Meeting translate Russian
27 parallel translation
Ocak 1992'de Küba Havana'da Castro başkanlığındaki bir toplantıya dek 90 taktik savaş başlığı dahil 162 nükleer savaş başlığının o dönemde, bu kritik kriz anında adada bulunduğunu bilmiyordum.
Только в январе 1992 It wasn't until January, 1992 во встрече проведённой Кастро на Кубе в Гаванне... ... in a meeting chaired by Castro in Havana, Cuba я узнал что 162-ве ядерных боеголовки... ... that I learned 162 nuclear warheads включая 90-сто тактических боеголовок...
Bu bilgi bana tamamen yeni.
Это абсолютно неожиданно для меня... " Mr. President, let's stop this meeting.
- Meeting Point.
- "Место встречи".
PPM Amerikanca Pre Production Meeting demektir.
ППМ - на американском значит "пре-продакшн митинг".
Belki bir toplantı ayarlayabilirsiniz, böylece pazartesi ben de dahil olurum.
Maybe you could schedule a staff meeting so I could hit the ground running on Monday.
Cadde'deki bir kahve dükkanına. Ajandasına göre de bir sonraki buluşma bir saat sonra.
To a coffee shop on 7th, and according to her calendar, her next meeting is in about an hour.
Maryland kupon biriktirme grubu, yarın sabah Frederick'teki Yarı-Fiyat-Harry'nin evinde toplanıyor.
The Maryland couponing club is meeting tomorrow morning at Half Price Harry's house in Frederick.
- Benimle buluştuğun için teşekkür ederim.
Thanks for meeting me.
Hakkında okuyacağımız Reese'nin SOPA toplantısından atılması.
Reese getting kicked out of the SOPA meeting, which you know we're gonna read about.
Bir özet toplantımız var.
We've got a rundown meeting.
2 Ağustos'ta ilk kez toplandılar ve o zamandan beri her hafta genel meclis dedikleri planlama toplantıları yapıyorlar.
August 2, they staged their first organizing meeting and have been holding weekly planning meetings, which they call general assemblies.
Bunu önümüzdeki toplantıda ortaya atabilirsin.
You can bring that up at the next meeting.
İlk defa buluşacağız.
It's the first time we're meeting.
Öldürdüğün kişinin ailesiyle buluşmak.
Meeting your victim's family.
- Daha sonra onlarla görüşme şansımız olacak mı?
Any chance of meeting them later?
- Nerede buluşacaksınız?
Where are you meeting them?
Bu çok önemli bir toplantı.
It's a very important meeting.
- Hayır, "Adsız Alkolikler" toplantısına.
No. It's an A.A. meeting.
Toplantınız akşama başlayacak.
Your meeting's not until tonight.
Sizinle tanışma lütfuna henüz eremedim galiba.
I don't think we've had the pleasure of meeting.
- Evet. Dün görüştüğümüzü hatırlıyor musun?
Do you remember meeting me yesterday?
Ama dediğim gibi kısa bir görüşmeydi ve onu bir şüpheli olarak düşünmedik.
But, like I said, it was a short meeting, and we didn't really think of her as a suspect.
Kodamanlar toplantıya çağırıyorlar.
- I'm sorry. - Big guy's called a meeting.
Acil toplantı ayarlamanı istiyorum.
I want to call an emergency meeting.
Şey, Zane ile buluştuğunuzu gösteren bir video var elimizde Öldürüldüğü gün.
Well, we got you on video having a meeting with Zane on the day he was murdered.
Meeting Across the River şarkısındaki gibi.
Как в песне "Митин экросс зе ривер".
Dedikodular yarın yayılmaya başlar.
We have a meeting with the Brazilians in 5 minutes right?