English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ S ] / Seyahat

Seyahat translate Russian

3,465 parallel translation
Farklı boyutlar arasında seyahat eden ve inmek istediğinde seni öldürmeye çalışan bir tren kadar imkansız.
Невероятно. Так же как волшебный поезд, едущий через другие измерения и убивающий тебя, если ты покинешь его.
Marie bildiğin gibi pek seyahat etmeyi sevmezdi.
Знаешь, Мэри, она не особо любила путешествовать.
Düzlemden düzleme seyahat eden bir gemi tek bir kadın hakkında bilgi toplayan... - Biz tanışıyoruz.
Сосудом, если быть точнее, странствующим из мира в мир, собирая информацию о неких женщинах... – Мы ведь встречались?
Biz Kargalar her zaman ölülerin arasında daha rahat oluruz bu dünya ve öbür dünya arasında seyahat etmemiz gibi.
Нам, воронам, всегда уютней рядом со смертью. ведь мы путешествуем между мирами живых и мертвых.
İkicisi, Başkan Yardımcısı'nın seyahat kayıtlarını incelemeni istiyorum.
Вторая, нужно что бы ты прошелся по журналу путешествий Вице-президента.
İşte bu yüzden ona bütün seyahat kayıtlarımı vermek istedim.
Именно поэтому я хочу вручить ей все мои журналы путешествий.
Başkan Yardımcısı'nın bütün kişisel seyahat kayıtları.
Все записи о личных поездках Вице-президента.
- Birlikte seyahat ediyoruz neticede.
- Ну, мы путешествуем вместе.
Ama banka işinin iki haftada bir salıdan cumartesiye, bölgelere seyahat etmen için sana ihtiyaç duymasıyla, sen ona bir anını bile verebilir miydin?
Но давал ли те её хоть момент, однако ваша ваша банковская работа, требует отправляться в штаты со вторника до субботы. каждую вторую неделю?
Baker kongrelere göre seyahat ediyor.
Бэйкер бывает на съездах.
Voight'in vaftiz kızı olarak onunla birlikte seyahat ediyorum.
Крестница Войта, которая живёт у него, пока её родители путешествуют.
Karavanlarla seyahat falan ediyor musun?
Вы путешествовали на караванах или на чем там?
Annemle çok seyahat ettim ama.
Я много путешествовал со своей мамой.
Çıkmaktan sonra seyahat büyük bir adım.
Ну, это большой прорыв в отношениях, ехать в путешествие вместе.
Bu günlerde bir uşakla seyahat etmiyor musunuz lordum?
Больше не берете с собой камердинера, милорд?
İş için seyahat ediyor.
Он уехал по работе.
- Seyahat için bile mi?
- Вообще нигде не был?
Bu seyahat, Titanik faciası gibi oldu.
Эта поездка была титанической неудачей.
Bir seyahat gibiydi.
Больше похоже на путешествие.
Araçlarının bir kadın yalnız seyahat.
Обеспеченная женщина путешествующая одна
Ve Truxton Seyahat bir fotoğrafta sizi teşhis etti.
И в бюро путешествий узнали тебя.
Bu seyahat acentesi olduğunu Helen için bir uçak bileti aldım nerede.
В том самом турбюро, где ты купил Элен билет на самолёт.
Çok seyahat ediyor.
- Она много путешествует. - Ага.
Seyahat mi? Kafayı mı yedin?
Путешествие?
Delphine az önce Rachel'ın seyahat programını gönderdi.
Дельфина прислала мне расписание Рейчел.
Çünkü artık kim seyahat acentası kullanır ki?
Кто же в наши дни пользуется услугами тур-агентства?
Ayarladığın diğer seyahat de, bizim tabut içinde eve dönüşümüzdü.
А затем ты зарезервировал нам поездку домой в гробах.
Henüz tekrar ticari bir uçakla seyahat etmeye hazır değilim.
Я еще не готов лететь коммерческим рейсом, так что...
- Ona seyahat etmek için çok hasta olduğunu söyleyin. Ne?
– Скажите ему, что он слишком болен чтобы ехать.
O zaman onu seyahat etmek için çok hasta yapın.
Тогда сделайте его слишком больным чтобы ехать.
Seyahat boyunca senin yanında oturmak zorunda kalırdım.
Пришлось разработать целую стратегию, чтобы сидеть рядом с тобой.
Üzgünüm. Bir seyahat günlüğü için çalışıyorum.
Я веду блог о путешествиях
Aslında çok seyahat ettim.
Но я много путешествовала.
Çok seyahat ederdi.
Много путешествовал.
Ne Myrtle Beach'de birlikte sarhoş olabileceğin türden iyi kişiler ne de büyük isyan bayrağı taşıyan boş bira şişelerini insanlara attıkları canavar kamyonlarındaki yatakta çıplak seyahat edebileceğin türden asiler.
с которыми можно нажраться с большим бунтарским флагом и бросать в людей пустые бутылки.
Hayır mı? Müvekkilim çekici,... evlenmemiş ve bekar bir adamla seyahat ediyor.
Моя клиентка привлекательна, она не замужем, путешествует с одиноким мужчиной.
Şu an seyahat yazıları derlemesi üzerine çalışıyor.
В настоящее время он работает над сборником эссе о путешествиях.
Sürekli seyahat ettiğimin farkındayım.
Да, я постоянно путешествую.
Cemaatin kayıtlarında biraz araştırma yaptım seyahat eden bir papazın kaybolmasına dair kayıtlar var.
Я немного покопался в своих приходских записях. Там упоминается об исчезновении странствующего священника...
Böyle bir yara ile seyahat etmesinin imkanı yok özellikle de uluslararası suları aşarken.
Он никуда бы не смог поехать с таким ранением, особенно, в открытое море.
Tüm bu yapay ev rahatlığı iyi seyahat eden iş adamları için olmasının arkasında Koca Jim Thompson tarafından yönetilen Houston Sendikasının kara para aklama organizasyonu için bir paravandan başka bir şey değil.
Только вот его используют как прикрытие для отмывания денег хьюстонского синдиката, которым управляет никто иной как Большой Джим Томпсон.
Bugünkü seyahat programı nedir peki?
Итак, какой у нас сегодня маршрут?
"Triple-A Seyahat Rehberi" Amerika'nın aile dostu şehrini satıyor.
Путеводитель... Продает американский семейно-дружелюбный город.
Ama daha çok seyahat etmem gerekiyor.
Иди сюда. Но, возможно, мне нужно больше путешествовать.
Seyahat acentesinde çalıştığın için çok şanslısın, Philip.
Тебе повезло быть турагентом, Филип.
Seyahat kayıtlarına, banka hesaplarına,.. ... havaalanı yüz tanıma sistemlerine baktım ama İbrahim'e ya da bilinen takma adlarına rastlamadım.
Так, пока я пробежался по дорожным записям, банковским счетам записям распознавания лиц в аэропортах, но не смог найти ничего, что указывало бы на Ибрагима или любой из его известных псевдонимов
Hayır, biraz seyahat ettim ve Willinston'a yerleştim ve düzenli Holdem oynatıyorum.
Нет, на самом деле, помотался немного и осел в Вилстоне, организовав обычную игру в покер.
Gece seyahat etmek için tehlikeli bir yoldur burası.
Знаете, этой дорогой очень опасно ездить по ночам.
Ben de seninle birlikte seyahat edeceğim.
Я поплыву с вами.
Birlikte seyahat ederdik.
Мы могли бы путешествовать вместе.
Çakallar sabitleşmiş izler üzerinden seyahat ederler.
Койоты перемещаются по одним и тем же тропам.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]