Okuyabiliyorum translate Russian
223 parallel translation
Evet, buradan bile okuyabiliyorum.
Ясные, я читаю их прямо отсюда.
Düşüncelerinin çoğunu okuyabiliyorum.
- Я знаю многие твои мысли.
Yol boyunca, bana yetecek kadar sayfa okuyabiliyorum.
Моя дорога на работу и с работы позволяет мне поглощать определенную дозу чтения, не отвлекаясь по сторонам.
Ama ben okuyabiliyorum.
Но я умею читать.
Gözlerinizden okuyabiliyorum.
Я вижу это по вашим глазам.
Bunu gözlerinizden okuyabiliyorum.
Я читаю это по вашим лицам.
Rüyamda Dünyaların Kitabı'nı okuyabiliyorum. Samanyolu'ndaki milyarlarca dünyayı içeren muazzam bir ansiklopedi.
В своем сне я мог читать Книгу Миров, огромную энциклопедию о миллиардах планет Млечного пути.
Bir düşünce bu. Düşüncelerinden okuyabiliyorum bunu.
Это понятие, которое я прочел в их мыслях.
Burada en azından okuyabiliyorum.
Здесь, по крайней мере, я могу читать.
Neredeyse dudaklarını okuyabiliyorum.
Я могу разобрать слова по губам. Подведите меня поближе!
Okuyabiliyorum onu! Okuyabiliyorum!
Я могу прочесть это!
Zihnini okuyabiliyorum.
Я читаю твои мысли.
- Yüzünüzden okuyabiliyorum.
- У вас на лицах всё написано.
Gazete okuyabiliyorum.
Я читаю газеты.
Bunu gözlerinden okuyabiliyorum.
Вижу это в твоих глазах.
Okuyabiliyorum, Ed.Teşekkürler..
Я умею читать, Эд. Спасибо.
Ne kadar bunalmış da olsam, her zaman spor ile ilgili birşeyler okuyabiliyorum.
Даже в депрессии, я всегда читаю спортивные новости.
Yerleşik sistemlerde sorun yok gözüküyor ama sizi zorlukla okuyabiliyorum.
Поле, по-видимому не влияет на бортовые системы, но я с трудом могу вас расслышать, коммандер.
Sana ne zaman baksam aklından ne geçtiğini okuyabiliyorum.
Каждый раз, когда я смотрю на тебя, я точно могу сказать, о чём ты думаешь.
Sinyalini okuyabiliyorum ama pozisyonunu belirleyemiyorum.
Я улавливаю полетный след шаттла, но помехи у поверхности искажают его текущие координаты.
Yüzünden okuyabiliyorum.
Я всё вижу по твоему лицу.
- Dudak okuyabiliyorum.
- Я могу читать по губам.
Ve okuyabiliyorum.
И читать тоже.
Artık ne okuyabiliyorum, ne de dantel işleyebiliyorum!
Я больше не могу ни читать, ни вязать.
Aklından geçenleri okuyabiliyorum, o kadını buraya getireceğini düşünüyorsan, gözüme görünme.
Я тебя насквозь вижу. Так что иди куда подальше, если притащишь их сюда.
Olsun, neyseki kör alfabesi okuyabiliyorum.
Что-ж, к счастью я умею читать по Брайлю.
Şimdi insanları okuyabiliyorum ve'" kötü aktör'" ü düşünüyorum.
Ну, я умею распознавать людей, и я думал, - "он плохо играет".
Vücudundan okuyabiliyorum.
Твое тело говорит иное.
- Hiçbir şey, ama demek istediğim çok hızlı okuyabiliyorum.
- Ничего, но... Понимаете, в чем суть,... я могу читать очень быстро.
Seninle birlikteyken, okuyabiliyorum.
Твои, кажется, да.
Zihnini okuyabiliyorum.
Я могу читать твои мысли.
Onun beyninden geçenleri okuyabiliyorum. Ona karşı hissettiğim şeyleri fiziksel bir tutku olarak nitelendirebilirim.
Но, всматриваясь в неё, в переносном смысле, разумеется, а я без проблем могу это сделать, я понимаю, что природа моего влечения носит абсолютно плотский, плотский характер.
Okuyabiliyorum, değil mi?
Неужели это так трудно? Я же умею читать, правильно?
Haydi ama, bütçe okuyabiliyorum ben.
Перестань, я в состоянии разобраться в бюджетной справке.
En azından dergilerimi okuyabiliyorum.
По крайней мере, теперь я могу почитать вдоволь.
Biraz okuyabiliyorum!
Я должен - Я умею немного читать!
- Okuyabiliyorum.
- Я умею читать.
- Faturayı okuyabiliyorum.
- Я могу прочитать тебе этот счет-фактуру.
Harika. Çünkü ben de okuyabiliyorum.
Не думаю, что это попадёт в финальную версию DVD, сэр.
O üçkağıtçıyı kitap gibi okuyabiliyorum!
Вижу этого карлика насквозь.
Evet, artık ancak bununla okuyabiliyorum.
Да, докатился.
- Hey, dudak okuyabiliyorum!
- Эй, я могу читать по губам!
Beni özümsediği için tüm düşüncelerini okuyabiliyorum.
После поглощения я могу читать его мысли.
Seni okuyabiliyorum, Light Yagami.
я могу прочесть
Şimdi ilaçların etiketlerindeki ufak harflerle yazılı uyarıları, okuyabiliyorum artık.
Я могу прочитать даже крошечный текст, напечатанный на упаковках таблеток.
İstediğini söyleyebilirsin, Clark ama gözlerinden okuyabiliyorum.
Говори что хочешь, Кларк, но я по глазам вижу.
Otobüslerin numaralarını son anda okuyabiliyorum.
Я должна была его видеть... А я видела только размытую точку...
- Ben okuyabiliyorum.
- А я хочу.
Aklını okuyabiliyorum!
Я ничего такого не говорил!
Okuyabiliyorum. "
" Я умею читать!
- Ben okuyabiliyorum.
Я-то умею читать.