Kırbaç translate Russian
314 parallel translation
"Günahkâr vücudunla, zavallı ruhuna kırbaç ve duayla şifa vereceğim."
Дабы взрастить в тебе Веру, я обрушу розги на твоё нечистое тело. "
Kırbaç izi, aynen dediğim şey.
Это кнут, вот что это.
Kırbaç kullanmalarına izin vermemiz büyük bir hataydı.
Зря мы дали им в руки нагайки.
Kırbaç görmemiş yavru bir tay gibisin zaten.
Ты как необузданная кобылица. - Я прождала тебя весь день.
Orada, kırbaç darbeleri ve prangalarla, güneşin altında... ilk gençlik ve delikanlılık günlerini... köleciliğin yok oluşunu düşleyerek yaşadı. Ama bunun nihayet gerçekleşmesi için 2000 yıl daha geçmesi gerekecekti.
Там, под плетью, на палящем солнце, в цепях... он провёл свои детство и юность, мечтая о конце рабства, который наступит только через две тысячи лет.
Kırbaç darbelerine şikâyet etmeden dayandım.
Я стойко сносил удары.
" Karşınızdaki köye gidin orada bağlı bir eşek ve yanında bir kırbaç bulacaksınız.
" Пойдите в селение, которое прямо перед вами, и тотчас найдете ослицу привязанную и молодого осла с нею.
- Kırbaç.
- Плетка.
- Evet, Kırbaç.
- Точно, плетка.
Kırbaç.
Плетка.
Kırbaç. - Maytap.
- Римские свечи.
Bu kafayla gidersen işçi çalıştırıp, kırbaç da sallarsın.
Наберешь батраков, будешь их нагайкой лупить.
Benim kırbaç... -... yaralarımı göstermesi hoşuma gitti. - Yine kırbaçlanmak ister misin?
Рада тому... что показала, что меня секли.
Sadece kırbaç lafı bile yetti.
Стоит ей только пообещать плетку...
İlk olarak kırbaç ve kayış getir.
Принеси плеть и повязку.
- Bu diğerkilerden farklı bir kırbaç mı?
- В тот раз была другая плеть?
Başka bir ders - kırbaç!
Бац - еще одна лекция!
Ama bir kırbaç taşıyabiliyorsun!
- Но у вас есть кнут.
Umarım önemli bir şeydir, yoksa 25 kırbaç yersin.
Говори. Или 25 ударов плеткой.
Önce kırbaç sonra yaranın üstüne konyak sonra yine kırbaç.
А у меня так : вначале канчук, потом вспрыснуть горелкою, потом опять канчук.
Yaptıklarından sonra yalnızca kırbaç mı?
Порка - это всё, что им будет после того, что они сделали?
Bay Berry, yarın sabah Dobbs'a 75 kırbaç. Kıymetini anlayana kadar.
Мистер Берри, 75 плетей Доббсу завтра утром, когда он сможет это оценить.
Kırbaç McGirk, bu Tanya Peters.
"Бритва" Макгерк! А это Таня Петтерс!
Bu kırbaç mı?
Это взбитый крем?
- Kırbaç ne işe yarıyor biliyor musun?
- Знаешь, чем занимается партийный "кнут"?
Senato ve Beyaz Saray'daki kırbaç.
Который в Сенате, или в Палате Конгресса.
Erkekleri büyülemek için dans etmenin cezasıysa sadece kırbaç.
Вас только отхлещут за танцы и приворот парней.
Elektro-kırbaç her vuruşta daha fazla acı vermeye programlandı.
Электрический кнут настроен так, чтобы увеличивать боль при каждом ударе.
Biliyorsun, kırbaç efekti.
Ну, знаешь... Хлыстом.
Kırbaç efekti o değil.
Хлыст звучит не так.
Kırbaç efekti...
Хлыстом это...
Kırbaç ilham vermek için vardır. "
Кнут предназначен для самобичевания.'
Kırbacınızla bir sorununuz varmış gibi görünüyor.
Bижу, вы нeмнoгo зaпутaлиcь в cвoeм кнутe. Дa, нeмнoгo.
Tepeme bindin ve kırbacı çaktın.
Ты разбила меня в пух и прах.
Kırbaç gibi.
Как кнут.
Bey kırbacından çekiniyorsunuz.
Байской плетки боитесь.
Benim Yüce Tanrı'dan aldığım bir aşk kırbacım var.
у меня есть любовный хлыст, полученный мной от божественного могущества.
Aziz George elinde kırbacıyla başımda duruyordu.
Святой Георгий с плетью стоял надо мной.
Git kırbacımı getir.
Иди и принеси плеть.
Kırbacım.
Мой кнут.
Bu sefer altı kırbaç. Gelecek sefere dokuz.
Но девять - в следующий.
Şimdi, kırbacını ver.
Дай-ка мне кнут.
Kırbacın kabzası için.
На рукоятке.
Büroya kadar git de kırbacı getir.
Ступай в контору и принеси кнут
Kırbacı getirdim.
Кнут.
Ona kırbaç gerekir!
Ему нажна плеть!
Berry ve Gibbons bir binici kırbacıyla birlikte buradaydılar.
Берри и Гиббонс были здесь со стеком.
- Ne kırbacı?
- Какой кнут?
Kırbacın acısı..... omuzumda.
Кнута удары на плечах, На лбу - соленый пот.
Tanrı size bir hediye verdiğinde, yanında kırbacı da verir...
Бог дарит не только талант, но и кнут.
Buddy, bırak o kırbacı, sana ne yaptığını söyle bana!
Бадди! Положи ремень, дорогой, скажи мне, что он с тобой сделал!