English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ O ] / Ogle

Ogle translate Russian

5,737 parallel translation
Karımla öğle yemeği mi yedin?
У тебя был ланч с моей женой?
"Öğle yemekleri korkaklar içindir."
- А, не. "Обед для слабаков".
"Öğle yemekleri korkaklar içindir."
- "Обед для слабаков."
Ne dersiniz, gidip gerçek bir öğle yemeği...
Слушайте, может, мы... Может, сходим пообедаем или...
Ve öğle yemeğine de kesinlikle " akşam yemeği denmez. Kafa karıştırıcı sadece.
И обед безусловно не называют "ужином." Это просто сбивает с толку.
Erkekler arasında öğle yemeği yiyorlar.
- Мужской обед.
Yani kahvaltı, öğle yemeği yaptın ve atıştırmalık yedin. Evet bu kadar.
- Завтрак, обед и закуска?
Öğle yemeği senden ahbap!
Ты платишь за обед!
Öğle yemeği mi o?
Это что, обед?
Öğle yemeğinden sonra görüşürüz.
Увидимся после обеда.
Art, Marvin. Öğle yemeği için hazır mısınız?
Арт, Марвин, обедать идём?
- Öğle yemeği mi hazırlayacaksın?
Есть планы на обед?
Öğle yemeği ayarlayacaktım ama akşam yemeği daha iyi olacak galiba.
Я бы устроил обед, но по-моему, ужин будет лучше.
- Öğle yemeğine mi gitsek?
Пообедаем?
- Bugün öğle yemeği randevum var mı?
Я с кем-то обедаю?
Öğle yemeği yemek ister misin yoksa kötü bir zamanda mı geldim?
Перекусим или тебе не до того?
Bugün niyetim Becky'yi öğle yemeği için Fuddruckers'a götürmek.
Ну... сегодня я планирую отвести Беки на обед в Фудрокерс.
Mideni bulandıran şey öğle yemeğin değildi.
Твой обильный обед делает тебя участником испытания.
- Terrace Kafe öğle yemeği için açık mı?
- Кафе "Терраса" открыто на обед?
Öğle yemeği vakti.
Пора пообедать.
Yarın ki öğle yemeğine kadar gizli tuttuğum birşey.
Покажем завтра на приеме.
Öğle yemekleriniz tezgahın üstünde.
Обеды на кухонном столе.
Bu öğle saatlerinde halim Petit'in tekrar ipte yürümesine karar verdi.
Чуть позже судья приговорил Пети снова пройти по канату. КАНАТ МЕЖДУ БАШНЯМИ
Genç bir bayan gördüm. Onu bölümden tanıyordum. Ve ona benimle öğle yemeğine davet ettim.
Увидел молодую девушку Я узнал ее с секции ( кружка ), и предложил ей пообедать со мной.
Biliyorum, ayrıca sadece öğle yemeğiydi.
Я знаю, и это был просто обед.
Hey, gidelim. Sizinle yarın öğle yemeğinde görüşürüz?
Эй, пойдём, увидимся завтра за ланчем, да?
- Sizinle yarın öğle yemeğinde görüşürüz.
Увидимся за ланчем.
Evet ama öğle yemeğinde.
Да, но он на обеде.
Adam haftada üç kere falan öğle yemeğini unutur.
Адам забывает ланч по 3 раза в неделю.
Öğle vakti olabilir.
Может во второй половине дня.
Öğle vaktinde tekrar çaldı.
А за обедом он снова ее забрал.
Brousseau'yu ara, yarın bana öğle yemeği ayarla.
- Звони Бруссо. Организуй завтра обед.
Tamam, öğle arasında gelirim.
Ладно, зайду в обед.
Öğle yemeğinden önce 100 tur koşu.
100 пробежек до обеда.
Rogers olmadığına göre sanırım öğle yemeği bana kaldı.
Полагаю, раз нет Роджерса, я должна подумать о ланче.
Hem öğle yemeğinden bahseden sendin.
заниматься Роджерсом. И это вы предложили ланч.
Çünkü günün bu saatinde öğle yemeği yenir fakat ben aç değilken sen nasıl oluyor da acıkıyorsun?
Только потому, что было обычное время дня ланча, но я не голодна, да как вы можете испытывать голод?
Öğle yemeği vaktinde Busan'a varacağım. Formaliteler devam ederken noter onayı alacağım. - Sen Başkan'ı eve götür.
К обеду мы прибудем в Пусан. а ты отвезешь его домой.
Öğle yemeğini şimdi mi hazırlayayım?
Мне подавать обед?
- 20 senedir öğle yemeğini bu saatte yer.
- Он всегда обедает в это время вот уже 20 лет.
Öğle yemeğine istiridye lapası iste.
Я заказал кашу с морепродуктами на обед.
Dubrovnik'de dışarıda öğle yemeği yiyebilirsin.
А в Дубровнике тепло и можно обедать в летних кафе.
- Ben öğle yemeğine gidiyorum.
- Я пойду на обед.
Lavabodaki kusmuk izleri DNA'sıyla eşleşecek mi bilmek istiyorum. Öğle yemeğinin tadını çıkart.
Я хочу знать, готовы ли анализы рвоты, найденной в умывальнике и идентичны ли они его ДНК.
Öğle vakti aşırı sıcaktır.
В середине дня становится очень жарко.
Öğle yemeğini fazla kaçırmak...
Обезьянки объелись.
Öğle yemeğiyle geleceğiz.
Мы придем к обеду.
Bundan sonra öğle yemeği yemek ister misin?
Не хочешь потом перехватить что-нибудь на обед?
Öğle yemeğinde ne yapıyorsun?
Слушай, у тебя есть планы на обед?
Hatırlat da bir daha seninle Salı günü öğle yemeği yemeyeyim.
Напомни мне, больше не ходить с тобой на обед во вторник.
Charles bir araya gelip tekrar paketleme işini görüşmek istiyor. Öğle yemeğinde onunla buluşmak için gönüllü oldum ben de.
Чарльз хочет собраться и обсудить эту перекомпоновку, так что я вызвалась встретиться с ним за обедом.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]