Kısmet translate Russian
151 parallel translation
Tamam. Olur da bir kısmet çıkarsa, evlenirim.
Конечно, будет.
Durga'ya da uygun bir kısmet çıkar.
Мы найдём Дурге хорошего жениха.
Dilerim kısmet ve zafer tolganızdan yana olur.
На шлем твой я победу призываю!
- Kısmet.
Посмотрим.
Tzeitel'ıma ne güzel bir kısmet bu!
Такая пара для моей Цейтл.
Sana öyle bir kısmet buldum ki! Yakışıklı, genç.
He's handsome, he's young All right, he's 62
Uzun bir ömür Eğer düşmezse kısmet bize
And if our good fortune never comes
Kısmet değilmiş demek. Ve bu adam birden karşına çıktı.
А вы, оказывается, жестокий.
Hiç hafif bir kayağı kullanmak kısmet olmadı. Kullanamıyorum.
Я не могу кататься на легкой доске.
- Kısmet olursa pazartesi okula başlayacak.
Она родилась здесь, с понедельника пойдёт в школу.
Kısmet bu kâhya...
Божья воля, Кахия.
Kısmet meselesi.
Муки.
"Kader kısmet dense de, doğal olan bu"
" То нам слепит глаза небесный глаз То светлый лик скрывает непогода
Ama sakinleşmek kısmet değilmiş.
Ќо разр € дитьс € было не суждено.
Kısmet üçüncü sefere.
Бог троицу любит.
- Aslında kızımı getirecektim. O da oyunda yer almayı çok istiyordu da. Ama maalesef kısmet olmadı.
Ну тогда... я бы хотел привести и мою дочь, поскольку она так хотела участвовать в спектакле, но к сожалению не в силах...
Tanrı size sağlık ve kısmet versin.
Пусть Бог ниспошлет вам здоровья и удачи.
Biliyor musun sanki kısmet gibiydi, ama değildi. Anlatabiliyor muyum?
Ты понимаешь, с одной стороны - это судьба, а с другой - нет.
Ya o kısmet Jade ise ve ben onu bırakdıysam?
А что, если Джейд - моя судьба, а я отпущу ее?
- Kısmet iste.
Думаю, это судьба.
Gördün mü? Kısmet.
Судьба, видите ли.
Kısmet meselesi.
Такова твоя судьба.
Haklısın, bu bir kısmet.
Вот. Это все. Ты переехала.
Eğer bu yaratıklardan birisini gemiye koyarsan, iyi kısmet için bir işarettir..
Считается хорошей приметой, если одно из этих существ проникнет на ваш корабль.
Evet, kısmet değilmiş dostum.
Да, и Фалбала. Просто не повезло.
- Evet, kısmet değilmiş. - Haydi unut artık.
Да, особенно...
Kısmet!
Кисмет! Кисмет!
Baban yıllardır okul binasını yenilemek istiyordu ; ama çeşitli nedenlerden bir türlü kısmet olmadı.
Многие годы твой отец хотел перестроить здание школы но всегда были причины, по которым мы не могли сделать этого.
- Demek kısmet değilmiş. - Dur bir dakika.
Значит, не судьба.
.... Kısmet!
Судьба!
Evet delikanlı, hangi kısmet sağ tuttuysa seni, ümitvâr olalım bu gece de sürsün.
Ну, дружище, надеюсь, твоя счастливая судьба сегодня не переменится.
Özel bir kısmet sizi çağırıyor ve siz dinlemiyor musunuz?
Может, судьба зоветтебя куда-то, а ты не слышишь
Jenny iyi bir kısmet olduğunu düşünüyor.
Дженни считает, ты - награда.
Allah kısmet ederse.
С Божьей помощью!
Allah kısmet ederse çocuklarını mı görürüz, ölür müyüz?
Что бы мы увидели твоих детей или померли?
İyi şans için, kısmet için, aşk için... - Dur üzerimi değiştireyim. - Tamam, tamam.
Она волшебная только во время игры.
Kısmet olur da gelirsen, seni görmekten memnun olurum ama şimdi üst kata çıkıp Bayan Greenberg ile birer kahve içeceğiz.
Если твоя банда выберется сюда, было бы неплохо тебя увидеть... Но сейчас я собираюсь этажом выше, выпить чашечку кофе с г-жой Гринберг.
Ona birini ayarlıyorum. Mükemmel bir kısmet. Kendimi pezevenk gibi hissediyorum.
У меня на данный момент есть прекрасная кандидатура.
- Mükemmel kısmet mi? - Evet.
- Это будет прекрасная возможность?
Yani, ister kader de, ister kısmet.
Назови это судьбой, предначертанием, как хочешь.
- Çok iyi kısmet canım.
Этот парень просто находка.
Bazı şeyler kısmet değildir. Olmalarını ne kadar istesek de.
Некоторым вещам просто не суждено произойти, не важно, как сильно мы этого желаем.
Kime niyet kime kısmet.
Выходит, нам повезло, что она пропала.
Eh, kısmet diyelim.
А вдруг? Увидимся.
Töhmet, kısmet.
Вода, ерунда.
Kısmet yüzüne güler inşallah! - Kısmet mi?
Окей, удачи приятель!
Kısmet.
И тогда наступит час, когда ты выйдешь замуж.
Elbette bize de düşer kısmet
It stands to reason we deserve it too
Ama kısmet işte, kötülük gibi iyilikte var.
Я получил письмо от программы "Найди друга в тюрьме".
Selam, dört numarada potansiyel kısmet var.
Привет! За четвертым столиком назревает роман!
Kısmet mi?
Я знаю.