Koylü translate Russian
747 parallel translation
Bu adi köylü Majesteleri tarafından şereflendirildi.
Скромный крестьянин смиренен перед Его Величеством.
- Köylü için de, asil için de.
- И для рабов, и для знати.
Her köylü ve oduncu arkadaşı.
Все крестьяне и дровосеки - его друзья!
Zavallı köylü çocukları gibisiniz! Partilere gidebilecek kadar büyüdüyseniz, bir hanımefendi gibi davranacak kadar da büyüdünüz demektir!
Если вы уже ездите на балы, то и ведите себя, как леди!
Benim gibi bir köylü kızıyla alay etme lütfen Rhett.
Вам не стыдно дразнить деревенскую девушку?
... bireyler, evet. Sovyet Rusya evreninde atomlar gibiler. ... ve 30 milyon köylü, nüfusun yüzde 85'i bir otomobile, muzhik'i bir traktöre... sonra bırakın kapitalistler çabalasın...
... каждый человек важен для Советской России... как важен для космоса каждый атом тридцать миллионов крестьян, то есть 85 % населения на автомобиль, а мужика на трактор, - пусть попробуют догнать нас почтенные...
Fırtına kopuyor. Ya da köylü dilinde söylemek gerekirse, dev rüzgarı.
Приближается шторм, и оставаться тут опасно!
Ben köylü çocuğuyum.
Ну, я деревенский парень.
Senin gibi çocuklar, köylü çocukları, çiftlikte büyür ve toprak onlara güç ve mutluluk verir.
Деревенские ребята вроде тебя выросли на ферме, земля дала им силу и счастье.
Tüm o köylü budalalar, kartalların okullu çocukları çantalarıyla beraber sırtlarında taşıdığını düşünüyor. Öküzleri!
Всякая деревенщина верит, что орлы уносят школьников вместе с ранцами.
- Teşekkürler, köylü.
Спасибо, деревня!
- Bir köylü için mi?
Для деревни-то?
Senin bir beyefendi mi, yoksa bir köylü mü olduğunu.
Кто вы, джентльмен, как утверждаете вы, или деревня, как утверждаю я.
Sen gittikten sonra bile ben burada olacağım bay Köylü.
Я останусь здесь даже тогда, когда уйдёшь ты, мистер деревня.
Ama George Bailey sıradan bir köylü değil.
Если бы этот молодой человек был... обычным мужланом, я бы сказал, что всё нормально.
Köylü seni.
Ну и громила.
Neden bana köylü deyip geçmiyorsun?
Ты меня еще деревенщиной назови.
Önümüzde bir köylü tarlasına gidiyor, bak.
А рядом торговец красками.
Önce köylü kalkınmalı.
Ты прав, сначала там был палисадник.
Köylü, bu hayata nasıl katlandıklarını hala çözemedim.
Я так и не узнал, что было за ним.
Şu köylü silahlı bir soygunda mangırları her yere zulalar.
Эти провинциалы прячут свои деньги по разным местам, боясь что их ограбят.
- Köylü bir aileden mi? - Evet.
— Из крестьян?
Sen samuraysın, bense bir köylü. Asla...
Просто ты - самурай, а я - дочь крестьянина.
Senden bıktım artık, cahil köylü.
Тупая деревенщина! Иди в зал и работай!
- Bana cahil köylü dedi!
Он назвал меня деревенщиной!
Köylü şarkıları söylemeyeli... Yani, şantöz olduktan beri söylemedim.
Меня так никто не называл с тех пор, как я стала "певичкой".
Köylü birine ait olacak değildir herhalde!
Она стоит 10 рё.
Şunu söylemek istiyorum, o köylü herifle evlenme lütfen.
Мне не нравится, что ты выходишь замуж за этого простака.
Şu köylü sürtük için değer mi! ?
Из-за этой шлюхи!
Köylü ahmak trafikten korkardı.
Деревенский недотеп, даже транспорта боялся
İki köylü tuz için geri döndü.
∆ ители вернулись за солью.
Üç köylü kadının, terk edilmiş bir çocuğu ormanda büyütmeleri fikrini diyorum.
Что приёмного ребёнка воспитывают три крестьянки... живущие в дремучем лесу.
- Sanırım bir köylü kızıydı.
- Крестьянка, я полагаю...
- Köylü kızı mı?
- Крестьянка!
Sen--sen şimdi bir köylü kızıyla mı ev- -
? Ты... Ты собираешься жениться на...
Görünüşe göre bir köylü kızına- - aşık olmuş.
Кажется он в кого-то влюбился... - В какую-то крестьянку.
Köylü kızı mı?
- В крестьянку?
Köylü kızı? Kim o?
В крестьянку...
Sadece bir köylü kızıyla tanış- -
Где он её встретил? Просто какую-то крестьянку, которую он встретил.
Bir köylü için tuzak kurdum, ve bir prens yakaladım.
Я ставила ловушку на крестьянку, А в неё попался принц!
Dün soylu prensimizin kalbini çalan köylü kıza ne kadar da benziyor.
Это та самая крестьянка, что вчера завоевала сердце нашего благородного принца...
Pekala, şimdi sadede geliyorum, oğlum Phillip, bana bir köylü- -
Ты уже говорил это. Да, перейду прямо к делу... Мой сын Филипп говорит, что собирается жениться...
Benim şişman köylü bebeğim, ne de tatlısın.
Тебя, лапуля, булочка ты моя сдобная, сладенькая.
Ama ağzını açtığında neden bahsettiğini hiç anlayamazdın... Bir köylü mü yoksa bir işçi mi.
Но когда она открывает рот, ты не понимаешь, о чем она говорит...
Mektubunuzdan anladığım kadarıyla sizde bir köylü çocuğusunuz... neredeydi, işte burada.
Как я понял из вашего письма, вы дочь сельского священника. Ах, да, вот.
.. iki tekerlekli arabayı büyük bir güçlükle çekmekteydi. Ve atıyla konuşma adeti olan köylü..... " Ho!
"Пошла, старая, черт тебя возьми!" - покрикивал кучер, который имел обыкновение с ней разговаривать ".
Böyle anlarda, keşke basit bir köylü olsaydım diyorum.
Ты знаешь, порой мне хочется... чтобы я был простым крестьянином.
şu duyarlı, köylü ve gizemli papanın kulağına?
этому милому папе
Oralarda binlerce köylü var sefil bir halde yaşıyorlar.
Из крестьян.
Şu an bir köylü kadar kara cahilim!
И вот я теперь необразован, как крестьянин!
- İşte bazı köylü giysileri. - Siz de benimle Monteloup'a gelin,
Наденьте это крестьянское платье, и я отвезу вас к отцу в Монтелу.