Nasır translate Russian
7,468 parallel translation
O küçük kızın nasıl kurtulduğunu hiç anlamamışımdır. - Nasıl yani?
Никогда не понимала, как та маленькая девочка пережила всё это.
Hayır, sen bu etlerin nasıl yapıldığını öğrenene kadar bırakmıcam.
Нет, пока вы не узнаете как были сделаны те мясные палочки.
O adam bir biftek nasıl parçalanır biliyor.
Этот парень знает, как расправиться с бифштексом.
Sanırım biraz buralarda dolanıp bu şeyin nasıl bittiğini göreceğim.
Пожалуй, буду неподалеку и посмотрю, что из этого выйдет.
Komşu şehirler hastalıktan kırılırken Euji nasıl böyle bolluk içinde olabilir?
В других городах живётся тяжело после войны. Только в Ыйчжу процветат мир.
Hayır, ama nasıl olsa hastaneye gideceksin. Bu yüzden makul teklifimizi kabul etse, firma açısından fena olmazdı.
Нет, но ты в любом случае пойдёшь в больницу, для фирмы было бы хорошо, если он примет наше разумное предложение.
Dedim ki "3 boyutlu silahla yapılacak ilk silahlı saldırıyı dört gözle bekliyorum." "Çünkü o zaman devletin, baskı..." "... makinelerini nasıl ortadan kaldırmaya çalışacağını göreceğiz. "
Я сказал : "Я не могу дождаться первой перестрелки с 3D пушками, потому что тогда мы увидим, как правительство попытается запретить печатные устройства."
Eğer ilk büyücü böyle davranıyorsa kim bilir ikincisi nasıl davranır?
Что ж, если первый волшебник ведет себя так, то боюсь предположить, каков будет второй.
Nedime kıyafetleri nasılsalar öyle adlandırılmalılar.
Свадебные платья надо называть своими именами.
Bana nasıl kullanıldığını anlatır mısın?
А можешь рассказать мне, как она работает?
Sanırım birisi bu planları denetimden geçmek için ayarlamış ama sonra canı nasıl istiyorsa öyle inşa etmiş.
По-моему, кто-то представил эти чертежи чисто для проверки, но построил всё по-своему.
Nasıl oluyor da 20 çocuğun kaçırılıp öldürüldüğü bir kasabayı hiç duymadım?
А почему я не слышал о городе, где убили и похитили 20 детей?
Adamın kanının nasıl çekildiğine ya da bunun birkaç haftadır devam eden cinayetler zinciriyle bir ilgisi olup olmadığına dair bir açıklama yapılmadı.
Пока неясно, как выкачали кровь, или связано ли это с серией похожих убийств, произошедших в городе в последние недели.
İmkansız olan şeylerin nasıl da ihtimâl dahilinde olabileceğini bilecek kadar uzun zamandır otelimde kaldın.
И невозможное здесь становится вполне возможным.
Başka nasıl yapılır bilmiyorum.
Я не вижу другого пути.
Kaykaya binme konusunda pek iyi değilimdir ama sanırım çok azimliydim çünkü zamanın nasıl geçtiğini anlamadım.
Я не очень хорошо катаюсь на скейте, но, видимо, я совсем увлёкся, и потерял счёт времени.
- Şunlar nasıl yapılır biliyor musun?
Ты умеешь драться?
Nasıl kol kası yaptığını anladım sanırım.
Снова локтями. Я понимаю, откуда эта сила берётся...
Kilit nasıl açılır YouTube'dan öğrendim.
Я узнал, как снимать замки на YouTub.
Evet, Mark'sın ve kalbin kırık ve anlıyorum onu ama şimdi Mike'ın üstüne atlarsan öleceksin ve ben yine tek başıma kalacağım ve bunu yalnız başıma nasıl yaparım bilmiyorum.
Нет, ты - Марк, и твоё сердце разбито, и я понимаю каково это, но если ты бросишься к Майку прямо сейчас, ты погибнешь, и я снова останусь сама по себе, а я не знаю, как сделать это одной.
O gider, geri gelir. Sonra da nasıl yaptığını dinlemek zorunda kalırız.
Он улетит, вернется, и нам еще придется выслушивать про его успехи.
- Sanırım ben nasıl arkadaş olunacağını biliyorum.
Тебе бы понравилось, если бы я постоянно перебивала тебя?
- Hayır Meg. Ben senin babanım. Kızımın haftasının nasıl geçtiğini merak ediyorum.
Нет, Мег, я твой отец, и мне интересно, что моя дочь делала всю неделю.
Ama kimin için çalıştığını öğrendikten sonra, nasıl hayır diyebilirdim?
Но когда я выяснила, на кого он работает, как я могла сказать "нет"?
