Kızlar translate Russian
20,027 parallel translation
- Hay sikeyim ya, kızlar aracı almış.
Вот ведь черт. Девчонки забрали машину.
Kızlarını alıkoymuş.
Он забрал их дочь.
Nasılsınız kızlar?
Чо-как, девушки?
Kızlar ve erkekler savaşta, ama sen gidip küçük kız arkadaşının kıçını öpüyorsun.
- Да. У нас с девчонками война, а ты лижешь зад своей подружке!
Çünkü kızlar bizi eşyalarını kırmamıza zorladı, geri zekalı! Kızlara sinirli olması gereken biri varsa, sensin! Ama haayır, artık seni kukla gibi oynatan küçük orospu bir kız arkadaşın var.
Нас на это толкнули девчонки, тупица, и если кто и должен быть на них зол, так это ты, но нет - ты позволяешь своей стерве вить из тебя веревки!
Kızların her şeyi yapabildiğini kanıtlayan olay olacağını düşünmüştüm, senin her zaman söylediğin gibi.
Я думала, пришел день, когда все поймут, что девочки могут всё, как ты всегда говорил.
En azından sen kızların zeki olduğuna inanıyorsun.
Хотя бы ты считаешь девочек умными.
Her zaman, insanların kızların komik olduğunu kabullenmeleri gerektiğini söylersin.
Ты всегда говорил, что все должны принять этот факт.
Şu aralar kızların neler atlattığını biliyorum, ve sadece senin yanında olduğumu bilmeni istiyorum.
Понимаю, девочкам сейчас приходится нелегко, и знай, что я всегда готов тебя поддержать.
Kızların, erkeklerin değişmesi gerektiğini söylemesinden bıktım.
Мы не обязаны меняться по желанию девчонок.
Kızlar çok zeki ve yakında ülkeyi yönetiyor olacaklar ve saygıyı hakediyorlar.
Девчонки очень умные, скоро они будут управлять страной,
Erkekler ve kızlar arasında savaşı mı başlattın?
Ты развязал войну между мальчиками и девочками?
Kızlar müthiştir. Kadınlar komiktir. Aş bunları.
Девочки рулят, женщины умеют шутить, привыкни к этому.
Kızlar onları düşünmeni ister, dünyadaki en iyi şeyler olduklarını düşünmeni isterler, ve sonra giderler, sonraki hedeflerine geçerler, ve sen yapayalnız kalırsın, ağlayarak, kalbin bokla kaplanmış bir halde.
Девчонки будят в тебе чувства к ним, внушают тебе, что они самые лучшие на всём белом свете. А потом уходят от тебя к другому, а ты остаёшься в слезах и с обкаканным сердцем.
Gerçek şu ki Eric, kızlar bizden nefret eder.
Правда в том, что девчонки ненавидят нас, Эрик.
Belki artık kızlar ve oğlanlar birbirlerine saygı göstermeyi öğrenebilirler.
Может быть, теперь мальчики и девочки снова научатся уважать друг друга.
Dışarıda seni bekleyen kızlar ordusundan haberin var sanırım.
Уверена, ты знаешь об армии девочек, которые там тебя ждут.
Takımımızı dinliyorlar ve amigo kızlarımızı şişmanlatıyorlar.
Подслушивая переговоры нашей команды, раскармливая наших болельщиц.
Yo-yo kızları!
Ио-йо девочки!
Kızlar, puro dükkânına girmek için erkek gibi giyinmişler.
Ну ладно тебе, Рик. Девушки, одетые как парни, Пытаются проникнуть в магазин сигар.
Kızların üzerine bikini çizen hanım var.
У них есть та леди, которая рисует бикини на девушках.
Bazı kızlar zayıf ve uzun doğar
♪ Кто-то рождается высокой и худой ♪
Ne bileyim işte, işinde ne kadar iyi olduğunu,... ve burada Kızlar Birliği'nde yaptığın herşeyi.
Не знаю, вы, вроде, отлично справляетесь со своей работой и всем остальным в Girls United.
Tüm kızlar sayemde doğum kontrol hapı kullanmaya başlamıştı.
