate Thomas'a mı götürmemi istiyorsunuz?
Вы хотите, чтобы я передал эти бумаги Кейт Томас?
- Kağıtlar nerede, Norbit?
- Где документы, Норбит?
Kağıtları imzalattırdın değil mi?
Тебе она была нужна, чтобы подписать бумаги, правда?
Yetimhaneyi elinden almak için o kağıtları sana kim imzalattı?
А кто заставил тебя подписать документы, чтобы выкрасть приют?
Bütün duvar kağıtlarını söktüm.
- Я избавился от своих обоев.
Sizin kağıtlarınız.
Вот это ваши карты.
Dağıtın kağıtları.
Сдавай. Я сейчас.
Adamda kağıtlar vardı, gördüm Jay.
Он с бaгaжом, Джей.
Kağıtlarını getirdin mi?
- Ты не забыл ее документы?
Antetli mektup kağıtlarının tepesinde uyduruk bir fontla, belki el yazısı karakteriyle Amalgamated Widget yazar, Amalgamated Widget'ın üzerinde Iowa'daki genel merkezlerinin dumanlar saçan bir karakalem çizimi yer alırdı.
Например, на их фирменном бланке сверху было написано Amalgamated Widget каким-то глупым, возможно, рукописным шрифтом, над Amalgamated Widget шла гравюра, изображающая их Правление в Падьюке, Айова, с трубами, извергающими дым и потом они шли к консультанту по фирменному стилю примерно в 1965-66,
O noktada bana havalı görünen şeyler albüm kapakları, Zig-Zag sarma kağıtları, sersem yaşantının ve karşı kültürün donatıları, elbette underground gazeteler ve dergiler, ve Pushpin Studios idi.
В тот момент я считала клевыми обложки музыкальных альбомов, сигаретную бумагу от Zig-Zag, внешние атрибуты красивой жизни и контркультуры, конечно, андеграудные газеты и журналы, и Pushpin Studios.
348. Tüm kağıtlar hazır mı?
Триста сорок восьмой, все документы при вас?
Bana kağıtlarımı geri ver.
Верни мне мои бумаги.
Kağıtları sabaha hazırlarım.
Утром я подготовлю бумаги.
Bunlar boşanma kağıtları.
Это бумаги о разводе.
Kağıtları imzalayın.
Подпишите бумаги
Teneffüslerde örneğin, diğer çocuklar oyun ornarken, o benimle kalıp sınav kağıtlarını okumama yardımcı oluyor.
К примеру, на переменках, когда остальные ребята играют Ричи проверяет со мной тетради и помогает расставлять оценки.
Evet, çünkü ipek duvar kağıtları Roma'dan yeni geldi ve annem dışarıya özen gösterir. Kısaca, içemeyiz, yoksa delirir.
Да, потому что обои только что привезены из Рима, и мама очень чувствительна к запахам, и поэтому нам не стоит этого делать.
Mahremiyet kağıtlarını imzaladı.
Он подписал неразглашение.
O kalın kafalının uyuklamaktan başka başarabildiği tek şey kağıtlarımı çıkarabilmek oldu.
Единственное, чего он добился, так это пронести мои рукописи.
Kağıtlar.
Рукописи.
O kağıtlar geldiği zaman bence siz de kendinizinkini çalışın.
Когда прибудут документы, советую и Вам подготовиться.
Unut gitsin ; bu kağıtlar çok pahalı.
Забудь об этом, бумага слишком дорогая.
Senin kağıtların da pek iyi değil ama.
- Кaк и в aнaтoмии твoих pук.
Test kağıtlarını veline imzalattın mı? Hayır mı..?
А контрольную работу тебе родители подписали?
Çocuklar.. Çıkarın kağıtları matematik testi yapacağım.
Сегодня контрольная по математике.
Sınav kağıtlarını gördünüz mü? Tüm derslerden sıfır almış.
Полагаю, вы видели его контрольные, двойки по всем предметам.
Sınav kağıtlarını yollamış mıydınız?
Вы выдавали его контрольные?
Bayan Awasthi emin olun kağıtları saçmalıklarla dolu,
Было на что посмотреть, уж поверьте, миссис Авасти.
Tüm bu kağıtları nereden aldınız?
Так где ты всё это достал?
Beni aldattın. Kağıtları amcan aldı, değil mi? Ne yapıyorsun?
Ты обманул меня.
Kağıtları imzalayın.
Подпишите бумаги.
Yapışkan kağıtların üzerinde yürümek gibiydi.
Это как будто попасть в липкую ловушку.
O tek kopyaydı Biliyorum, ama Edie, kağıtları benden almaya çalışıyordu, ve kavga etmeye başladık.
Я знаю, но Иди пыталась украсть у меня эти бумаги и мы начали драться и тут ураган просто унёс их.
Şimdi alıcı dikkatlice inceleyecek. Kağıtları kendi kontrol etmeyecek.
Ну вот, теперь покупатель уверен, что выиграл.
- Kağıtları buldun mu?
- Это ведь всего лишь фотография в газете.
Dwight herkese işaretli kağıtlar dağıtacak. Hepinizden bana uygun olabilecek bir kadının ismini yazmanızı istiyorum.
Дуайт раздаст карточки, и я хочу, чтобы вы все написали имя подходящей для свидания со мной женщины.
Albuquerque gazetesi'yle kontak kurarak kağıtlarını beyazlatmak için hangi kimyasalları kullandıklarını sordum. Bu konuda makale yazdılar.
какими химикатами они отбеливают бумагу.
Bu kağıtları ne yapacağız?
Что мы сделаем со всеми листками?
Oh, mahkemede bakmam gereken kağıtlar!
И я мог бы потерять эту уверенность, не встретиться с твоей мамой, не создать семью и не начать работать в ЦРУ.
Loto kağıtlarını mı gördün?
С бaгaжом?
İyi bir hi-fi, 4000 kutu bira ve bu sarma kağıtları. Ne?
Что?