English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ K ] / Kütüphane

Kütüphane translate Russian

882 parallel translation
Burası kütüphane idi.
Тут была императорская библиотека.
- Kasabada kütüphane var mı? - Var.
- Рядом есть библиотека?
Civarda bir kütüphane varsa, hayır.
Не слишком много, ведь есть библиотеки.
Gündüz kütüphane, gece yatak.
Днём это книжный шкаф, а ночью кровать.
Kütüphane ne zaman kapanıyor?
А когда закрывается библиотека?
Hapishane yetkilileri bunu takdir etti. Beni kütüphane asistanı yaptılar.
Авторитеты меня уважают, сделали библиотекарем.
Kütüphane mi?
Библиотека?
O bir kütüphane değil. O bir lağım.
Это не библиотека, это сточная канава.
Ne tür bir kütüphane bu?
Это ещё что за библиотека?
Ayaklı kütüphane gibiydin.
Ходячая библиотека.
Dr. McCoy size kütüphane kasetlerine nasıl ulaşacağınızı gösterir.
Доктор МакКой покажет вам, как попасть к записям в библиотеке.
Kütüphane kayıtlarınca onaylandı.
Есть подтверждение в записях, капитан.
Genç adam, Kütüphane.. .. on dakika içinde, kapatılacaktır.
- Молодой человек, библиотека закрыта уже как 10 минут!
Göstergeleri analiz için kütüphane bilgisayarına yönelttim.
Я послал данные в компьютер библиотеки для анализа.
Tüm sensörleri gemi kütüphane bilgisayar konsoluna başla.
Подключите все сенсоры к библиотечному компьютеру.
İtiraf etmeliyim, bu kütüphane zor günler geçirdi.
Из двух слогов. Первый слог.
Bay Phipps, okurların yırtık bir kitap görünce kütüphane müdürüne gitmelerine bayılırım.
Рыба дышит, лёгкими. Какими лёгкими? У неё жабры!
Federasyon'un merkezi kütüphane olarak oluşturduğu yapay bir gezegen. Bünyesinde tüm Federasyon üyelerinin uygarlık tarihi ve bilimsel birikimini barındırıyor.
Это планетоид, основанный Федерацией в качестве главной библиотеки, содержащей культурные данные и научные знания обо всех планетах в составе Федерации.
Kitaplar kamp kütüphanesine konulacaktır. Kütüphane kartı olanlar alabilir.
Они находятся в библиотеке и будут выдаваться по абонементам.
Ancak dünden önceki akşam ailem ev dışındaydı und biz burada oturuyorduk babamın kütüphane koltuğunda.
Тогда... Позавчера вечером... моих родителей не было дома. Мы сидели здесь на диване... из библиотеки отца.
Babamın kütüphane koltuğunun üzerinde.
На диване из библиотеки отца.
Bayım burası kütüphane değil...
это не публичная библиотека.
Bildiğim tek kütüphane bu, Dr Frankenstone.
Это единственная библиотека, которую я знаю, д-р Франкенстоун.
Kütüphane kartı gibi.
.. про Кеннеди и происшествия в Чаппаквидике, например, не знаю, обычный библиотечный лист...
Şu Beyaz Saray kütüphane görevlisi hakkındaki notlar, doğru mu?
Эти заметки о библиотекаре Белого Дома точны?
Bir kütüphane görevlisi ve bir sekreter Hunt'ın bir kitaba baktığını söylüyorlar. Bu yeterince iyi değil.
Библиотекарь и секретарь говорят, что Хант искал книгу.
Beyaz Saray kütüphane görevlisi Hunt'ın bir sürü kitap aldığını söylüyor.
- Это не влияет на сюжет. Библиотекарь Белого Дома говорит, что Хант проверил кучу книг.
Şu kütüphane görevlisine, onun Mitchell olduğunu söyletmemiz gerek.
- Никогда не получишь от неё больше, чем "М".
Kütüphane kilidini kırıp kitap çaldılar ama sonunda ben suçlandım!
Они срывают замок с дверей библиотеки, прячут книги и обвиняют меня в их пропаже.
Starbuck sen orayı gördün zaten. Hector'la beraber geri gidip Lunar Yedi'yi bulmak için kullanabileceğimiz bir kütüphane ya da bilim merkezi bul.