Колоссальный успех. Все девочки перешли на таблетки, благодаря мне.
Güzel kızlar vardı. - Öyle mi?
– Видел там настоящих куколок в прошлый раз.
Pekâlâ kızlar. Kol kola elim sendeyle başlayalım önce.
Хорошо, хорошо, девушки, давайте начнем с игры "Салки с локтями".
Kızları partine nasıl getirebilirsin?
"Как... найти..." девушек для вечеринки прямо сейчас. "
Kaliteli, zarif ve şık yerel kızlar yarım saatte partinizde.
Шикарные высококлассные местные гостьи будут на твоей вечеринке уже через полчаса
Bana bak. Kızların tartışması hiç hoşuma gitmiyor.
Мне не нравится вся эта агрессия женщин к женщинам.
Koca popolu fitness kızları ve yavaş çekim köpek videolarının ardından en çok beğenilenler onlar.
Эти фото лайкают больше всего, после фитнес-девушек с большими задницами и собак в слоу-муошн. Правда?
Gidip kızları biraz bilinçlendireyim.
Классно. Я должна идти поддерживать женщин.
Selam kızlar.
Привет, девчонки.
Buraya kızları güçlendirmek için geldin ama onların yerine bu ahmağı güçlendirdin.
Ты собиралась поддержать девушек, но вместо этого поддержала одного болвана.
Süslü Brooklyn Kızları'nı ziyaret etsek iyi olur.
Мы должны навестить фантастических бруклинских девчонок.
Duydunuz mu kızlar? Bu işi yapacağınıza Denny'nin yerinde üç-beş kuruş bahşiş kazanmaya çalışın.
Вместо этого вам стоило бы работать ради мелких чаевых в Denny's.
Jeremiah Danvers'a, kızlarına göz kulak olacağıma dair söz verdiğim zaman sadece senden bahsetmiyordum.
Когда я пообещал Джеремайе Дэнверсу присмотреть за его дочерьми, Я не говорил только о тебе.
Tanıyor tabii. Bütün cici kızların arkadaşıyımdır.
Да, я дружу со всеми хорошими девочками.
Benim de kızlarım vardı.
У меня тоже были дочери.
Kızlarıma sahip çık.
Позаботься о моих девочках.
Babalar kızlarına böyle yapar.
Отцы всегда так ведут себя с их дочерьми.
Carmen, Kızlar Birliğindeyken, Brandon'la görüştüğümü biliyordu.
Кармен знала, что я виделась с Брэндоном, когда я была в GU.
- Bu bir tatbikat değildir. - ( Kızlar gevezelik ediyor )
Это не учения.
Her zaman Altın Kızlar'daki Blanche'den hoşlanmışımdır.
Ну, мне всегда нравилась Бланш в "Золотых девочках".
Kızları çıkar.
Хорошо. Высвободи "девчонок".
Ayrıcalıklı kızlar
♪ Дочерей привилегии ♪
O yaştaki kızların, pek aklı başında değildir.
Да знаешь, в этом возрасте, им не хватает благоразумия.
- Kızlar. ... ve Kral olarak görevlerimi yerine getirmeyi her ne kadar istesem de sevdiğim kadının yardımı ve desteği olmadan yapamam.
... тяжелый груз ответственности и выполнять свой королевский долг так, как мне бы хотелось, без помощи и поддержки любимой женщины.
Demek "Kızlar Giremez" yazısını söküyorsun.
Спокойно, Гомер.
Okuyabilirsem yıldızların altında âşık olmak gibi kamptaykenki tüm eski duyguları geri gelecektir.
И мне кажется, после этого все его воспоминания о том, как мы были вместе в лагере... о любви под звёздами... Они... они к нему вернутся.
Kızlar birbirini desteklemeli.
Девушки должны приглядывать друг за другом.
Evinin Midvale'da olduğunu her akşam çatıya çıkıp, yıldızları seyrettiğini biliyorum.
Я знаю о твоем доме в Мидвэле, где каждую ночь ты смотришь на звезды, сидя на крыше.