Sana nasıl sahte kredi kartı ayarlanır onu da göstereyim.
Еще я могу показать, как подделать кредитку.
Eğer gaz tankı kırılmamışsa ve elektrikli bir şey yanmamışsa o halde ateş nasıl yandı?
Если в бензобаке нет пробоин и электрика цела, то как начался пожар?
Onu nasıl ikna edeceğime dair herhangi bir tavsiyeniz var mıdır?
Может, посоветуете, как к нему пробиться?
Yani, bir grup kafası aşırı gitmiş kadınları satın almanın bedelini nasıl ölçüyorsun?
Джефф, я не вполне понимаю, как нам помогут бухглатерские отчеты. То есть, ну как можно можно подсчитать, сколько стоит группка несчастных женщин?
Kurt sürüsü cezaevine saldırıp nasıl öylece ortadan kaybolabilir?
Как так получается, что волчья стая нападает на заключенных, а затем бесследно исчезает?
Şirketinizin itibarını, üç kadını, rızaları olmadan... kendi apartmanında rehin olarak tutan... bir adamla iş yapmaktan nasıl kurtarmayı düşünüyorsunuz?
Как вы собираетсь отмыть репутацию своей фирмы от того факта, что имели дело с тем, кто насильно удерживал у себя в квартире трёх женщин?
Dört ayak üstünde, bir katilden nasıl kaçılır'ı izleyerek.
На четвереньках, когда по телевизору идёт "Как избежать наказания за убийство".
Hadi ama, kardeşler nasıldır bilirsin.
Да ладно тебе. Ты знаешь, какие бывают братья.
Su işkencesi nasıldır bilir misin?
Ты слышала про пытку водой?
Nasıl işe yaradığından haberim oldu demek istedin sanırım.
В смысле, ты узнала, что у нас получилось.
Coco Pops bütün dengeli kahvaltıların lezzetli bir parçasıdır. Bunu kibarca nasıl söylerim- -
"Шоколадные хлопья — восхитительная часть любого полноценного завтрака."
Tamamdır.Nasıl bilmiyorum ama, tamamdır.
Будет сделано. Не знаю как, но так и будет.
- Başka nasıl açıklanır ki?
Как ещё это можно объяснить?
Sen bir savaşçısın... Asla vazgeçmeyen, asla kandırılamayan korkunun seni nasıl yönlendireceğini bilecek kadar zeki.
Ты воин... не беззаботная, не наивная, слишком умная, чтобы позволить страху править.
Sanırım nasıl hissettiğimi söylememe gerek yok.
Думаю, всем известно то чувство, когда нам говорят
Rowan, bu işin en güzel kısmı. Düşünsene onu nasıl kontrol altında tutacağını düşünmeye hayatını adamıştır.
Для Роуэна это самое главное, показать свою власть над ней.
Askeri alanda böyle bir suçun nasıl işlendiği ve cinsel saldırı iddiaları konusunda yapılacak olanlar merakla bekleniyor. Bir çok yasada olduğu gibi bu yasada tam bir revizyon istiyor. Amerika Birleşik Devletleri Donanması iddialara cevap vermeye çalışıyor.
ВМФ США ищут решение, так как многие требуют полностью пересмотреть то, как обвинения в сексуальных домогательствах рассматриваются в армии.
- Bak, kalbinin nasıl kırıldığını anlıyorum...
Слушай. Я знаю ты убит горем.
Hayır Jamie, Benim saçmalıklarımı dinlemek için burada değilsin. Nasılsın?
- Нет, Хайме, ты не обязан выслушивать от меня эти сопли.
Muhtemelen epey fazladır. Bu yüzden de bana kahve getirecek zamanı nasıl buldun merak ediyorum.
Подозреваю, многим, и отсюда вопрос – откуда у тебя время на то, чтобы бегать мне за кофе?
Kurutma nasıl yapılır biliyorum Stefan.
Я знаю, как это работает, Стефан.
Kır tabii. Nasıl olsa buruşuk kıyafetim çıplak ayaklarımın önüne geçecektir.
Отлично, ломай, потому что моё мятое платье точно отвлечёт всех от босых ног.
Bir işaret nasıl yapılır biliyorsun değil mi?
Ты знаешь, как предупреждать заранее?
Barbie'yle tanışana kadar, güvende veya aşık olmak nasıldır bilmedim hiç.
Я не знала, каково чувствовать защищённость или любить, пока не встретила Барби.
Bu kadar iyi seyahat takma adına nasıl hayır diyeyim.
Ты знаешь, я не могу устоять перед классным названием.
Siz nasılsınızdır biliyorsun.
Сама знаешь, какие вы.
Nasıl bir erkek şantajla baştan çıkarır ki?
Какой мужчина сватается с шантажом?