стаялпай, хекы ма пас ле том вейтоя йаи ма бяеис лиа бибкиохгйг г ема епистгломийо йемтяо поу ха лпояоуле ма вягсилопоигсоуле циа ма бяоуле то жеццаяи 7.
İlk kütüphane kartımı alışımı hatırlıyorum.
Помню, мне выдали мою первую библиотечную карточку.
O kütüphane 85. caddedeydi ve bana yabancı bir bölgedeydi..
На 85-й улице была библиотека. Это была чужеземная территория.
Ve kütüphane memuruna yıldızlar hakkındaki kitapları sordum.
И я попросил у библиотекаря книгу о звёздах.
Iskenderiye'de muazzam bir kütüphane ve bir arastirma enstitüsü vardi.
В Александрии была огромная библиотека и исследовательский институт.
Bu kütüphane ve insan bilincinin kalesi, ve bizi yildizlara götüren yolculugumuzdaki isaret atesimizdi.
Эта библиотека была цитаделью человеческого разума. Путеводной звездой нашего космического путешествия.
Uzak diyarlara adamlar gönderip kütüphane için kitap satin aldirtiyorlardi.
Они посылали людей в другие страны для покупки книг.
Sadece bir kütüphane karti ile, geçmisin tüm gizemlerini çözebilecegimizi bir düsünün
Представьте, какие тайны прошлого могли бы быть разгаданы, будь у нас читательский билет Александрийской библиотеки.
Genlerini ve beyinlerini onların vücutlarındaki kütüphane olarak düşünebiliriz.
Можно сказать, что гены и мозги китов - это библиотеки, находящиеся в их телах.
1000 kitaplık bir kütüphane bile neden yetmiyor acaba peki?
Тогда нам не хватило бы даже библиотеки, содержащей 1000 томов.
Bir kütüphane bize tarihten süzülüp gelen, dünyanın en iyi uzmanları ve öğretmenleri aracılığıyla, yorulmadan insanoğlunun ortak bilgi havuzundan faydalanıp katkı yapma imkanı sunuyor.
Библиотеки несут нам знания величайших умов и лучших учителей, полученные со всей планеты, знания о всей нашей истории, которые неустанно наставляют нас, которые вдохновляют нас внести собственный вклад в копилку общих знаний человеческого вида.
Burada çalışmış ünlü alim ve bilimcilerin hiçbirinin yaşadıkları toplumun politik, ekonomik veya dinsel kabullerine ciddi bir biçimde karşı çıktılarına dair kütüphane tarihinde tek bir kayıt bulunmuyor.
Во всей истории библиотеки нет ни единой записи о том, чтобы хоть кто-то из ее выдающихся ученых подверг критике политические, экономические или религиозные взгляды общества, в котором они жили.
Zamanını hastane ile 42. sokaktaki kütüphane arasında... ikiye bölerek raporunu yazar.
Деля свое время между госпиталем... и библиотекой на 42-й стрит, она пишет свой доклад.
ünlü kütüphane ve değerli metinlerin yakıldığı olaylar bu operasyonlardan bazılarıydı
Это например некоторые из известных сжиганий книг и утаивание важных текстов в нашей истории.
Kütüphane bilgisayarındaki bazı bilgilere ulaşmam gerekiyor.
Дэйта, мне нужна помощь в поиске кое-какой информации в библиотеках бортового компьютера. Чего конкретно, сэр?
Kitap kurtları, Genel Kurmay Etkinlikler Bölümü Vietnam'da altı noktada kütüphane açmış durumda.
Интендантская служба в Сайгоне организовала... " "... шесть библиотечных филиалов на территории Вьетнама.
İyi yerlere gitmeniz gerek, kütüphane ve kilise gibi.
Идите в библиотеку, в церкви славные девушки.
Kütüphane kapanmadan yetişmeliyim.
Да. Надо успеть в библиотеку, пока не закрылась.
Ama hey, peki ya kütüphane...?
Эй!
Lambasıyla pratik, güzel bir mobilya da var ve kitaplarla dolu bir kütüphane.
3десь мы хотели устроить бар, но не смогли его завершить. 3десь отлично работающий камин.
Kütüphane görevlisiyle az önce konuştum. Evet efendim.
- Я только что общался с библиотекарем.
Kütüphane.
В библиотеку.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]