O kadar da kötü değil translate Russian
907 parallel translation
Grete, lahana o kadar da kötü değil.
Грета, я не могу больше. Не люблю капусту.
O kadar da kötü değil.
Не так уж всё и плохо.
Ama o kadar da kötü değil. Yine de iyice izlemek gerekiyor.
Возможно, мир не так плох, но иногда к нему стоит приглядываться.
O kadar da kötü değilmiş, değil mi oğlum?
Было не так уж и плохо, правда, сынок?
O kadar da kötü değil.
- Она еще ничего.
- Aslında o kadar da kötü değil.
- Совсем неплохо.
- Evlilik o kadar da kötü değil.
- Семейная жизнь - это не плохо, поверь мне.
Durumumuz o kadar da kötü değil.
Короче, не все так плохо.
- O kadar da kötü değil.
Эй! А это не так и плохо.
O kadar da kötü değil, Bay Spock.
Все не так плохо, мистер Спок.
Ama bu o kadar da kötü değil, biraz beton enjeksiyonu yapılır ve tamam!
Это не столь сложно. Зальем дыры бетоном и порядок.
O kadar da kötü değil canım.
А что в нем такого?
Bir fahişenin oğlu olmak gerçekten o kadar da kötü değil, çünkü istediğin adamı baba olarak seçebilirsin.
Быть сыном проститутки - это не так уж плохо. потому что ты можешь выбрать себе того отца, которого захочешь...
- O kadar da kötü değil.
- Как раз плох.
Yemek o kadar da kötü değil, bebek!
Еда не настолько уж плохая, детка!
Aslında o kadar da kötü değil.
На самом деле, не так уж плохо.
O kadar da kötü değildi, değil mi?
Неплохо получилось, правда?
Aslında düşününce durumum o kadar da kötü değil.
Если подумать, это не так уж плохо.
O kadar da kötü değil... Ölmek... Ne kadar...
Это не так плохо... умирать... и сколько... сколько... сколько...
Hepsi onların suçu değil, ve o kadar da kötü değil.
Они-то сами не виноваты. Впрочем, ничего особенного, я приберу...
O kadar da kötü değil.
Да не так плохо.
O kadar da kötü değil.
Не так уж и плохо.
O kadar da kötü değil.
Но это не плохо.
- O kadar da kötü değil.
- Всё не так плохо.
O kadar da kötü değil.
Всё не так уж и плохо.
O kadar da kötü değil.
Лиза, это не так уж плохо.
Bu o kadar da kötü değil, değil mi?
Вот так, вот так.
O kadar da kötü değil.
Не так уж это и больно.
Tabii bana olan tutkusunda tamamen merhametliydi yani o kadar da kötü değildir bu, değil mi?
Он был полностью поглощен неконтролируемой страстью ко мне, что означает, что он не был таким уж плохим, правда же?
Beni duyuyor musun? Burası o kadar da kötü değil.
Здесь не так уж и плохо.
O kadar da kötü değil.
Все не так плохо.
O kadar da kötü değil.
Ну, не так уж и плохо
Biliyorum zorlu bir başlangıç oldu, fakat gerçekten o kadar da kötü değil.
Я знаю, что мы с ними начали как-то не очень, но они не такие уж и плохие, правда.
O kadar da kötü değil ama bir arkadaşım, kız arkadaşıyla beraber bir kedi alıyor.
Оно не так страшно, как выглядит,... но один мой друг завёл кота вместе с девушкой.
Hadi, o kadar da kötü değil. Sen nasıl bileceksin ki?
Да, ладно, не настолько же плохо.
O kadar da kötü bir adam değil, sonuçta.
Он все-таки не такой плохой человек!
O kadar da kötü değil anne.
Все не так плохо.
O kadar da kötü degil yahu.
Не так уж он и плох!
Nihayetinde gelecek o kadar da kötü görünmüyor, değil mi?
Будущее не выглядит настолько плохим после этого, правда? Ммм?
O kadar da kötü değil.
Не так уж это и плохо. Давай.
O kadar da kötü bir durum değil.
Ведь ничего такого ужасного он не совершил.
O kadar da kötü değil ama.
Да, запах ничего.
O kadar da kötü değil.
Ќичего сложного.
- Hadi ama tatlım. O kadar da kötü değil.
- Ну же, дорогая!
Biliyormusun, belki bu o kadar da kötü bir fikir değil.
Знаешь, может быть это неплохая идея.
Aslında, o kadar da kötü bir şey değil.
Да всё не так ужасно.
Hayatı çözmek bu kadar zaman almasa o kadar da kötü bir şey değil.
Все было бы не так плохо, если бы только мы столько лет не искали смысл жизни.
Dinle. Ben, haddinden fazla çürük et görmüş biri olarak sana söylüyorum. Yaptıkları o kadar da kötü bir şey değil.
Я повидала много всякого дерьма в штанах и скажу, что не так уж это и плохо
O kadar da kötü bir isim değil.
Это не такое уж плохое имя.
O kadar da kötü birisi değil aslında.
Он не так уж плох.
Hadi, o kadar da kötü biri değil.
Да ну, ничего в нем плохого нет